Kargoda kırılan eşyanın parasını tahsil etmenin sırrını açıklayan Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, milyonlarca tüketiciyi yakından ilgilendiren emsal nitelikte bir karara imza attı.
Yüksek Mahkeme; kargo alıcısının, kargoda bir kırık veya hasar olduğu takdirde, haklarını kullanabilmesi için kargoyu teslim aldığı anda, ihtirazi kayıt koyması ve kanuni süreler içinde bildirimde bulunması gerektiğine hükmetti.
Ev hanımı S.A., bir internet sitesinden Türk Kahvesi makinesi aldı. Büyük bir heyecanla makinesini bekleyen ev hanımı, kargo paketini açınca hayatının şokunu yaşadı. Makinenin kırık olduğunu gören S.A., İlçe Tüketici Hakem Heyeti’ne müracaat etti. Heyet, ürünün değeri olan 199 TL’nin tüketiciye iadesine hükmetti. Karara kargo şirketi itiraz etti. Kargo şirketi, kararın iptali için 3. Tüketici Mahkemesi’nde dava açtı. Davacı kargo şirketi, teslim edilen kolinin davalı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadan teslim alındığını, şirket kusurunun bulunmadığını, hakem heyeti kararının itirazen incelenerek iptalini talep etti.
Davalı tüketici ise taşıma işleminden davacının sorumlu olduğunu, ürünün taşıma sırasında kırıldığını, davacının kusurlu olduğunu, hakem heyeti kararının yerinde olduğunu savunarak davanın reddini istedi. Mahkeme; davacı taşıyıcının yolcu ve eşyanın güvenlik içinde taşınmasından sorumlu olduğu, davacı şirketin üzerine düşen edimi yerine getirmediği, dava konusu edilen kargonun nakli sırasında ürünün kırıldığı, davalının kusurunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verdi. Karar aleyhine Adalet Bakanlığı tarafından, davaya konu kahve makinasının hasarlı olarak teslim edildiğine ilişkin fotoğrafların bulunduğu, gönderilen malın teslim alınırken ihtirazi kayıt konulması halinde malın taşıma sırasında hasara uğradığı, ihtirazi kayıtsız teslim alınması halinde ise maldaki hasarın taşıma sırasında oluşmadığı yönünde bir karine oluşturduğuna dikkat çekerek itiraz etti. Bakanlık; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurdu. Bakanlığın talebi üzerine dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 11. Hukuk Dairesi emsal nitelikte bir karara imza attı.
Kararda; taşıyıcının eşyanın taşınmak üzere teslim alınmasından alıcısına teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eşyanın ziyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doğan zararlardan sorumlu olduğu hatırlatıldı. Kararda şöyle denildi: “Gönderen veya gönderilenin, ziya veya hasar halinde taşıyıcıya karşı haklarını kullanabilmesi için emtia teslim alınırken ihtirazi kayıt koyması, kanunda belirtilen süreler içinde ve kanunda belirtilen şekilde bildirimde bulunması gereklidir. Somut olayda davacı taşıma şirketi, gönderinin alıcısına teslim edildiğini, kargonun alıcısı tarafından herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürülmeden teslim alındığını iddia etmiştir. Davalı taraf, delil olarak fotoğraf ve tanık anlatımına dayanmıştır. Mahkemece, dosyaya sunulan fotoğraflarda taşıma sözleşmesine konu emtianın kırılmış olduğu, davacı kargo şirketinin üzerine düşen edimi tam olarak yerine getirmediği, davalıya atfedilecek bir kusur bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dairemizin yerleşik içtihatlarında kabul edildiği üzere hasar ihbarında bulunulmadığı takdirde, eşyanın sözleşmeye uygun olarak teslim edildiği yönünde taşıyıcı lehine bir karine oluşur. Karinenin, aksini ispat külfeti bu durumda alıcıya düşer. Alıcı olan davalı taraf dosyaya bu yönde fotoğraf sunmuş ve tanık anlatımına dayanmıştır. Bu durumda mahkemece davalının sunduğu bu delillerin davacı taşıyan lehine oluşan karinenin aksini ispata yeterli olup olmadığı değerlendirilmeksizin karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir. Adalet Bakanlığı’nın 6100 sayılı HMK’nın 363. maddesine dayalı konun yararına bozma talebinin kabulü ile hükmün sonuca etkili olmamak üzere kanun yararına bozulmasına oy birliğiyle karar verildi.”