DOLAR 42,4433 EURO 49,3649 STERLİN 56,4180 GRAM ALTIN 5.663,63 BIST 100 10.914,65 BITCOIN $90.956
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

Kuraklıkla birlikte kent peyzajında yeni dönem: Sürdürülebilirlik ön planda

Global iklim buhranının tesiriyle Türkiye'de yazlar gittikçe daha da kurak geçmekte. Bu vaziyet, şehirlerdeki yeşil alan düzenlemelerinde de yeni bir devri başlatıyor.

Giriş: 18.09.2025 10:38
Paylaş
Kuraklıkla birlikte kent peyzajında yeni dönem: Sürdürülebilirlik ön planda

Eksperlere göre artık sadece estetik değil, aynı zamanda sürdürülebilir ve su tasarrufuna yönelik bir peyzaj yaklaşımına geçilmesi gerekiyor.

Peyzaj Mimarları ve Sektör Profesyonelleri Derneği (PEYZAJDER) Yönetim Kurulu Başkanı Fulya Akfidan Sevim, bu seneki sıcak ve yağışsız yaz mevsiminin peyzaj uygulamalarını doğrudan etkilediğini ifade etti. Sevim, "Bu yaz yaşanan kuraklık sebebiyle birçok kurum ve belediye, peyzaj tertiplerinde kuraklığa dirençli bitkileri yeğlemeye başladı. Bu değişim, hem çevre hem de iktisat açısından oldukça kıymetli" şeklinde konuştu.

Şehir içi peyzaj düzenlemelerinde uzun senelerdir yaygın şekilde kullanılan çim sahalar, su tüketimi nedeniyle eleştirilerin odağında yer alıyor. Bursa gibi yaz aylarında mühim sıcaklıkların yaşandığı şehirlerde, bir metrekare çim yüzeyinin günlük yaklaşık 10 litre suya gereksinim duyduğu belirtiliyor.

Sevim, çim kullanımının yaygın olduğu yol kenarları ve kavşaklarda bu tercihin hiçbir işlevsellik taşımadığını vurgulayarak, "Kim yonca kavşağın ortasına girip çimde oturuyor? Bu sadece alışkanlıktan kaynaklanan fakat sürdürülemez hale gelen bir uygulama. Artık suyu değil, çimi heba ediyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Çimin serin ve yağışlı iklimlerde ortaya çıkan bir gelenek olduğuna dikkat çeken uzmanlar, Türkiye gibi su baskısı yaşayan memleketlerde bu anlayışın sürdürülmesinin ekolojik ve ekonomik açıdan büyük bir yanlış olduğunu belirtiyor.

Yeni Peyzaj Anlayışı: Öz Yeterli Tabii Alanlar

"Artık peyzaj tasarımlarında estetiğin yanı sıra farklı suallerin de gündeme gelmesi gerekiyor" diyen PEYZAJDER Başkanı ve Akfidan Peyzaj Tasarım Uygulama Yönetim Kurulu Başkanı Fulya Akfidan Sevim, peyzaj alanlarının ne kadar karbon depoladığına, su döngüsüne katkısına ve şehir faunasına yaşam alanı sağlayıp sağlamadığına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

PEYZAJDER'e göre, peyzajda kullanılacak bitkilerin sadece görsel değil, çevresel katkıları da dikkate alınmalı. Yerel bitkiler; daha az su ve bakım isterken, hastalıklara ve zararlılara karşı daha dayanıklı olmalarıyla öne çıkıyor.

Dünyada Değişim Başladı, Sıra Türkiye'de

Birçok ülke, su verimliliği temelli uygulamaları kent peyzajlarına entegre etmiş durumda. Gri su sistemleri, yağmur bahçeleri, geçirgen yüzeyler ve terk edilmiş altyapıların yeşil alanlara dönüştürülmesi bu dönüşümün önemli adımlarını oluşturuyor. New York'taki High Line, Paris'teki Promenade Plantée ve Seul'deki Seoullo 7017 projeleri, bu alanda dünya çapında örnek teşkil ediyor.

Türkiye'de ise bu yaklaşımların henüz yeterince benimsenmediği görülüyor. Sevim, "Ne yazık ki peyzaj uygulamalarımız hala tankerlerle yapılan 'vahşi sulama' mantığına dayanıyor. Yerel bitki üretimi yeterince desteklenmediği için ithal türlere bağımlı kalıyoruz" diyerek mevcut uygulamaları eleştirdi.

Bursa'dan Başlasın: Doğal Bir Kent, Yaşanabilir Bir Gelecek

PEYZAJDER, bu dönüşümün Bursa'dan başlaması gerektiğini savunuyor. Şehrin girişlerinde erguvan, kestane ve ıhlamur ağaçlarının selamladığı bir doğallık hedefleyen Sevim, hem yerel yönetimlere hem de halka çağrıda bulundu ve "Suya hürmetkar, tabiata hassas peyzaj anlayışını birlikte hayata geçirebiliriz. Bursa'nın benzersiz florası, bu dönüşüm için güçlü bir zemin sunuyor. Şehirlerin kimliği doğasında saklıdır. Suya hürmet göstermeden tabiata hürmetkar bir kent kurulamaz" dedi.


Yorumlar

Haber Arama