CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, Melih Bulu’nun Boğaziçi Üniversitesine rektör olarak atanması, kayyum rektör istemeyen öğrencilere yapılan polis müdahalesi ve gözaltılarla ilgili açıklamada bulundu.
CHP’li Karabıyık, “Dünyanın her yerinde, başarılarına imrendiğimiz üniversitelerde rektörler, öğrenci ve akademisyenler tarafından belirlenir. Türkiye’de ise önceden rektörleri akademisyenler seçerdi, sonraki dönemde akademisyenler tarafından yapılan seçimde en çok oy alan adaylar arasından bir kişi Cumhurbaşkanı tarafından atanmaya başlandı, şimdi ise rektörleri sadece Cumhurbaşkanı’nın atadığı bir dayatma dönemini yaşıyoruz. Bu rektör dayatması, üniversitenin iç barışı da göz önüne alındığında doğru bir yöntem değil. Üniversite bileşenleri bu yöntemi doğru bulmuyor, Boğaziçi Üniversitesi de bunun bir örneği. Hem öğrenciler, hem akademisyenler, hem de rektörün kendisi için, bu yöntem iç barışı bozan bir durumu meydana getirebilir” uyarısında bulundu.
Türkiye’nin içinde bulunduğu bu dayatma döneminin yalnızca üniversitelerde değil, okul öncesinden doktoraya kadar eğitimin her kademesinde karşımıza çıktığını ifade eden Karabıyık, “Tüm eğitim sisteminde, gelecek nesilleri ideolojik olarak şekillendirme hedefi ve “bizden olanla yönetme” tutumu sergilenmeye başladı. İktidar, çocukların üstün yararını göz ardı ederek, eğitimi bir ideolojik şekillendirme aracı olarak kullanmaktadır. Bu nedenle, yapılan atamalarda da bilimsel bir hedef değil siyasi bir hedef gözetilmektedir” dedi.
Gençleri dinleyin, onların fikirlerinden korkmayın, gençlerin eleştirilerine kulak verin!
Üniversitenin tüm bileşenlerinin okullarına bir aidiyet duygusu ile bağlı olduğunu dile getiren Karabıyık, “Bu yöntemle yapılan atamaların önünde bir engel olmaması, bu dayatma yönteminin doğru olduğunu göstermez. Üniversite bileşenlerinin seçmediği ve tasvip etmediği dışarıdan bir rektör, bu aidiyet duygusuna zarar verecektir. Üniversiteler rektörlerini kendisi seçmek istiyor, öğrenciler görüşleri alınsın istiyor. Bu sese kulak vermek gerekir. Üniversitelerin bilimsel, yönetsel ve mali özerkliği çok önemlidir. Bilim üretemeyen üniversiteleri olan ülkeler dışa bağlılığa mahkumdur ve üniversitelerdeki aidiyetin zarar görmesi, bu bilim üretme ortamına da zarar verecektir” sözleriyle konunun önemine dikkat çekti.
Karabıyık, “Biz, okullarını koruma mücadelesi veren öğrencilerin haklı mücadelesinde her zaman yanlarındayız, onları destekliyoruz. Üniversitelerine kayyum rektör istemeyen, üniversitelerini korumak isteyen gençleri susturmaya çalışmak doğru değil. Gençler düşüncesini özgürce söyleyebilmelidir, gözaltılar ile bunu engellemeye çalışmak kabul edilemez. Gençleri dinleyin, onların fikirlerinden korkmayın, gençlerin eleştirilerine kulak verin!” sözleriyle açıklamasını tamamladı.