DOLAR 42,4433 EURO 49,3649 STERLİN 56,4180 GRAM ALTIN 5.663,63 BIST 100 10.914,65 BITCOIN $90.956
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

Bursa’nın deprem hazırlığında yeni adım

Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen Deprem Sığınma Ünitesi Projesi, Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen sunum çalıştayıyla tanıtılıyor.

Giriş: 19.12.2025 10:38 | Güncelleme: 19.12.2025 11:13
Paylaş
Bursa’nın deprem hazırlığında yeni adım

ZEYNEP SUDE YAVUZ

Afetlere karşı hazırlıklı ve dirençli bir Bursa hedefiyle geliştirilen projede, deprem anı ve sonrasında vatandaşların güvenli alanlara hızlı şekilde ulaşmasını sağlayacak çözümler alanında uzman akademisyenler ve belediye yöneticileri tarafından ele alındı.

Çalıştayda sığınma ünitelerinin teknik yapısı, kullanım amacı ve uygulama süreci hakkında bilgi verildi.

Çalıştayda sığınma ünitesini tanıtan BURKENT Genel Müdürü İnan Keser, projenin Türkiye’de bu alanda yapılan ilk araştırma olduğunu ve İTÜ’den onay aldığını belirterek, bu çalışmanın sadece bir mühendislik projesi değil, 6 Şubat depremlerinin ardından geliştirilen bir toplumsal refleks ve vicdani bir sorumluluk olduğunu ifade etti.

Projenin Doğuşu ve Deprem Gerçeği

Projenin temel motivasyon kaynağının 6 Şubat tarihinde yaşanan büyük felaket olduğunu belirten İnan Keser, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile JICA (Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı) verilerinin Bursa’daki konut stokunun ciddi bir risk altında olduğunu gösterdiğini hatırlattı. Bursa ölçeğinde yaklaşık 100 bin konutun risk grubunda yer aldığını ifade eden Keser, kentsel dönüşümün uzun vadeli bir hedef olduğunu ancak kapıdaki deprem riskine karşı vatandaşların "zaman satın almasını" sağlayacak acil bir çözüme ihtiyaç duyulduğunu vurguladı. Bu projenin, orta ve uzun vadeli kentsel dönüşüm süreçleri tamamlanana kadar can kaybını önlemeye yönelik bir "ilk yardım" ve "acil eylem" hamlesi olduğunun altını çizdi.

Teknik Dayanıklılık ve Bilimsel Analizler

Mühendislik çalışmaları kapsamında projenin çok disiplinli bir yaklaşımla ve yüksek kaliteli çelik konstrüksiyon kullanılarak tasarlandığını açıklayan Keser, ünitenin statik olarak 400 tonluk bir yükü taşıma kapasitesine sahip olduğunu belirtti. Yapılan teknik analizlerde, sığınma ünitesinin binaya getirdiği ek yükün risk artırma oranının yüzde birin altında, yani yüzde 0,71 seviyesinde kaldığı, dolayısıyla bina statiği üzerinde olumsuz bir etki yaratmadığı saptandı. Tasarımın en kritik özelliğinin ise her yapının kendine özgü yıkılma biçimine karşı bağımsız bir direnç gösteren, dinamik yükleri bertaraf edebilen özgün yapısı olduğu kaydedildi.

Akademik Onay ve Saha Testleri

Projenin bilimsel geçerliliğini kanıtlamak adına İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) İnşaat Fakültesi ile iş birliği yapıldığını dile getiren İnan Keser, Bursa’daki kentsel dönüşüm alanlarında gerçek yıkım senaryolarına dayanan saha testleri gerçekleştirdiklerini anlattı. 8 tonluk betonarme blokların kullanıldığı çarpışma testlerinde ünitenin sıfıra yakın deformasyon gösterdiğini ve içindeki yaşam alanını tamamen koruduğunu ifade eden Keser, İTÜ tarafından hazırlanan resmi raporda projenin sığınma performansı açısından yeterli bulunduğunu belirtti. Literatürde bu denli bilimsel disiplinle yönetilmiş ve reel testleri yapılmış benzer bir çalışmaya henüz rastlamadıklarını da sözlerine ekledi.

Erişilebilirlik ve Sosyal Hedefler

Projenin temel hedefinin, sosyo-ekonomik düzeyi düşük ve yüksek riskli yapılarda yaşayan kitlelerin hayatta kalma şansını maksimize etmek olduğunu söyleyen Keser, ünitenin bir ev eşyası estetiğinde ve her konuta uygulanabilir şekilde tasarlandığını belirtti. Enkaz altında kalan bireylerin kurtulma olasılığını yüzde bir seviyelerinden yüzde doksanlara çıkarmayı hedeflediklerini vurgulayan Keser, projenin haklarının Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne hibe edildiğini hatırlattı. Konuşmasını sonlandırırken, bu çalışmanın ticari bir kaygı gütmeyen, kamu ve özel sektör paydaşlarının desteğiyle yürütülen bir "hayat kurtarma sigortası" olduğunu ifade ederek tüm destekçilere teşekkür etti.


Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, şehrin deprem direncini artırmayı hedefleyen Deprem Sığınma Ünitesi Projesi’nin tanıtım toplantısında yaptığı konuşmada, afetlere hazırlığın sadece teknik bir zorunluluk değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluk olduğunu vurguladı. Akademisyenlerden iş dünyasına, AFAD temsilcilerinden belediye başkanlarına kadar geniş bir katılımcı kitlesine seslenen Bozbey, ortak akıl ve bilimin ışığında geliştirilen bu projelerin Bursa’nın geleceği için hayati önem taşıdığını ifade etti.

Geçmişin Acı Deneyimlerinden Geleceğin Risk Yönetimine

Deprem gerçeğinin Türkiye’nin ve Bursa’nın hafızasında silinmez izler bıraktığını hatırlatan Başkan Mustafa Bozbey, 1999 depreminde bizzat tanıklık ettiği o büyük enerji patlamasının yarattığı dehşeti paylaşarak, bugün nüfusumuzun neredeyse tamamının bu risk altında yaşadığına dikkat çekti. Ülkemizin yüzde 92’sinin deprem bölgesi olduğunu ve yaklaşık 80 milyon insanın bu tehditle burun buruna yaşadığını belirten Bozbey, sadece deprem anı veya sonrası için değil, deprem öncesindeki tedbirlerin can kayıplarını önlemede asıl belirleyici faktör olduğunu söyledi. Toplumun bu konuda bilinçlenmesinin, ne yapacağını ve hangi tedbiri alacağını bilmesinin her türlü ekonomik yatırımdan daha öncelikli olduğunu vurguladı.

Yapı Stoku ve Denetimde Yaşanan Kronik Sorunlar

İnşaat mühendisi kimliğiyle yapı sektöründeki eksikliklere de değinen Bozbey, yirmi yıllık binaların yıkılıp yeniden yapılmak zorunda kalınmasını hem ekonomik bir kayıp hem de denetim sistemindeki bir zafiyet olarak nitelendirdi. Müşavirlik sisteminin tam anlamıyla hayata geçmemesi nedeniyle yapı denetim süreçlerinin beklenen verimliliğe ulaşamadığını ifade eden Başkan, Bursa’daki yapı stokunun yüzde 62’sinin plansız veya kaçak yapılardan oluşmasının acı bir tablo olduğunu belirtti. Sadece konutların değil, sanayi tesislerinin de programsız büyümesinin afet anında müdahaleyi zorlaştırdığını söyleyen Bozbey, toplumsal bir değişim ve dönüşüm sağlanmadığı sürece benzer acıların tekrarlanacağı uyarısında bulundu.

Bilimsel Veriler Işığında Bursa Ovası’nın Durumu

Bursa’nın geleceğini planlarken bilimsel verileri merkeze aldıklarını belirten Mustafa Bozbey, Bursa Ovası’nın her yıl ortalama 6 santimetre çöktüğüne dair bilimsel bulguların altını çizdi. On yılda 60 santimetrelik bir çökmeye tekabül eden bu durumun yeraltı sularının çekilmesi veya jeolojik süreçlerle ilgili olabileceğini ifade eden Başkan, bu gerçekle yüzleşerek ovanın çöken kısımlarının planlama dışına çıkarılması veya alternatif çözümler üretilmesi gerektiğini söyledi. Kentsel dönüşüm stratejilerini bu tip bilimsel verilerle entegre etmenin, dirençli bir kent inşa etmenin temel şartı olduğunu belirtti.

Mahalle Bazlı Hazırlık ve Toplumsal Farkındalık

Deprem öncesi hazırlıklar kapsamında mahallelerde kurulan afet konteynerlerinin önemine değinen Bozbey, bu konuda karşılaştıkları "daire değerinin düşeceği" yönündeki eleştirilere tepki göstererek, insan hayatının her türlü maddi değerden üstün olduğunu hatırlattı. Profesyonel ekipler bölgeye ulaşana kadar mahalle gönüllülerinin ve doğru ekipmanın hayat kurtarmadaki kritik rolüne değinen Başkan, Japonya’daki gıda ve ihtiyaç malzemesi rotasyon sistemini örnek göstererek, Bursa’da da toplanma alanlarının altyapı, hijyen ve gıda takviyesi açısından yüksek standartlara ulaştırılması gerektiğini ifade etti.

Hayat Kurtaran Projeler ve Kararlılık Mesajı

Tanıtımı yapılan Deprem Sığınma Ünitesi Projesi’nin, enkaz altında tek bir canın bile kurtarılmasına imkan tanıması halinde görevini başarıyla tamamlamış sayılacağını belirten Mustafa Bozbey, projeye emek veren mühendislere ve akademik destek sağlayan hocalara teşekkür etti. Depremden korkmak yerine depreme hazırlıklı olmanın bir yaşam biçimi haline getirilmesi gerektiğini savunan Bozbey, yapıların iyi denetlenmesi, bilim insanlarının uyarılarının dikkate alınması ve bu tip yenilikçi tedbirlerin yaygınlaştırılmasıyla sağlıklı bir gelecek inşa edilebileceğini söyleyerek konuşmasını tamamladı.

Yorumlar

Haber Arama