Türk Deniz Araştırmaları Vakfı, Karadeniz’de saygın bir üniversitenin bir öğretim üyesinin, uzmanlık alanı olmamasına rağmen, balık popülasyonlarını azalttığı iddiasıyla yunuslarla ilgili talihsiz açıklamasına tepki gösterdi.
Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV), hamsi balığının azalmasının sebebi olarak yunusların hedef gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu söyledi. “Karadeniz için asıl tehdit aşırı avcılık, kirlilik ve hatalı balıkçılık politikalarıdır” diyen TÜDAV yöneticileri, yazılı açıklamasında, 2013 yılında kamuoyuna yaptıkları “Yunus yoksa balık da yok” başlıklı basın bültenine dikkati çekerek, “Yunuslar balık değil, bizler gibi memeli oldukları için balıklar gibi binlerce yumurta bırakarak üremezler. Dolayısıyla yunusların denizlerimizde ‘anormal artmaları’ mümkün değildir” şeklinde yanıt verdi.
Karadeniz’de yaşayan üç yunus türünün popülasyon büyüklükleri ve dağılımları ile ilgili çalışmalar, yunusların bir günde kat edebildikleri mesafe göz önüne alındığında oldukça zor olduğunu dile getiren TÜDAV, açıklamalarında, “Yunus türlerinin avlanması 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu’na göre yasaktır. Ülkemiz Barcelona, Bern, CITES, ACCOBAMS gibi uluslararası sözleşmelere taraf olmuş, bu anlaşmalara göre yunus türleri “kesinlikle korunan türler (strictly protected species)” olarak tanımlanmış, Karadeniz popülasyonları IUCN kırmızı listesinde (mutur ve afalina nesli tehlike altında EN, tırtak hassas olarak VU) yer almaktadırlar. Yunusların avlanmasının önünün açılması yasal ve bilimsel olarak mümkün değildir. Halen Karadeniz’de yunus popülasyonlarını tehdit eden faktörler; tesadüfi ağa yakalanma (bycatch), habitat kaybının neden olduğu besin azalması, deniz kirliliği ve salgın hastalık sonucu kitlesel ölümlerdir. Tesadüfi ağa yakalanma, deniz memelilerinin birçok türü için en önemli insan kaynaklı ölüm nedenidir” görüşlerine yer verdi.
Bu kapanacak 20 saniye