Gürcistan’da Avrupa Birliği (AB) üyelik müzakerelerinin 2028 yılına kadar askıya alınması kararı sonrası başlayan protestolar, 4. gününde de devam ediyor. Göstericilerin Parlamento önünde düzenledikleri eylemlerde, polis ile göstericiler arasında yaşanan çatışmalar sonucunda şimdiye kadar 113 polis yaralandı, 224 kişi ise gözaltına alındı.
Gürcistan Başbakanı İrakli Kobakhidze hükümetinin, AB’ye katılım müzakerelerini 2028 yılına kadar erteleme kararı ülkede büyük bir halk tepkisine yol açtı. Muhalif siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşları, bu kararı “ülkenin Avrupa’dan uzaklaştırılması” olarak değerlendirerek hükümeti sert bir şekilde eleştirdi.
Rustaveli Caddesi’nde dört gündür devam eden protestolar, gece saatlerinde yoğunlaşarak şiddet olaylarına dönüştü. Protestocular, Parlamento binasının çevresinde barikat kurup taş ve molotof kokteylleriyle polise saldırırken, güvenlik güçleri tazyikli su ve biber gazıyla karşılık verdi.
Gürcistan İçişleri Bakanlığı, yaşanan olaylara ilişkin yaptığı açıklamada, hem polisin hem de göstericilerin zarar gördüğünü belirtti. Bakanlık açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
“1-2 Aralık tarihlerinde Parlamento yakınındaki Rustaveli Caddesi’nde yaşanan olayları kamuoyuna duyurmak istiyoruz. Dün gece protestoya katılanların hukuka aykırı ve şiddet içeren eylemleri sonucu 21 polis yaralandı. Genel toplamda ise 113 polis memuru yaralanmış, 224 kişi gözaltına alınmıştır.”
Bakanlık, güvenlik güçlerinin “hukuk çerçevesinde” hareket ettiğini ve göstericilere orantılı müdahalede bulunduğunu savunarak, şiddet olaylarına karışanların adalet önüne çıkarılacağını belirtti.
Protestocular, hükümetin AB üyeliği müzakerelerini yeniden başlatmasını ve Başbakan Kobakhidze’nin istifasını talep ediyor. Muhalif liderler, hükümeti “otoriterleşme” ve “Gürcistan’ın Avrupa geleceğini tehlikeye atmakla” suçluyor. Göstericilerden biri, uluslararası basına yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Biz Avrupa’yı seçtik. Hükümetin aldığı bu karar, halkın iradesine karşıdır. Gürcistan, Avrupa ailesinin bir parçası olmalı.”
Başbakan Kobakhidze, protestolarla ilgili yaptığı açıklamada, “Göstericilerin anayasal çerçeve içinde hareket etmesi gerektiğini” vurgulayarak, şiddet olaylarının kabul edilemez olduğunu söyledi. Hükümet, AB ile müzakerelerin geçici olarak durdurulmasının “teknik bir gereklilik” olduğunu ve müzakerelerin ilerleyen yıllarda yeniden gündeme alınacağını belirtti.
Protestolar, uluslararası alanda da dikkat çekti. Avrupa Birliği, Gürcistan hükümetine “demokratik reformlara bağlı kalma” çağrısında bulundu. AB Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikası Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, gösterilere ilişkin endişelerini dile getirerek, “Halkın barışçıl protesto hakkı korunmalıdır” dedi.
ABD ve bazı Avrupa ülkeleri de hükümete itidal çağrısı yaparken, protestocuların taleplerine kulak verilmesi gerektiğini ifade etti.
Gürcistan’daki olaylar, ülkenin Avrupa ile ilişkilerinde kritik bir dönemeçte olduğunu gösteriyor. Hükümetin aldığı kararın halk tarafından kabul görmediği açıkça görülürken, protestoların devam etmesi bekleniyor. Uzmanlar, hükümetin tutumu ile halkın Avrupa hayali arasındaki bu çatışmanın Gürcistan’ın iç politikasında uzun vadeli etkiler yaratabileceğini öngörüyor.