CHP’nin 38. Olağan Kurultayı’nı izlerken bu şarkı dilime dolandı durdu. Kurultayın sonucu ve Özgür Özel’in CHP’nin yeni genel başkanı seçilmesi de bu şarkıyı epey anlamlı hale getirdi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sadece siyasi duruşu olarak değil, söylemleri ve yıllardan bu yana koltuğa yapışan pek çok başkan gibi duruşu da partinin kuruluş amacına çok zıttı. Ama kurultayda yaşananlar, kendi ekibinin kurduğu kumpas, Ekrem İmamoğlu ve daha pek çok ismin verdiği mesajlar ve nihayetinde çekilmesi için yapılan baskı…
Kurultayda tam manasıyla çileden çıkaran bir algı operasyonu vardı. Kurultay sırasındaki tezahüratların ‘Özgür Özel’e yönelik olduğuna dair yapılan yönlendirmeler, kurultay tamamlanmadan Özgür Özel’i başkan ilan edenler vs. Daha hesap kapanmadan kendi menfaatlerinin pazarlığına girişmiş gibiydiler. Bilhassa milletvekillerinin çok büyük bir kısmı Özgür Özel’i yeni başkan ilan etmiş, Kılıçdaroğlu’na kınama üstüne kınama çekmişti. Bu noktada CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın sözde muhalif bir kanala verdiği röportaj çok güzel bir mesajı içeriyordu.
“CHP’nin kendi içindeki iktidarının bu kadar hırslı olması beni rahatsız ediyor.”
Uzaktan bakınca o diş gıcırdaması, çatal kaşığın birbirine sürtününce çıkardığı ses gibi insanı irrite eden durumu Pala da görmüştü.
Sahte mesaj operasyonu da açığa çıkınca zaten tüm parçalar yerine oturdu ve puzzle tamamlandı.
İlk turda malum Özgür Özel öndeydi ama çok az bir farkla. Her ne kadar milletvekilleri ikinci turda açılan makası doğal bulsa da; bütün demeçler, yönlendirmeler, operasyonlar yerine ulaşmış ve Kılıçdaroğlu’nu çekilmeye zorlamıştı. Sosyal medya ve yandaş medyanın ‘Kılıçdaroğlu adaylıktan çekildi’ söylemi devreye girdi. Salona oy vermeye giden Kılıçdaroğlu için ‘Salonu terk etti evine gidiyor’ söylentisini yaydılar. Devamında ‘çekilmekten vazgeçti’ iddiasının yayılmasının da bir önemi kalmadı. Kılıçdaroğlu zaten kaybettiğini anlamıştı, ki en baştan bu anlamsız yarışa girmemeliydi orası ayrı mevzu. Şahsi düşüncem, tahminim şudur ki her ne kadar Özgür Özel’le sahneye çıkıp birlik mesajı vermekten kaçınsa da kaybedeceğini anlayınca “Çekilsem de çekilmesem de Özgür Özel zaten kazandı” mesajıyla sahneyi ve CHP’yi iyi niyetle bırakmış olabilir, mi acaba?
O gün kurultayda çok fazla şey oldu. Ekrem İmamoğlu’nun da sayesinde, olmaması gerektiği şekilde, Kılıçdaroğlu kendi ekibinin ihanetiyle koltuğu bıraktı. İmamoğlu’nun ne kadar büyük bir paya sahip olduğunu kurultay sonunda Özgür Özel’in yanından ayrılmamasıyla anlamış bulunuyoruz. Sözün özü, Kılıçdaroğlu zaten kaybetmeye alışkın bir başkandı ama bence bu kadarını kendisi bile beklemiyordu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu kadar büyük bir ihanetle koltuğunu bırakan Kemal Kılıçdaroğlu’na daha alt perdeden bir uğurlama mesajı vermesi çok daha insani olurdu ama o da olmadı. Zaten CHP, kurucu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün pek çok ilkesine karşı durarak Erdoğan’ın “Peki kongreyi kazanan zat, o kime selam verdi? O da aynen Selahattin Demirtaş’a selam verdi” ifadelerini de haklı çıkarıyor.
Şu durumda görünen o ki İrem Derici herkesten daha çok haklı…