DOLAR
34,2363
EURO
37,2895
ALTIN
2.945,51
BIST
8.820,96
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Yağmurlu
16°C
Bursa
16°C
Hafif Yağmurlu
Perşembe Çok Bulutlu
16°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Çok Bulutlu
19°C
Pazar Parçalı Bulutlu
19°C

 Özdağ, “Türkiye’nin terör örgütüne (PKK), teslim olması anlamına gelecektir”

 Özdağ, “Türkiye’nin terör örgütüne (PKK), teslim olması anlamına gelecektir”
A+
A-

Prof. Dr. Ümit Özdağ: Ülkemiz Cumhuriyet tarihinin en ağır ekonomik krizlerinden birisini yaşarken bu ekonomik krizi aşma konusunda Türk halkının önüne bir umut koyamayan, bir program koyamayan Cumhur İttifakı’nın şimdi Anayasa değişikliği ve tekrar terörle müzakere süreçlerini Türk halkının gündemine taşıdıklarını görüyoruz. Esasen Anayasa değişikliğiyle PKK terör örgütüyle yeniden müzakerelerin başlaması arasında da bir nedensellik bağı olduğu anlaşılıyor.

Amaç; Anayasayı değiştirirken PKK terör örgütünün terörü bırakması için talep ettiği düzenlemelerin de yapılması anlaşılan. Bu, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bir terör örgütüne onun taleplerine teslim olması anlamına gelecektir. Kabul edilebilir bir gelişme değildir. Üstelik, şurası çok nettir ki terör örgütü artık sadece Türkiye’de değil, Suriye’nin kuzeyinde ABD ve İsrail’in desteğiyle güçlü bir yapılanma da oluşturmuştur.

Türkiye’de terörle müzakere demek, aynı zamanda Suriye’de PKK/YPG tarafından kurulan yapının Suriye’den ayrılarak bağımsızlaşmasını kabul etmek ve Irak’ın kuzeyindeki PKK terör örgütü ile de mücadeleyi sona erdirmek demektir. Bunun Türkiye’nin menfaatlerinin aleyhine olacağı ve Türkiye’nin orta vadede çözülmesini beraberinde getirileceği hiç tartışmasız bir gerçek olarak ortadadır. Bundan dolayı Zafer Partisi olarak biz buna şiddetle muhalefet edeceğiz.

Yunan Dışişleri Bakanı’nın yapmış olduğu açıklamadan anlaşılıyor ki AKP hükümeti 15 aydan bu yana gizli bir şekilde Yunan hükümetiyle Ege’de ve Doğu Akdeniz’de ekonomik münhasır bölge ve Karasuları meselesini konuşmaktadır. Doğu Akdeniz’de Yunanistan’ın bir söz sahibi olması söz konusu değildir. Doğu Akdeniz’de Yunanistan yoktur.

Üstelik Türkiye 2020 yılında Doğu Akdeniz’le ilgili beyanını yapmış, gerçekleştirmiştir. Mavi Vatan üzerinde şimdi ameliyat yapacak şekilde neyi konuşacaksınız Yunanlılarla? Sadece Doğu Akdeniz değil Ege’de de birçok adanın hangi ülkeye ait olduğu meselesi çözülmemişken Türk adaları Yunan ordusunun işgali altındayken o konuları konuşmadan nasıl Ege ve Doğu Akdeniz’de ekonomik münhasır bölge ve kara suları meselesini Yunan tarafıyla masaya oturup konuşursunuz? Keza bu çerçevede Fener Rum Patriği’nin Yunanistan’da bir toplantıya katılması ve bu toplantının amacının Gökçeada’nın Yunanistan’a bağlanması olduğu gerçeği ortadayken buna hükümetten herhangi bir tepkinin gelmemiş yapılmamış olması da anlaşılır değildir.

Bartholomeos haddini bilecektir. Bartholomeos, Türkiye’nin toprak bütünlüğüne yönelik toplantılarda katılmaya devam eder ve hükümet bu konuda suskunluğunu sürdürmeye devam ederse Zafer Partisi olarak biz bu konuda alacağımız tedbirleri kamuoyuyla en kısa zamanda paylaşacağız.

Yine bugün TRT Genel Müdürünün yaptığı açıklamadan anlıyoruz ki Türkiye gelecek seneden itibaren İran’ı rahatsız eden yayınlara başlayacakmış. Doğrusu gayri ciddiliğin bu kadarı devlet yönetiminde az görülür.Eğer Devlet değişik menfaatlerinden ötürü böyle bir karar almışsa bunu kameraların önüne çıkıp hiçbir ciddi devletin genel müdürü açıklamaz. Bu yanlış bir karardır. Bu kararın yanlışlığı kadar kamuoyunun önüne bu şekilde kameraların önüne çıkılıp açıklanması da bir başka yanlışı oluşturmaktadır. 22 seneden beri bu ülkeyi yönetmeye değil, devleti fethetmeye çalışan iktidarın hala devlet yönetimini öğrenmediğini bir kez daha üzüntüyle görmüş bulunuyoruz.

Mersin İl Kongremizi yarın gerçekleştirmek üzere ve bazı ilçelerimizin açılışını yapmak üzere bulunuyoruz. Mersin’de Zafer Partisi, Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Mersin’de de hem hızlı büyümesini gerçekleştiriyor hem de 8 Aralık’ta yapılacak kurultayımız için kongre sürecini başlatmış durumda. Yarın da ilçe kongrelerimiz bittiği için ilk kongremizi Mersin’de gerçekleştireceğiz.

Çalışmalarımız bütün Türkiye’de 8 Aralık’ta yapılacak kurultayımızla bundan sonraki seçimlerden Türkiye’yi yönetebilecek kadroyu çıkartmak hedefinde. Zafer Partisi Türk halkının karşısına kurultaydan sonra bu seçkin kadroyla ve Erdoğan’ın bırakmış olduğu, bırakacağı molozu kaldıracak programıyla çıkacaktır.