DOLAR
34,3258
EURO
37,5240
ALTIN
3.021,86
BIST
8.618,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Açık
15°C
Bursa
15°C
Açık
Çarşamba Parçalı Bulutlu
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

Lale Karabıyık: 3 milyon çocuk, kronik yetersiz beslenme yaşıyor!

A+
A-

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, yaptığı basın açıklamasıyla ekonomik kriz nedeniyle yetersiz beslenen çocuklar konusunu gündeme getirdi. Karabıyık açıklamasında ”Ülkemizde 45 milyon kişi açlık sınırının altında, 35 milyon kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşadığını görüyoruz.” ifadelerini kullandı.

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, yaptığı basın açıklamasıyla ekonomik kriz nedeniyle yetersiz beslenen çocuklar gerçeğini gözler önüne serdi…

CHP’li Vekilin açıklaması şu şekilde:

“20 yıllık AKP iktidarının hatalı ekonomi politikalarının yarattığı kriz, çocukları yetersiz beslenmeye ve açlığa mahkum etti…

Türk-İş’in 2022 yılı Ağustos ayında paylaştığı verilere göre 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı 22 bin 442 TL, açlık sınırı ise 6 bin 890TL’dir. Asgari ücret’in 5 bin 500 TL olduğu düşünüldüğünde, ülkemizde 45 milyon kişi açlık sınırının altında, 35 milyon kişi ise yoksulluk sınırının altında yaşadığını görüyoruz.

Bu tablo, nüfusumuzun neredeyse yarısının açlıkla mücadele ettiğini gösteriyor. Yaşadığımız kriz ortamında haneleri saran ağır yoksulluk nedeniyle, çocuklar da erken yaşta bu yoksulluk döngüsüne giriyor.

Öğrencilerin eğitim giderleri, yüksek enflasyon nedeniyle çok yükseldi. Aileler, çocukların eğitim giderlerini karşılamakta zorlanırken, tam gün eğitim-öğretim yapılan devlet okullarında öğle yemeği verilmediği için, çocuklarına okul kantininden yemek alabilecekleri bir harçlık vermek ya da evden bir beslenme çantası hazırlamak, halihazırda açlık sınırının altında yaşayan milyonlarca aile için mümkün olmuyor. Milyonlarca dar gelirli aile, çocuklarına evde de sağlıklı beslenme imkanı sağlayamıyor.

3 milyon çocuk, kronik yetersiz beslenme yaşıyor!

Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı tarafından ve Haziran ayında güncellenen Dünya Yoksulluk Haritası’na göre, Türkiye’de 84.3 milyon nüfusun 14.8 milyonu yeterli gıda tüketemiyor ve her ay onbinlerce vatandaşımız bu listeye ekleniyor.

Türkiye’de 5 yaş altı çocukların yüzde 1.7’si yani yaklaşık 1 milyona yakın çocuk akut yetersiz beslenme yaşıyor; yani, çocuklar ihtiyaç duydukları besinleri alamadığı için gelişemiyor. Çünkü uzmanlara göre, çocuklarımız yeni dokuların yapımı için gereken iyi kalitede protein, vitamin ve mineralleri alamıyor. Yaklaşık 3 milyon çocuk ise kronik yetersiz beslenme yaşıyor.

Çocuklarımızın sağlığı ile ilgili aile hekimleri tarafından yapılan bir araştırma ise, yoksulluğun çocukların sağlığı üzerindeki etkisini kanıtlar nitelikte. 1049 çocuk ile yapılan bir araştırmaya göre, çocukların dörtte biri çok düşük kilolu.  Hekimlerin çalışmasına göre, lise öğrencilerinin yüzde 13,2’si beslenme eksikliği nedeniyle olması gereken kilonun altında. Bu oran ilkokulda yüzde 14,9’a, ortaokulda ise yüzde 19,8’e yükseliyor.

Çocuklarda kansızlık görülme sıklığı ise ilkokula gidenlerde yüzde 87, ortaokula gidenlerde yüzde 74,2, liseye gidenlerde ise yüzde 64,2. Aynı çalışmanın sonuçlarına göre, ülkede kız çocuklarının yüzde 85,2’si, erkek çocuklarının ise yüzde 68,6’sı kansızlıkla mücadele ediyor. Yani beslenme yetersizliği önemli sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor; aynı zamanda çocukların öğrenme ve başarısı üzerinde de olumsuz etki yaratıyor.

Öğretmenlerin yüzde 97,5’i öğrencilerin dengeli ve düzenli beslendiklerini düşünmüyor!

Eğitim-İş Bursa Şubesi tarafından yapılan “Öğrencilerde Sağlıklı Beslenme Düzeyi Araştırması” Bursa’da 17 ilçedeki okul öncesi, ilkokul, ortaokul ve lise düzeyindeki resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmenler ile gerçekleştirilmiş, toplam 2167 öğretmenin inceleme, gözlem ve tespitlerinin derlenmesi ile raporlaştırılmıştır.

Araştırmaya katılan öğretmenler, sorumlu oldukları öğrencilerin yalnızca yüzde 9,95’inin her gün düzenli olarak (evde veya okulda) süt içtiklerini belirtmişlerdir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerden yüzde 97,5’i öğrencilerin dengeli ve düzenli beslendiklerini düşünmediğini, yüzde 2,5’i ise öğrencilerin sağlıklı ve dengeli beslendiğini düşündüğünü belirtmiştir.

Araştırmaya katılan öğretmenler, sorumlu oldukları öğrencilerin yüzde 31’inin evde kahvaltı yaptığını, yüzde 44’ünün okulda beslenme çantası ya da kantin yoluyla kahvaltı yaptığını, yüzde 25’inin ise herhangi bir yolla kahvaltı yapmadığını belirtmişlerdir.

Araştırmaya katılan öğretmenler, sorumlu oldukları öğrencilerin yüzde 12,5’inin her gün düzenli olarak (evde veya okulda) yumurta yediklerini belirtmişlerdir.

Araştırmaya katılan öğretmenler, öğrencilerin beslenme çantası ya da kantin yoluyla aldıkları gıdaların yüzde 6,7’sinin besleyici gıdalar (süt, meyve, sebze vb.) olduğunu, yüzde 93,3’ünün de unlu mamuller (simit, poğaça, tost vb.) olduğunu bildirmişlerdir.

Mayıs 2022’de yapılan bu araştırmanın ardından geçen sürede ülkemizde artan ekonomik kriz ve yoksulluk nedeniyle, bu tablonun çok daha kötüye gittiğini söylemek mümkün!

Eğitim Sen ise “2022-2023 Eğitim Öğretim Yılı Başında Eğitimin ve Okulların Durumu” başlıklı raporunda, Türkiye’de çok sayıda öğrencinin okula kahvaltı yapmadan gittiğini, birçok öğrencinin okulda yemek yemeden günü tamamladığı ve eve döndüğünü belirtiyor; bir an önce okullarda kamunun öğle yemeği hizmeti sunması çağrısında bulunuyor.

Çocuklarımız ailelerinin itildiği yoksulluk nedeniyle sağlıklarını yitiriyor!

Çocuklarımız ailelerinin itildiği yoksulluk nedeniyle sağlıklarını yitiriyor. Ülkemizde yoksul fertlerin yaklaşık yüzde 45’ini çocuklar oluşturuyor ve ne yazık ki Türkiye’de çalışan çocukların, çalışma nedenlerinin başında yoksulluk geliyor. Bugün Türkiye’de neredeyse 250 bin çocuk, istihdamda olduğu için eğitimine devam edemiyor.

Bu ülkede yüzbinlerce çocuk okulda olması gereken yaşta ailesinin yoksulluğu nedeniyle çalışmak zorunda kalıyor ve hatta arkadaşlarıyla oyunlar oynayamak yerine çalıştıkları iş yerlerinde hayatını kaybediyor…

Bu gerçek acilen görülmeli ve çocuklarımızın sağlıkla büyüyeceği bir ortam yaratılmalıdır. Ülkemizin sağlıklı bir geleceğe sahip olması buna bağlıdır. Türkiye’de uygulamadaki yanlışların en başında, çocukların üstün yararının değil çocukla ve gençlerle ilgili alınan tüm kararların merkezinde sadece gelecek nesilleri şekillendiren ideolojik çıkarların var olması geliyor.

Çocuklara yapılacak olan sosyal yatırımlar kısa vadede daha sağlıklı ve donanımlı bir kuşak yaratacak, uzun vadede ise toplumsal eşitsizliklerin azalması, ekonomik büyümenin gerçekleştirilmesi, suç oranlarının düşürülmesi ve toplumsal barış ortamının sağlanması gibi çok önemli katkılar sağlayacaktır. Çocuklar ile ilgili izlenen politikalarda bu gerçek unutulmamalıdır.