Milyonlar coşku, heyecan ve şampiyonluk umuduyla takımlarını izlerken, işin pek de konuşulmayan sponsorluk tarafında ise ilginç durumlar söz konusu. Sponsorluk kulüpler için çok büyük ve vazgeçilmez bir gelir kapısı. Taraftarlar arasında heyecan ve mutluluk dalgası yaratan pek çok transferin sponsorların desteği ile yapıldığı herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bilinmeyen ise sponsorların bu desteklerinin önemli bir kısmını devlete ödemeleri gereken kurumlar vergisinden düşmeleri. Sadece transferlerde değil sporculara ve teknik adamlara ödenen galibiyet primleri için bile kurumlar vergisi indiriminden yararlanılabiliyor. Futbolda sponsor firmaların yaptıkları harcamanın yarısı, amatör olarak sayılan basketbol, voleybol gibi diğer tüm branşlarda ise tamamı vergi indirimi kapsamında. Vergi Uzmanı Mahmut Aydoğmuş, devletin kasasına vergi olarak girebilecek milyonlarca liradan bu şekilde vazgeçilmesinin kamu vicdanını yaraladığını belirterek, sponsorluk uygulamasında değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyledi.
Futbolda, basketbolda, voleybolda ve pek çok spor dalında takımlarımızın başarıları ile göğsümüz kabarıyor, galibiyetleri ve şampiyonlukları ile mutluluk göz yaşları döküyoruz. Futbol ülkemizde açık ara en çok sevilen ve taraftarı olan spor olmaya devam etse de son yıllarda basketbol ve voleybolda ulaştığımız nokta, takımlarımızın birbiri ardına gelen zaferleri bu spor dallarına olan ilgiyi de adım adım zirveye yaklaştırıyor. Markaların, kulüplerin geniş taraftar kitlelerine ulaşmak ve prestijlerini artırmak için en çok tercih ettiği yöntemlerden başlıcası ise sponsorluklar. Kulüp gelirlerinde de sponsorlukların önemli bir payı bulunuyor.
Sponsorluk harcamalarına yönelik Kurumlar Vergisi Kanunu (KVK) ve Gelir Vergisi Kanunu’nda (GVK) yer alan düzenleme ile ilgili bilgiler veren Vergi Uzmanı ve Özay Mali Danışmanlık Kurucu Ortağı Mahmut Aydoğmuş, mükelleflerin yaptıkları sponsorluk harcamalarının profesyonel branşlarda yüzde 50’sini, amatör branşlarda ise tamamını vergi matrahlarından indirim olarak dikkate alabildiklerini söyledi. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından yönetilen Süper Lig, Birinci Lig, İkinci Lig ve Üçüncü Lig profesyonel olarak kabul edilirken, Gençlik ve Spor Bakanlığı bünyesinde bulunan basketbol, voleybol, tenis gibi diğer tüm branşlar amatör olarak kabul ediliyor. Ülkemizde kulüplerin ulaştıkları nokta ve elde edilen başarılar göz önüne alındığında basketbol ve voleybolun amatör branş olarak kabul edilmesi ise dikkat çeken ilginç bir ayrıntı olarak karşımıza çıkıyor.
Mahmut Aydoğmuş, tebliğ bazlı yapılan düzenlemede sponsorluk harcamasının kapsam ve çerçevesinin şu şekilde çizildiğini aktardı:
Vergi Uzmanı Mahmut Aydoğmuş, Galatasaray’ın büyük ses getiren Mauro Icardi transferini örnek verdiği sponsor harcamalarına vergi indirimi süreci hakkında, “Vergi mükellefleri bir sponsorluk harcaması yapmaları durumunda ödedikleri ayni veya nakdi tutarların amatör ve profesyonel ayrımına göre tamamını veya yüzde 50’sini o yılki ticari kazançlarından düşebiliyorlar. Bu şekilde yapılan sponsorluk harcaması çerçevesinde yüzde 25 oranında ödemeleri gereken kurumlar vergisi veya yüzde 15-40 bandındaki gelir vergisi avantajını ceplerine koyuyorlar.
Tebliğde yapılan açıklamada sponsorluk harcamalarının ticari faaliyetten çok sosyal yönünün ön planda olduğu vurgusu yapılıyor ancak rekor transferler ile nasıl bir “sosyal fayda” yaratıldığı üzerinde düşünülmesi gereken bir konu. Galatasaray taraftarlarının alkışlarla ve büyük tezahüratlarla karşıladığı Mauro Icardi transferinden örnekle açıklamaya çalışalım. Galatasaray Spor Kulübü, geçtiğimiz sene PSG takımından kiraladığı Mauro Icardi’yi bu yıl 10 milyon euro bonservis bedeli ile satın aldı. Galatasaray Spor Kulübü Başkanı Dursun Özbek, yaptığı basın açıklamasında bu tutarın 4 milyon euro tutarındaki kısmının sponsorlar aracılığı ile karşılandığını ifade etti. Dolayısıyla 30 TL kur üzerinden hesaplama yaparsak bu rakam 120 milyon TL’ye denk geliyor. Profesyonel seviye kabul edildiği için yapılan sponsorluk harcamasının yüzde 50’si dikkate alındığında 60 milyon TL tutarında ticari kazançtan indirim hakkı elde ediliyor. Yani bu kapsamda sponsor firmalar (yüzde 25 vergi oranı üzerinden) 15 milyon TL vergiyi ödememiş oluyor. O zaman şu soruları sormak lazım: Birincisi yapılan sponsorluk harcamasının nasıl bir sosyal faydası bulunuyor? İkincisi devletin alacağı vergiden vazgeçerek Icardi transferine 15 milyon TL finansman sağlaması ne kadar doğru?” diye konuştu.
Mauro Icardi transferinin sadece tek bir örnek olmadığının altını çizen Aydoğmuş, yüksek transfer bedeli olan birçok sporcunun, sponsorlar aracılığıyla transfer edildiğinin bilindiğini, amatör sayılan ve tüm harcamaların kazançtan indirildiği basketbolda da benzer durumun yaşandığını dile getirdi. Oyuncu transferlerinde milyonlar havada uçarken bol keseden dağıtılan galibiyet primlerinin de sponsorluk harcaması olarak değerlendirildiğini kaydeden Vergi Uzmanı Mahmut Aydoğmuş, açıklamalarını şu sözlerle bitirdi: “Özellikle spor müsabakaları sonucuna göre sporculara yapılan ödemelerin de sponsorluk harcaması olarak değerlendirilmesi ve vergi avantajı elde edilmesi gerçekten inanılmaz bir durum. Düşünün sezonun son haftası ve Fenerbahçe’nin mutlaka 3 puan alması gerekiyor. Bir şirketimiz çıkıyor ve diyor ki, “Bu maçı kazanın, tüm oyunculara bizden şu kadar prim. Sonra da bu tutarın yarısını kazancından indiriyor. Gerçekten de trajikomik bir durum. Vergi sistemimizde ilginç olaylar görebilirsiniz ama vatandaşın omuzlarındaki vergi yükünün giderek ağırlaştığı bir ortamda sponsorların vergi yükünü hafifleten bu konunun kamu vicdanını yaralayan bir durum olduğu kanaatindeyim. Umarım kamu yararına kullanılması gereken vergiler üzerinden yapılan bu uygulamalarda bir değişikliğe gidilir ve yaşanan ironik durum da ortadan kalkmış olur”.
Bu kapanacak 20 saniye