Boğaziçi Üniversitesi’nin hocaları, öğrencileri, idari personeli ve mezunları, üniversitenin geleceği için kararlı direnişini sürdürüyor. Üniversitesine sahip çıkan gruplar tarafından yayınlanan 16 Eylül tarihli bültende öne çıkan gelişmeler şöyle vurgulanıyor.
Geçtiğimiz haziran ayında Bilgi Teknolojileri Komisyonu üyesi Tuna Tuğcu, kişisel verilere usulsüz erişim hakkı verilmesi ve üniversitenin bilişim güvenliğini tehlikeye atan işlemler konusunda kayyım yönetiminin sebep olduğu zararları ifşa ederek, üniversitenin karşı karşıya olduğu büyük güvenlik tehlikesine dikkat çekmişti. Bu ifşayı takiben Tuğcu hakkında asılsız sebeplerle iki disiplin soruşturması açılarak 3 ay süreyle görevden uzaklaştırıldı. Bu hafta ise Tuğcu’ya, hakkındaki uzaklaştırmanın 3 ay daha uzatıldığı resmi olarak bildirildi. Kurul bu kararı “kamu yararını” öne sürerek gerekçelendirildi. Akademisyen, mezun ve öğrenciler veri paylaşımı ile ilgili gerçekleri ortaya çıkardığı için haksızca üniversiteden uzaklaştırılan Tuna Tuğcu’nun bir an önce görevine iade edilmesini talep ediyor.
Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi kapatıldı
Kayyım yönetimi 1 Kasım 2021 tarihinde, Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’nin editörünün işine son vererek yayınevini fiilen kapatmıştı. 25 yıl boyunca özveriyle faaliyetlerini sürdüren, ulusal ve uluslararası düzeyde öneme sahip kitapları okuyucusuyla buluşturan Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, herhangi bir resmî karar alınmadan ve kimseye danışılmadan yok edilmek istendi. Kamuoyundan gelen tepkilere karşı kayyım yönetimi, alınan kararlarla ilgili pandemi koşullarını ve ekonomik nedenleri bahane göstermiş, yayınevinin “daha verimli bir yayınevi anlayışı ile” yayıncılık faaliyetine devam edeceğini vadetmişti. Ancak bu konuda hiçbir girişimde bulunmadığı gibi Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi’ne Kuzey Kampüs’te tahsis edilmiş olan ofisi de boşalttırdı.
Araştırma merkezlerinin işlevlerine son veriliyor
Etkinlikleri ve çalışmalarıyla uluslararası alanda takdir toplamış olan Bizans Çalışmaları Araştırma Merkezi Güney Kampüsteki mekânından çıkarıldı. Merkezin eşya ve evrakları Kuzey Kampüs’te sadece depo olarak kullanılabilecek küçük bir alana sıkıştırıldı. Yurtiçi ve yurtdışı birçok bağışla oluşturulmuş kitaplığı ile alanında önemli bir boşluğu dolduran bu merkezin işlevsizleştirilmesinin Türkiye’de Bizans çalışmalarının gelişimine sekte vurması ve üniversitenin bilimsel araştırma ortamının fakirleşmesine yol açarak ciddi bir kamu zararı doğurmasından endişe duyuluyor.
Yurt krizi çözülmüyor
Kayyım yönetimi aksini iddia etse de öğrencilerin önemli bir kısmı yurtlara yerleştirilmedi. Büyük bir emek ve özveriyle Boğaziçi Üniversitesi’ne giren öğrenciler barınma krizi yaşıyor. Mevcut idare, erkek öğrencileri yerleştirmek amacıyla 277 kadın öğrenciyi yurtlarından çıkarmış, ancak rektörlüğün geri adım atmasıyla yurtlarına dönebilecek oldukları belirtilmişti. Ancak bu gelişme de yurt krizinin çözüldüğü anlamına gelmiyor.
Haksız işten çıkarmalar ve gayrimeşru atamalar
Üniversitelerdeki tüm fakülte dekanları, enstitü müdürleri ve yüksekokul müdürlerinin seçimle göreve gelmesi ve seçilmiş kurullarla denetlenebilmesi gerekiyor. Buna karşın Boğaziçi Üniversitesi’nde şeffaf ve demokratik yollarla belirlenen dekanlar ve enstitü müdürünün işlerine son verildi. Cinsel Tacizi Önleme Koordinatörlüğü ve İstanbul Matematiksel Bilimler Merkezi binası da Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi gibi işlevsiz hale getirilirken, bünyelerinde hukuksuzca kadrolaşmış birçok isim bulunuyor.
Direniş hız kesmiyor
Her öğlen üniversite meydanında toplanan, rektörlüğe sırtını dönen, gayrimeşru yönetimin demokratik olmayan uygulamalarının hiçbirini kabul etmediğini, ilkelerinden vazgeçmeyeceğini ifade eden akademisyenler, fakülte ve bölüm kararları yok sayılarak işine son verilen ve dersleri iptal edilen meslektaşlarının haksızca uzaklaştırıldıkları işlerine iade edilmelerini; öğrenciler, akademik ve idari personel hakkında mesnetsiz gerekçelerle açılmış tüm disiplin soruşturmalarının geri alınmasını talep ediyor.