Günümüzde kansere yakalanmadan önlem almak sağlığımız için birincil görevimizdir. Genetik Tanı Merkezlerinde yaptıracağınız tarama testleri ile hastalık daha oluşmadan önlemini alabilirsiniz. Kanserlerin çok büyük kısmında “erken tanı” tedavi başarısını çok ciddi oranda artırmaktadır.
Kanserin kontrolsüz hücre çoğalması ile tek bir hücreden başladığını belirten Nadir Hastalık Gönüllüleri Derneği kurucularından Prof. Dr. Serdar Ceylaner, “Toplumun kanserle temasının oldukça fazla olduğunu gözlemliyoruz. T.C. Sağlık Bakanlığı verilerine göre ülkemizde her beş kişiden biri kanser ile karşılaşıyor. Bu durumda ya kendinizde ya da bir yakınınız da kanser olması olasılığının azımsanmayacak seviyede olduğunu anlıyoruz. Kanser tanısında ve tedavi algoritmalarında her şey çok hızlı değişiyor. Başta tanı metotları değişti, şimdi de hızla tedaviler değişiyor. Eskiden kanserin hangi organda olduğu ve patolojiden çıkan mikroskobik değerlendirme sonuçlarına göre bir tedavi planı yapılırken, şimdi ön planda genetik analizler yapılıyor. Kanserin erken evrede olması hala tedavide başarıyı arttırıyor. Ancak artık günümüzde ileri evre kanserlerde de genetik testlerde tedaviyi kolaylaştıran bir akıllı ilaç hedefi bulunması halinde tedavi daha kolay olabiliyor. Eskiden daha ümitsiz baktığımız kanserlerde şimdi yeni akıllı tedavi seçenekleri ile tedavi süreçleri daha başarılı olabiliyor. Yeni nesil akıllı tedavilerin en büyük faydalarından bir tanesi yan etkisinin kemoterapi ilaçlarına göre daha az olmasıdır. Akıllı ilaçları sorunun olduğu hücreyi tespit ederek yok eden bir keskin nişancıya, kemoterapiyi ise hızlı bölünen hücrelerin hepsini öldüren bir bombaya benzetebiliriz. “dedi.
Tüm kanserlerin genetik tabanlı olduğunu belirten Prof. Dr. Serdar Ceylaner, her kanser için ayrı oranlarda olmak üzere yaklaşık kanserlerin %15 kadarı ailesel olduğunu belirterek şu açıklamalarda bulundu: “Kanser, hastaların yaklaşık %15’inde ailesel bir yatkınlıktan kaynaklanıyor. Bu kişilerin tespiti ailenin geri kalan fertlerinde kanser riskinin erken belirlenmesi, çok erken tanı ve tedavi yanında erken tedbir alınması konusunda bize önemli katkılarda bulunuyor. Eskiden genetik testlerin inanılmaz pahalı olduğu dönemlerde sınırlı bir hasta grubuna ailesel kanser testleri yapılabilirken, günümüzde kanser gibi ciddi bir hastalık öyküsünde tüm hastalara bu ailesel kanser taramasının yapılmasının gerekliliğini açıkça belirtmek istiyorum. Bu işin diğer bir tarafı da bu hastalıkların bazı türlerinde ailede hastalığın tekrar etmesini engellemek için genç ve çocuk sahibi olmak isteyen aile bireylerin de tüp bebekle sağlıklı embriyo seçimi gibi yöntemlerin uygulanması ve bu hastalıkların ailede bir daha görülmemesi için mücadele etmektir.
Öncelikle hangi durumlarda ailesel kanserlerden şüphelenmeliyiz?
Bu durumların bir tanesi bile bize kanserin ailesel olabileceğini düşündürmelidir. Bunun yanında kanserle ilişkili bir gendeki daha hafif bir mutasyon ise bazen çok daha ileri yaşta ailesel kanserlerin çıkmasına yol açabilir. Bu sebeple kanser hastalarının çok iyi araştırılması ve en küçük bir şüphede mutlaka ailesel kanserler için araştırmalar yapılmalıdır. Elimizdeki yöntemler ile kanser için yatkınlık yaratan tüm genler hastadan alınacak kan örneğinden çalışılabilmektedir.
Burada elde ettiğimiz sonuçlar;
Kanser dokusunda yapılan testlerin, sonradan dokuda oluşan mutasyonları gösterdiğini ifade eden Prof. Dr. Serdar Ceylaner, bu mutasyonların hem tanı hem de tedavi seçeneklerinin belirlenmesinde önemli olduğunu ifade ederek, “Bazı mutasyonlara yönelik akıllı ilaçlar kullanılabilmekte ve bu ilaçlar klasik kanser tedavilerine göre çok daha az yan etkiye yol açmakta ve tedavi sırasında hastanın yaşam kalitesi çok daha iyi olmaktadır “dedi.
Prof. Dr. Serdar Ceylaner, günümüzde birçok kanser artık tedavi edilebildiğini ve birçok kanser için artık genetik sonuçlarına göre sınıflandırma yapıldığını ve akıllı ilaç tedavileri varsa tercih edildiğini söyleyerek şu ifadeleri kullandı: “Günümüzde birçok kanser artık tedavi edilebilmektedir. Birçok kanser için artık genetik sonuçlarına göre sınıflandırma yapılmakta ve genetik tedaviler varsa tercih edilmektedir. Her geçen gün bu tedavilerin sayıları ve tedavide etkinlikleri artmaktadır. Ama neredeyse tüm kanserlerde erken tanı çok önemlidir. Kolorektal kanser için kolonoskopi, rahim ağzı kanserleri için smear bakılması hala altın standarttır ve erken tanı olduğunda başarıları çok yüksektir. Kanser için henüz çok başarılı bir tarama yöntemi bulunmamaktadır. Bu konuda da çalışmalar devam etmektedir. Bazı kanserler de kanserin çok erken evrede yakalanmasına yardımcı olan yöntemler gündeme gelmeye başlamıştır.
Ailesel kanserler için ise tarama testlerinin başarısı çok yüksektir. Ailesinde kanser olan herkesin iyi değerlendirilmesi ve gerekli vakalardan bu taramaların yapılması, bir kanser yatkınlık geni varsa bunun tespit edilmesi ve riskli bireylerin belirlenmesi gereklidir.
Yaygın kanserler başta olmak üzere nadir kanserlerde de yapılacak genetik testler ile elde edilen mutasyonlar onkolog ve hematologların tedavilerine destek olacaktır.”