Mardin tarihi Bakırçılar Çarşısı’ndaki dükkanlar teknolojiye direnirken, kentteki sayılı ustalardan Mehmet (56) ve Ahmet Özcan (49) kardeşler, 40 yıldır sürdürdükleri ve yok olmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışıyor. Ahmet Özcan, ilk günkü aşkla çalıştıklarını belirterek, “Eskiden ne alüminyum, ne krom ne de cam gereçler vardı. Mutfak eşyaları hepsi bakırdandı ve bütün bakır gereçler Mardin’den Türkiye’ye gönderiliyordu. Bugün Mardin’de 3-5 bakırcı ustası kaldı” dedi.
MARDİN (İGFA) – Mardin’de bulunan tarihi Bakırcılar Çarşısı’nda baba mesleğini sürdüren Mehmet ve Ahmet Özcan kardeşler, mesleklerini ilk günlü aşkla sürdürüyor. Bir dönem 200’in üzerinde bakırcının bulunduğu tarihi çarşıda cam, alüminyum ve krom gereçlere olan ilginin artmasıyla sayıları iyice azalan ustalar, bütün olumsuzluklara rağmen tarihi kentte, yok olmaya yüz tutmuş mesleklerini yaşatmaya çalışıyor. Bakırcılık konusunda Mardin’in 60 yıl önce bir numara olduğunu söyleyen Ahmet Özcan, “Her bir dükkanda 10-15 işçi çalışıyordu. Bir dönem Türkiye’nin her yerine Mardin’de üretilen bakırdan ev gereçleri gönderiliyordu. Ancak bugün Mardin’de 3-5 bakırcı ustası kaldı. Hepimiz de akrabayız” diye konuştu. İki kardeş, yok olmaya yüz tutan bakırcılığı ayakta tutmaya çalışıyor
‘BAKIRDA NE YAPARSAN YAP GÜZELDİR’
Mesleğe babasının atölyesinde 9 yaşındayken çırak olarak başladığını ve dönemin ustalarından çok şey öğrendiğini anlatan Özcan, şunları söyledi: “Ben bu mesleği 40 yıldır yapıyorum. Mesleğimden de memnunum. Cam, porselen ve krom ortaya çıktıktan sonra bakırcılık sanatı olumsuz etkilendi ama doktorların tavsiyesi üzerine yine canlanmaya başlıyor diyebilirim. Sağlık açısından bakır hep öneriliyor. Bakırda ne yaparsan yap güzeldir. Biz evimizde bakır gereçler kullanıyoruz. Bakırdan başka kap veya gereç kullanmıyoruz. Eskiden ne alüminyum ne krom ne de cam gereçler vardı. Mutfak eşyaları hepsi bakırdandı. Bakırcılıkta ustalık konusunda Mardin birincidir. Hepsi el dövmesi, fabrikadan gelen bakır tabakaları tokmak ve çekiçle döve döve şekillendiriyoruz. Tepsi veya tencere yapıyoruz”
‘BAKIR TENCEREDE PİŞEN YEMEK DAHA LEZZETLİ’
Mehmet Özcan ise bakır tencerelerde pişen yemeklerin daha lezzetli olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu: “Şimdi diyelim bir bakır tencere alacaksınız, siz kullanacaksınız, çocuklarınız ve torunlarınız kullanacak. Ama ona hiç bir şey olmaz. Sadece birkaç kez kalaylayacaksınız. Bunun içinde şişen yemek lezzetli oluyor ve de sağlıklıdır. Bakırın özelliği böyledir. Mesela bakır sürahide suyu veya ayranı soğuk tutuyor. Çaydanlıkta da pişirilen çayı sıcak tutuyor. Çok özelliğe sahiptir bakır madeni. Bakır pencerede dolma, kuru fasulye, karnıyarık, dizme, güveç istediğin her yemeği pişirebilirsin. Çok lezzeti oluyor”