Her şehrin ayrı bir kültürü, ayrı bir tarihi değeri vardır ama bu konuda Mardin bir başka. Mardin, tarihî evlerinden el sanatı ürünlere, yemeklerinden kapı tokmaklarına kadar göz kamaştıran bir kültürel zenginliğe sahip. Mardin yöresindeki mimarinin en ilgi çekici unsurlarından biri, kuşkusuz eski evler.
ŞEHMUS EDİS (MARDİN HABER)
Onlarca, yüzlerce ve dahi binlerce zil çeşidi ve sesi vardır yaşamımızda. Kapımıza istediğimiz melodileri takıp istediğimiz gibi zili çaldırabiliriz. Kuş sesi, bir melodi, ding dong. Fakat hiçbir ses dışarıdaki kişinin kimliğine dair bir ipucu vermez içeridekilere. Ya da içeridekilerin ruh hali ile ilgili dışarıdakilere bir bilgi vermez. Kapılar, yaşama açılan yolu oldular, kimi zaman kalabalıkları ilk onlar karşıladılar, kimi zaman bizim yalnızlığımızın tek tanığıydılar. Evin vazgeçilmez bir parçası oldu hep desen desen kapılar.
Ve o kapılar üzerlerindeki kapı tokmaklarıyla dile geldiler, hayat buldular. Tokmaklar sadece kapı çalmak için değildi. Bazen biten bir özlemi onlar duyurdular, acı çalınışlarıyla bir hüznün ilk habercisi oldular. Kimince sesliydi, kimi kalın, kimi orta. Bazen gelinlik bir kızın geldiğini duyurdular. İçerdekiler evin babasının geldiğini kapı tokmağının sesinden anladılar. Çocuklar hep zilin sesiyle anladılar annelerinin geldiğini ve ilk önce onlar kapıya koştular.
MARDİN’DE KAPILAR VE TOKMAKLAR
Kapı çalmak, açılmasını beklemek, bir hoş geldin, bir güler yüzle karşılanmak ya da kapınızın çalınmasını beklemek, misafirperverlik, hoşgörü özlemidir çoğumuz için. Hele de kapımızı çalan, yolunu beklediğimiz bir sevdiğimiz ise… Her şehrin ayrı bir kültürü, ayrı bir tarihi değeri vardır ama bu konuda Mardin bir başka. Mardin, tarihî evlerinden el sanatı ürünlere, yemeklerinden kapı tokmaklarına kadar göz kamaştıran bir kültürel zenginliğe sahip. Mardin yöresindeki mimarinin en ilgi çekici unsurlarından biri, kuşkusuz eski evler.
Zamana meydan okumuş, mimari üslubu, taş duvarları ile günümüze kadar dimdik ayakta kalabilmeyi başarmış Mardin evleri. Köşk evler, cumbalı evler, pencere kafesleri, ahşap ya da kesme taş işçiliği… Bunlar arasında bir ayrıntı daha kendini gösteriyor ki o da olağanüstü güzellikteki ahşap kapılar. Taş evlerin bu ahşap kapılarım özel yapan şey de bir sanat eseri gibi duran tokmakları. Efsanelere konu olmuş Mardin’in labirent sokaklarını gezerken taş evlerin kapılarını süsleyen kimi horoz, kimi aslan kafası, kimi el figürü kapı tokmakları hemen dikkatleri çekiyor. Her evin ayrı bir kapı tokmağı var. Kimi zenginliği, kimi asaleti kimi de hoşgörüyü temsil ediyor. Tahta kapıların süsü gibi duran bu tokmaklar bir zamanların kapı zili. Her tokmak farklı bir biçimde ses çıkarır ve bir zamanların kapı zili. Her tokmak farklı farklı bir biçimde ses çıkarır ve evin içindekilere ayrı bir mana ifade edermiş.
7 BİN YILLIK KENTTE HAYAT BULAN TOKMAKLAR
Türk’ü, Arap’ı, Kürt’ü, Süryanisi, Ermenisi, Yezidisi ile birlikte yaşayan 7 bin yıllık bu kentte hayat bulan kapı tokmakları, eski evlerin adeta vazgeçilmez aksesuarlarından biri oldu. Elektronik seslerin hayata karışmadığı dönemlerde duyulan bu tok vuruşların kaynağı, ev halini ifade eden çeşitli mesajları da barındırıyor içinde. İster mesajı ister sesi ister biçimi; kapı tokmakları başlı başına birer sanat eseri aslında. Kapı tokmakları Mardin’de yoğun olarak görülebiliyor ve günümüze kadar değişmeden gelebilmiş. Şimdi bile kulplu ya da demir çubuklara özenle nakışlanmış kapı tokmakları her evin kapısını süslüyor. Her dinin her dilin aynı bir kapı tokmağı var Mardin’de. Hepsinin ortak bir sesi ise hoşgörü ve barışın sesi…
MİZACA GÖRE KAPI TOKMAĞI
Mardin’de bazen ev sahibinin mizacı hakkında fikir veren kapı tokmaklarından korkarsınız, bazen de aynı kapıyı tekrar tekrar çalmak için can atarsınız. Tokmak biçimleri arasında horoz kafası, gaga ağzı, yılan kafası, aslan başı, kadın eli, de bulunuyor. Topuzlar, üçgenler, çubuklar, çengellerden oluşan geometrik şekillerin hepsinde bir anlam, bir estetik yer alıyor. Kalın ve sert ağaçlardan yapılma çift katlı kapılara monte edilen tokmakların kullanımı sırasında çıkan ses tonu evin içinde veya avluda melodili şekilde yankılanırken, ihtişamlı taş evlerin görkemine de farklı anlamlar kazandırıyor.
Günümüzde diafon, görüntülü ekranlar, ziller, kuş ötüşü, melodili kapı zilleri, uzaktan kumandalar, kartlı sistemler, sahibinin sesine duyarlı kapı kilitleri insanoğlunun hizmetine sunulurken, hiçbirisi eski kapı tokmaklarının verdiği mesaj inceliğini bir arada yansıtmıyor. Kapı kanadı üzerinde rastlanan çift tokmaklardan büyük olanını eve gelen beyler, küçük olanı ise hanımlar kullanırmış. Avluda, başı açık hanımlar topluca sohbet ediyorlarsa, çalman büyük tokmak sesi dışarıdan gelenin bir erkek olduğunu içeridekilere belli edermiş. İçeride oturan beylere bir uyan da küçük tokmak sesiyle oluyor. Bir hanımın eve geldiğini fısıldıyor, kapı açılana dek beylerin toparlanmalara sağlıyormuş.
FAKİRİN AYRI ZENGİNİN AYRI TOKMAĞI VAR
Genellikle tokmağın vuruş yerinde yer alan metal kabaralı bölüm, sesin duyulmasını sağlıyor. Dövme demir veya tunç dökümden imal edilen kapı tokmakları çeşitli şekil ve motiflerle, zengin süslemelerle, daha da gösterişli hale getiriliyor. Yapılışlarına göre aynı teknikler kullanılan kapı tokmakları, ev sahibinin varlık durumu hakkında da ipuçları veriyor. Örneğin, hayvan başı motifleri özellikle güç ve kudreti temsil ediyor. Varlıklı ailelerin kapı tokmaklar üzerinde ise sıklıkla, aslan kafası, koç başı, kartal başı, horoz gagası gibi figürler kullanılırmış.