Tevfik ŞENDÖL/MÜNİH
Almanya’nın en güçlü eyaletlerinden biri olan Bavyera, son yıllarda sadece sanayi ve teknoloji alanında değil, sağlık ve ekonomi temelli uluslararası iş birlikleriyle de dikkat çekiyor. Bu gelişmelerin merkezinde başta Türk toplumu olmak üzere
farklı etnik ve kültürel toplulukların girişimleri, özellikle de TC Medical Point yetkililerinin etkin rol alması ile öne çıkıyor.
Sağlık yatırımları, sağlık turizmi entegrasyonun yeni yüzü
TC Medical Point’in ev sahipliğinde düzenlenen basın açıklaması ve panelde, Almanya’nın sağlık ve ekonomi alanındaki önde gelen temsilcileri bir araya geldi. Moderatörlüğünü Serdar Duran’ın yaptığı etkinlikte, Bavyera ile Türkiye arasındaki sağlık ve ekonomi eksenli iş birlikleri masaya yatırıldı.
Panele konuşmacı olarak katılan isimler;
• Clemens Baumgärtner – Münih Büyükşehir Belediye Başkanı Adayı (CSU); Münih Belediyesi’nin Ekonomi ve İstihdam Dairesi’nin Eski Başkanı (Wirtschaftsreferent)
• Deli Balidemaj – Münih Belediye Meclis Üyesi (CSU)
• Dr. Mehmet İşlek – Attelia Kliniği CEO’su
• Tuncay Yıldırım – TC Medical Point CEO’su
• Mursal Noorzai – Münih Göçmenler Meclisi Üyesi
Etkinlikte Türk ve Alman temsilciler bir araya gelerek hem sağlık sistemine katkıların hem de uluslararası iş birliğinin toplumsal uyuma nasıl katkı sağladığı konuşuldu.
Clemens Baumgärtner’in “Yaşa ve yaşat“ temel ilkesi
“Yaşa ve yaşat” sloganını hatırlatan Clemens Baumgärtner, Münih’in tüm ülke vatandaşlarını kabul eden, kapsayıcı yapısına dikkat çekti. Uluslararası toplumlarla diyaloğun güçlenmesi gerektiğini ve ekonomik desteğin bu süreçte büyük rol oynadığını vurgulayarak şu sözleri söyledi:
“Uluslararası topluluklara nasıl daha iyi ulaşabiliriz?
Ekonomik teşvik çok önemli.
Münih, tüm halklara açık bir şehir. Bu değerler bizim temel taşlarımız.”
Ayrıca, Eyalet Başkenti Münih Büyükşehir Belediyesi’nin Ekonomi ve İstihdam /Çalışma Dairesinin Eski Bakanı olarak tanınan Baumgärtner’in büyük firmaları Münih’e çekme konusundaki başarısı da katılımcılar tarafından takdirle karşılandı. Münih’i ekonomik açıdan cazip bir merkez haline getirmesiyle adından söz ettirdiği vurgulandı. Bu yüzden Münih Büyükşehir Belediye Başkan adayı olması da çok isabetli bir seçenek olduğu katılımcılar tarafından onay aldı.
Attelia Kliniği CEO’su Dr. Mehmet İşlek’in Bavyera’ya yaptığı sağlık yatırımları, sadece kaliteli sağlık hizmeti sunmakla kalmıyor; aynı zamanda Türk-Alman iş dünyası arasında güvene dayalı bir köprü kuruyor. İşlek’in “yeşil parklar içinde güzel Münih şehrinin etkisi sağlık alanında buluşma sağlıyor, güven inşa ederek ve “insanlar her şeyin en iyisine layıktır” sloganı ile
insan hayatına değer katmak” vurgusu, bu yaklaşımın en açık ifadesi. Dr. İşlek,”Münih’in sağlık altyapısı ve tıbbi kalitesiyle Avrupa genelinde öne çıktığını vurgulayarak şunları söyledi: “Dental alanda ve genel sağlık hizmetlerinde, Münih ve Bavyera’nın yanı sıra Avrupa çapında sağlık turizminin merkezi olma hedefimiz var. Kaliteli hizmet, ileri teknoloji ve uluslararası hasta memnuniyetini temel alarak bu vizyonu adım adım gerçekleştiriyoruz.” Dr. İşlek’in bu açıklamaları, Türk sağlık girişimcilerinin Almanya ve Avrupa’daki etkisini ve vizyonunu bir kez daha ortaya koydu.
Tuncay Yıldırım: “Başarı, istikrarlı ve cesaretli girişimcilerle mümkün”
Etkinliğin organizatörü TC Medical Point CEO’su Tuncay Yıldırım, sağlık yatırımlarının sadece ticari kazanç değil, uzun vadeli toplumsal fayda üretme hedefi taşıdığını belirtti. Yıldırım, “Para her zaman kazanılır, ama başarı farklıdır. Sağlık alanında kalite, vizyon ve ekip ruhu ile uluslararası alanda etkili olabilirsiniz” diyerek, girişimciliğin cesaret ve destekle birleştiğinde toplumlar arası dayanışmaya dönüştüğünü vurguladı.
Ayrıca vize ve bürokrasi konularında Bavyera Eyaleti Ekonomiden Sorumlu Şehir Bakanı Clemens Baumgärtner’in sağladığı kolaylıkların, uluslararası iş dünyasına verilen destek açısından önemli olduğunu ifade etti. Yıldırım, “bizim başarımızda Sayın Baumgärtner’in büyük bir rol oynadını belirtmek isterim, dolayısıyla Münih Belediye Başkanı seçimlerinde de kendisini destekleyeceğimiz kesin” diyerek seçmen Türk toplumununa da mesajını iletti.
Bavyera Eyaleti farklı toplumların buluşma noktası
Münih Belediye Meclisi Üyesi Deli Balidemaj, konuşmasında şu sözlere yer verdi:
“Birlik içinde yaşam, Münih’i gerçek anlamda uluslararası bir şehir yapıyor. Farklı kültürlerden gelen toplulukların burada güçlü şekilde varlık göstermesi, uyumun ve ortak hedeflerin mümkün olduğunu gösteriyor.”
Bu yaklaşım, Bavyera’daki Türk toplumunun da artık yalnızca bir göçmen topluluk olarak değil, sağlık, eğitim ve girişimcilik alanlarında aktif katkı sunan bir yapı olarak görülmesini sağlıyor.
Münih Göçmenler Meclisi Üyesi Mursal Noorzai, “Türk toplumunun Münih’te ve Bavyera genelinde güçlü kökler salmış bir topluluktur” diyerek Türk toplumunun entegrasyondaki etkin rolüne vurgu yaptı.
Kentte yaklaşık 200 farklı kültürden insanın yaşadığını belirten Noorzai, her dört kişiden birinin göçmen kökenli olduğuna dikkat çekti:
“Bu çeşitlilik Münih’i zenginleştiriyor. Artık göçmen kökenli topluluklar sadece misafir değil, şehrin asli unsurlarından biri. Ayrıca, CSU’lu Belediye Başkan Adayı Clemens Baumgärtner seçildiği takdirde, Göçmenler Meclisi’nin adının ‘Uluslararası Danışma Kurulu’ (Internationaler Beirat) olarak değiştirilmesini istiyoruz. Bu isim değişikliği, göçmen kökenli toplulukların yalnızca ‘göçmen’ olarak değil, uluslararası ve kalıcı bir topluluk olarak görülmesi açısından önemli bir semboldür”dedi.
Uluslararası uyum ve iş birliği modeli Bavyera öncü olabilir mi?
Panelde öne çıkan görüşlerden biri de şu: Bavyera, kültürel çeşitliliği, ekonomik gelişmişliği ve sosyal uyum politikalarıyla Avrupa’da örnek teşkil edebilecek bir “entegrasyon modeli” oluşturmaktadır. Türk toplumu başta olmak üzere göçmen kökenli girişimcilerin desteklenmesi, bu modelin başarısı için anahtar rol oynuyor.
Bu çerçevede, sağlık sektörü sadece tedavi alanı değil, aynı zamanda ekonomik kalkınma, uluslararası diplomasi ve toplumlar arası anlayış için bir araca dönüşüyor.
Sonuç olarak, Türk toplumu ve diğer uluslararası toplulukların Bavyera’ya katkısı artık sadece istihdam ve demografiyle sınırlı değil, vizyoner yatırımlar, sağlık hizmetleri ve pozitif politik diyaloglarla eyaletin geleceğine yön veriyor. Bu çok yönlü iş birliği modeli, Avrupa genelinde örnek alınabilecek bir dönüşümün habercisi olabilir.






Yorumlar