DOLAR
34,3153
EURO
37,4896
ALTIN
3.025,05
BIST
8.618,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Açık
15°C
Bursa
15°C
Açık
Çarşamba Açık
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Erkekler de bu aşıyı olmalı

Erkekler de bu aşıyı olmalı
A+
A-

Rahim ağzı kanserinin dünyada 45 yaş altı kadınlarda en sık görülen ikinci kanser türü olduğunu belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, bu kanserden korunmak adına kadınlar gibi erkeklerin de HPV aşısı olması gerektiğini söyledi.

İSTANBUL (İGFA) – Dünyada 45 yaş altındaki kadınlarda en sık görülen ikinci kanserin rahim ağzı kanseri olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Koşuyolu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Orhan Ünal, önemli bilgiler verdi. Son yapılan istatistiklerine göre rahim ağzı kanserinin Türkiye’de en sık görülen kanserler arasında ve görülme oranının 12’nci sırada olduğunu belirtti. Prof. Dr. Orhan Ünal, sözlerine şöyle devam etti: “Her yıl 500 bin vaka bildirilmekte. Bu nedenle yaşam kaybı oranları çok fazla olabiliyor. Tarama burada çok önemli. Bazı ülkelerde vakalarda yaşanan düşüşün sebebi taramaların giderek artmasıdır. Taramayla istenilen ise, vajinal smear testi ve kansere yol açan HPV (Human Papilloma Virus) tiplerinin belirlenmesi, kolposkopik muayene ve gerekirse biyopsi alınarak yıllar sonra ortaya çıkabilecek kanser öncesi lezyonların saptanabilmesidir.”

AŞILAR 9 YAŞINDAN İTİBAREN ÖNERİLİYOR

Rahim ağzı kanserinden korunmak adına HPV aşısının önemine dikkat çeken Prof. Dr. Orhan Ünal, “Aşılama 9 yaşından 26 yaşına kadar yapılabilir. 9-11 yaşları arasında 2 doz, 12-26 yaş arasında 3 doz şeklinde (2 ay ve 6 ay arayla) öneriliyor. Bu aşıların tiplerine bakacak olursak bir 2’li (HPV 16,18), bir de 4’lü (HPV 6,11,16,18) aşılar var. 2’li aşı HPV’nin en çok kansere yol açan tipine karşı uygulanıyor. Düşük riskli tiplerde ise kanser oranları daha düşük. Aşı olunsa bile rahim ağzı kanseri taramalarına devam etmek gerekiyor. Nasıl ki Kovid-19 aşısı olunmasına rağmen kişiler maske ve mesafeye devam ediyorsa, HPV aşısı sonrasında da aynı şekilde taramalar devam etmeli. Çünkü aşı olunca’’ HPV’nin diğer tiplerinin hastalığa yol açmasına engel olunamıyor ” uyarısında bulundu.

“KADINLARDAKİ HASTALIK ORANLARINI AZALTMAK İÇİN ERKEKLER DE AŞILANMALI”

HPV aşısının sadece kadınlara değil erkeklere de yapılması gerektiğini anlatan Prof. Dr. Ünal, şu uyarılarda bulundu: “Cinsel temasla bulaşan HPV 6,11 tiplerinin etkili olduğu siğiller de var. Bunlar sık görülen rahatsızlıklar arasında. Dolayısıyla bunlarda da 4’lü aşıyı uyguluyoruz. Rahim ağzı kanserine yol açan ya da kanserojen dediğimiz tiplerin sayısı fazla. Bir de HPV nin 9 tipine de etkili olan dokuzlu aşı çıktı. Ancak bu aşı henüz Türkiye’ye gelmedi. O nedenle 4’lü aşının erken yaşlarda yapılmasını öneriyoruz. Çünkü vücudun antikor oluşturması 5 yılı bulabiliyor. O nedenle erken yaşta aşılamanın yapılması, erken yaşta cinsel yaşam başlamadan antikor gelişimini sağlıyor. Bu aşı 45 yaşına kadar yapılabilir ama en fazla antikorun oluşacağı dönem, erken yaşlardır. HPV aşısının erkeklere de yapılması gerekiyor. Özellikle Avustralya’da bu aşılar devlet politikası halinde uygulanıyor. Çünkü hastalık erkeklerden de bulaşabilir. Hatta bu virüsü alan erkeklerde, baş boyun kanserlerine rastlamak mümkün. Çok eşlilik,  erken yaşta cinsel yaşama başlamak, çok fazla doğum yapmış olmak, uzun süre doğum kontrol haplarının kullanılması ve sigara alışkanlığı gibi koşullar, kanserin oluşmasında risk arttırıcı nedenler arasında sayılıyor. Sonuç olarak hem bu virüsün üzücü sonuçlarına maruz kalmamak ve hem de kadınlara bulaştırmamak adına erkeklerin de aşılanması gerekiyor.”