Mardin’de hüküm süren son Artuklu Sultanı Melik Necmettin İsa bin Muzaffer Davud bin El Melik Salih tarafından 1385 yılında yaptırılan Sultan İsa Medresesi hala tüm ihtişamıyla 900 yıldır dim dik ayakta duruyor.
Şehmus Edis
Mardin’in tarihî zenginliklerinden olan ve mimarî yapısıyla göz dolduran Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi, Mardin Kalesi’nin önünde yer alıyor ve mimarisinde kullanılan tekniklerle hayranlık uyandırıyor. Bir zamanlar ilim irfan yuvası olan medrese günümüzde ise maalesef tam olarak işlevsel halini alamıyor. Medrese 100 yıldır elden ele devredilerek, vakıfların derneklerin adeta yaz boz tahtasına çevrildi. Sit alanında yer alan medrese maalesef bazı vakıflar ve dernekler tarafından aslına uygun olarak kullanılmıyor. İçine çivi bile çakmak yasak olduğu medresede günümüzde içinde mutfak bile yapıldığı görülüyor.
SIRLAR GİZEMİ,Nİ KORUYOR
Mardin’in tarihî zenginliklerinden olan ve mimarî yapısıyla göz dolduran Zinciriye (Sultan İsa) Medresesi, Mardin Kalesi’nin önünde yer alıyor . Yapımı 5 yıl süren medrese mimarisinde kullanılan olağanüstü tekniklerle günümüzün tarihine ve görkemine ışık tutuyor. Uzun merdivenler çıkılarak ulaşılan Zinciriye Medresesi, 1385 yılında dönemin hükümdarı Sultan İsa tarafından yapıldı. Kartal Kalesi’ne 70 metre uzaklıkta yapılması ve ovaya hakim manzarası ile Artuklu hükümdarlığın sürdüğü asırlarda önemli ilim ve bilim insanları yetiştirmeyi başardı Bu yüzden Sultan İsa Medresesi olarak da bilinmekte. Günümüzde ise bu ihtişamlı medrese maalesef bazı derneklerin kullanım alanına çevrilmiş vaziyette duruyor. Medresenin küçük mescidinin sağ tarafında ise Artuklu hükümdarı Sultan İsa’nın Türbesi bulunuyor.
900 YIL ÖNCE SES GEÇİRMEYEN ELVAN YAPILDI
Farsça’da salon anlamına gelen ve Mardin’deki birçok medresede bulunan eyvanlar mimarî yapısıyla dikkat çekiyor. İnsan ömrünü simgeleyen eyvan, Zinciriye Medresesi’nde iki derslik arasına yapılmış. Sebebi ise iki derslikte görülen farklı derslerin seslerinin birbirine karışmamasını sağlamak. Eyvandan akan su ses yalıtımını sağlıyor ve sesler karşı derslikten duyulmuyor. Ayrıca eyvanın sonunda bulunan ve mahşer alanını temsil eden havuz, zamanında havuza yansıyan gök cisimleriyle astronomi dersleri için kullanılmış. Medresenin mimarisindeki bir diğer önemli özellik ise ses sistemi. Mimari özelliği sayesinde hoparlör olmadan bütün medrese içi ve avlusunda duyulacak şekilde ezan okunabiliyor. Ses bütün medreseyi kaplıyor.Medresenin tamamen simetrik bir mimarisi var. Bu dünyada ne ekersen, ahirette onu biçersin ve yaptığın her şeyin karşılığını alırsın manasında yapılmış. 900 yıl boyunca bir çok medeniyetlere ev sahipliği yapan medrese günümüze kadar ayakta kalması bile mucize olarak nitelendiriliyor.
TEKNOLOJİ OLMADAN HER ŞEY DÜŞÜNÜLMÜŞ
Medrese içindeki ses sistemi sayesinde hoparlör olmadan bütün medrese içi ve avlusunda duyulacak şekilde ezan okunabiliyor. Aynı zamanda medreseye zamanında Nevşehir Kapadokya’dan getirilen taşlar sayesinde medresenin aydınlatması sağlanıyor. Çok az sayıda ve mescidin tam ortasında bulunan taşlara az miktarda ışık tutulduğunda parlıyor ve içeriyi aydınlatıyor. Ve çatlamış olan taşlar hiçbir şekilde ışığı dışarıya geçirmiyor.
DEPREM HABERCİSİ SİSTEMİ VAR
900 yıl önce Artuklu hükümdarlığın hakim olduğu dönemde bilimin yüksek derecede kullanıldığı ise medresede yapılan o zamanın teknolojisi ise insanları bir kez daha hayretler içinde bırakıyor. Medreseye yerleştirilen uzun silindir şeklindeki deprem habercisi denilen taş, binada hasar olup olmadığını gösteriyor. Eğer silindir deprem habercisi dönerse binada hasar var ve yıkılabilir demek. Ama şimdiye kadar deprem habercisi hiç dönmemiş.
Bu kapanacak 20 saniye