Deloitte’un hazırladığı ‘Abonelik Modellerinin Perde Arkası’ araştırmasına göre Türk tüketiciler Avrupa ortalamasından ayrışarak bilinçli şekilde abonelik modellerine yöneliyor. Avrupa’daki tüketicilerin yüzde 42’si herhangi bir hizmete abone olduğunun farkında değilken Türk tüketicisinin yüzde 51’i dijital hizmetlere reklam seyretmek istemediği için abone olduğunu ifade ediyor.
Abonelik, 17’nci yüzyılda ortaya çıkan bir kavram olmasına rağmen özellikle son yıllarda dijital platformların yükselişiyle günlük hayatın ayrılmaz parçası haline geldi. Pandemi dönemindeki kısıtlamalarla abone sayılarını artıran dijital platformları izleyenlerin sayısı 2020 yılında 3 milyarı aştı, 2023’te ise 3,5 milyara ulaşması bekleniyor.
Deloitte da her gün büyüyen aboneliğin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmak için Türkiye ve 8 Avrupa ülkesinde (Almanya, Bulgaristan, Çekya, Fransa, Macaristan, Polonya, Romanya ve Slovakya) 9 bin müşteriyle ‘Abonelik Modellerinin Perde Arkası’ araştırmasını gerçekleştirdi.
Araştırma, hizmet, ürün ve platform olmak üzere üç farklı abonelik türüne üye olan kullanıcılar ile gerçekleştirildi. Şirketler kullanıcılara en ideal hizmeti sunabilmek amacıyla bu modelleri birleştirebiliyor. Müşterilerin bakış açısından bu durum, birkaç hizmet için tek ödeme ve tek sağlayıcı kullanarak daha iyi faydalar sağlayabileceği anlamına geliyor.
Hizmet sağlayıcılar bu karma modeli bir yandan müşteri etkileşimlerinin sıklığını artıracak bir faktör olarak görürken diğer yandan müşterilerin diğer abonelik sağlayıcılarına maruz kalma riskini azaltmak için kendi hizmet ekosistemlerini geliştirmenin de ilk adımı olarak görüyor.
Türkiye’de abonelik farkındalığı yüksek
Araştırmadan öne çıkan başlıklar şöyle:
Dijital hizmetlere abone olma nedeni reklam seyretmek istememek
Hakan Göl: Birçok hizmeti bir arada sunan şirketler öne çıkacak
Güçlü rekabet ortamında aboneliği iş modeli olarak tanıtmanın başarıyı garanti etmeyeceğini söyleyen Deloitte Türkiye Danışmanlık Hizmetleri Lideri Hakan Göl, işletmelerin geleceğe hazırlıkta rekabette bir adım önde olmalarını sağlayacak değeri marjinal olarak nasıl sunabileceklerini düşünmeleri gerektiğinin altını çizdi. Y ve Z kuşaklarının aboneliklere en açık olanlar olduğunu belirten Göl, “Bu kuşakların en öncelikli müşteri segmentleri olacağı açık. Kullanıcılar her geçen gün artan sayıda hizmete abone oluyor. Gelecek dönemde bu hizmetleri birleştiren şirketler, rekabette çok avantajlı duruma geçecekler” dedi. Göl başarılı abonelik modeli sunabilmek için değerlendirilmesi gereken kritik konuları şöyle sıraladı:
– Şirketler tekliflerinin abonelik potansiyeli olup olmadığını iyi analiz etmeli.
– Sundukları ürünün sağladığı kolaylık (veya önlediği rahatsızlık) net bir şekilde ortaya konmalı.
– Rekabetten ayrışan, oyunu kazandıracak değer önerisi ve buna uygun bir fiyatlandırma stratejisi belirlenmeli.
– Kişiselleştirilmiş deneyimler sunulmalı.
– Kullanıcılara erişim kolaylığı sağlayacak hizmet ekosistemi oluşturulmalı.