ZEYNEP SUDE YAVUZ
Düzenlenen toplantıda adaylık sürecini resmen duyuran Prof. Dr. Fahriye Vatansever Ağca, ekibiyle dernek yönetimine aday olma nedenlerini ve bu süreçteki temel vizyonlarını kamuoyuyla paylaştı.
Toplantıda BAL-GÖÇ için yola çıkma amaçlarını detaylandıran Prof. Dr. Vatansever Ağca, dernek çatısı altında yürütmeyi hedefledikleri çalışmaları aktardı.
Ağca, yaptığı açıklamalarda şu ifadeleri kullandı; Saygıdeğer basın mensupları ve Bal-Göç ailem, öncelikle hepiniz hoş geldiniz. Bugün toplantımızda sizlere Bal-Göç’ün 20. Olağan Genel Kurulu’nda neden yönetim kurulu başkanlığına aday olduğumu ve derneğimizle ilgili hedeflerimi anlatacağım. Kendimi tanıtmak gerekirse; 1976 yılında Bulgaristan Kırcaali’de doğdum ve 1989 yılında zorunlu göçle Türkiye’ye gelerek Bursa’ya yerleştik. Liseyi Yıldırım Beyazıt Lisesi’nde ikincilikle bitirdikten sonra 1994 yılında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne girdim ve 2001 yılında sekizinci derecesiyle mezun oldum. Aynı yıl Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda ilk yüze girerek kardiyoloji ihtisasıma başladım. Akademik kariyerim boyunca Bursa Yüksek İhtisas Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde görev aldım, 2017’de doçent ve 2025 yılı başında profesör oldum. Evli ve iki çocuk annesiyim; meslek hayatım boyunca uluslararası alanda ülkemi temsil ettim, birçok makale ve kitap bölümü kaleme aldım.
Bulunduğum yerlere tırnaklarımla kazıyarak geldim. Ben ve ekibim, asimilasyon politikalarını bizzat yaşamış, Bulgar askerlerinin kalaşnikofları önünde çocuk yaşta yürümüş, Jivkov rejimine karşı direnmiş bir nesiliz. Bal-Göç, merhum Mümin Gençoğlu’nun 1984 ruhuyla kurduğu bir dava derneğidir; bizler bu davanın hem sebebi hem de geleceğiyiz. Ancak üzülerek görüyoruz ki, on beş bin üyesi olan bu güzide derneğimizin üye sayısı iki binlere kadar düşmüş, insanlarımız küstürülmüş ve ötekileştirilmiştir. Mevcut yönetimin "kucaklaşma" vaatlerine rağmen, yönetim kurulunun yarıya yakını istifa etmiş ve derneğimiz camiasıyla olan bağını kaybetmiştir. Ben de bu duruma sessiz kalmamak adına, halkımızdan gelen yoğun talep üzerine bu göreve talip oldum.
Adaylığımızı açıkladığımız günden itibaren birçok engelleme ve haksızlıkla karşılaştık. Eylül ayından bu yana yüzlerce üyelik başvurusu hukuksuzca bekletilmekte, aidatını ödeyen üyelerimiz hazirun listesine eklenmemekte ve demokratik bir yarışın gereği olan listeler bizden saklanmaktadır. Balkan insanının iradesini 250 Türk lirası aidat şartıyla ipotek altına almaya çalışan bu anlayışa meydan okuyoruz. Seçildiğimiz ilk toplantıda bu aidat engelini kaldırarak genel kurulları tekrar on binlerin katıldığı bir coşkuya dönüştüreceğiz. Ayrıca tüzük değişikliği yaparak genel başkanlık görevini en fazla iki dönemle sınırlayacak ve bu makamın siyaset üstü, birleştirici bir çatı olmasını sağlayacağız.
Son olarak, hakkımızda yürütülen iftira kampanyalarına ve ailemle, işimle tehdit edilmeme rağmen yolumdan dönmeyeceğimi belirtmek isterim. Mesleği kalplere dokunmak olan bir hekim ve bir anne olarak, bu çürümüş düzeni değiştirmek için alnım ak, başım dik bir şekilde mücadele ediyorum. Bu dava sadece benim değil, tüm camiamızın davasıdır. Sizlere ve camiamıza güveniyor, sadece oyunuzu değil, kalben desteğinizi bekliyorum.







Yorumlar