Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş bir TV kanalında Pınar Işık Ardor’un sunduğu Pazar Siyaseti programına konuk oldu. Gündeme ilişkin soruları cevaplandıran BTP lideri önemli açıklamalarda bulundu.
Baş, “Altılı masada olsaydınız, oraya ne katardınız sorusuna” şu şekilde cevap verdi; “Orada BTP’nin olması şu demekti; masa genişleyebiliyor, muhalefet büyüyebiliyor. Bak İtalya’da seçimler 14 partinin birleşimiyle kazanıldı. Bunu yakalayamayanlar Macaristan’da şurada burada seçim kaybetti. Bu psikolojiyi, bu ortamı oluşturacaktık bu olmamış oldu”
Yıpranmasın diye açıklanmayan aday…
Altılı masanın Cumhurbaşkanı adayının “yıpranmasın” diye açıklanmamasını doğru bulmadığını söyleyen Hüseyin Baş, “Yıpranmasın diye açıklanmayan aday, olası tüm adayların yıpranmasına sebep oluyor. Bir de öyle bir şey ki, nasıl bir aday ki üç ayda yıpranacak! Öyle bir aday ülkeyi beş sene nasıl yönetecek? Şimdi Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun aday olmaya çabaladığı çok aşikâr. Şimdi yıpranmasın diye açıklanmayan aday Kemal Bey mi? Onu da ben merak ediyorum” dedi.
Seçim sonucunu muhalefetin tavrı belirler
AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 yıllık iktidarının en zayıf döneminde olduğunu ifade eden BTP lideri, bu seçimin sonucunu muhalefetin atacağı adımların belirleyeceğini söyledi.
Hüseyin Baş şöyle konuştu; “20 yıldır ülkeye verilen zarar ortada. İnsanların hukuka, adalete, eğitime, gıdaya, sağlığa ulaşımı, hayata yaklaşımı, geleceğe dair umutlarının bitişi ortada… Burada yıpranmış taraf zaten hükümet tarafı. Bence Sayın Cumhurbaşkanı en güçsüz döneminde, 20 yıl içerisinde hiç bu kadar zor bir seçim geçirmemiş olacak. Bu seçim O’nun için çok zor. Düşüncemde tezat yok, şöyle tutarlılık var; Recep Tayyip Erdoğan seçim gecesi bir bakıyor yüzde 40 oy almış, muhalefet iyi bir süreç yürütürse bu olur. Muhalefet kötü bir süreç yürütürse bir bakarsınız Tayyip Erdoğan yüzde 50-51 almış. Mesela hemen yakın zamanda yaşanmış bir olaydan “Türkiye’de başörtüsü meselesi” diye ortaya çıkarsanız, bu güçsüz adaya, bu yıpranmış kişiye can suyu vermiş olursunuz. Başörtüsü meselesini Sayın Kılıçdaroğlu’nun ortaya atması hata, Cumhurbaşkanı adayının şu ana kadar dillendirilmemesi hata, çünkü toplum güvenmek ister. Güven duygusu bir kez yıprandığı zaman bunu bir daha tesis etmek çok zordur. Toplum güvenmeye elverişli, ama bir aday çıkaramıyorsunuz. O zaman ben de şöyle düşünmeye başladım; 2 aday çıkarırız, problem yok! Öyle bir ihtimal görüyorum.”
Erdoğan’ın 3. kez adaylığı anayasaya göre mümkün değil
Hüseyin Baş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın üçüncü kez adaylığı üzerine yapılan tartışmaları da değerlendirdi.
Anayasaya göre bir kişinin üçüncü defa aday olamayacağını ifade eden Baş, “Sayın Erdoğan, Cumhurbaşkanı olmak için YSK’ya başvuru yapacak. Ben bir hukukçuyum, anayasaya göre bu mümkün değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın bir kez daha Cumhurbaşkanı adayı olması hukuka uygun değil. Bunu isterse adalet terazisini elinde tutan Themis söylesin yanlış… Böyle bir şey yok. Dolayısıyla üçüncü kez adaylık noktasında kim ne derse desin bizim anayasamıza göre bu mümkün değil. Ama bakın bu olacak! Durumunu kabullenmek başka bir şey, seçime girip O’nunla mücadele etmek başka bir şey, bunun hukuka uygunluğunu konuşmak başka bir şey. YSK bunu kabul edecek ama tarihe kayıt düşelim; Bu, Türkiye’de olamayacak bir şey iken yapıldı, bu oldu! Bu kaydı düşmemiz lazım. Tam bu noktada bana “aday olabiliyor musunuz diye” sordunuz. 40 yaşını doldurmamış insanlar Türkiye’de Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Ben 31 yaşında olduğum için Cumhurbaşkanı adayı olamıyorum. Ama şöyle bir umudum var; hani (3. kez aday olamıyor ama aday yapıyorlar) belki bize de derler ki hadi sen de… Başvuru yapacağım” dedi.
Alım gücümüz çok düştü, bu rakamlarla geçinilmez
Programda ekonomi üzerine de değerlendirmeler yapan Hüseyin Baş, “An itibariyle baktığımızda pazar ortada, raflar ortada, buzdolabını dolduramıyoruz. 8 bin 500 liraya İstanbul’da, Ankara’da, Bursa’da ev kirası yok. Şu anda İstanbul’a tayini çıkmış, Ankara’ya tayini çıkmış memurlar, öğretmen olsun, polis olsun, devlet görevlileri, ailelerini Anadolu’da bırakıyor ve büyük şehirlerde iki üç arkadaş birleşiyorlar bir tane ev tutuyorlar, o evde durmaya çalışıyorlar. Memurun durumu bu, asgari ücretliyi siz hesap edin. Bu rakamlar şu anda Türkiye’de geçinilebilecek rakamlar değil. Özellikle Büyük şehirlerde mümkün değil. Böyle bir problemle karşı karşıyayız, alım gücümüz düştü” dedi.
Ekonomide yalancı baharlara aldanmayın !
İktidarın seçim öncesi ekonomide pembe bir tablo oluşturmak istediğini de belirten BTP lideri, “Üstü güzel görünen bir psikolojide bizi seçime götürecekler ama arkası fecaat, arkası problem, arkası tehlike… Türkiye’de ekonomi bu hükümetle düzelmez Türkiye’de ekonomi bu hükümet ile bir yere gidecek olsaydı 20 yılda giderdi. Bir 20 yıl daha versem, bırak 20 yılı 200 yıl versem bundan iyisi olmayacak. Yani en iyi ihtimalle bu olacak ki, bu çok kötü bir tablo. O yüzden ekonomik yalancı baharlara aldanmayalım. Kararlarımızı etkilemesine, İzin vermeyelim” şeklinde konuştu.