DOLAR
34,3494
EURO
37,4469
ALTIN
3.023,82
BIST
8.655,42
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Açık
15°C
Bursa
15°C
Açık
Çarşamba Açık
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
16°C

Böbrek kanserinde umut ışığı doğdu

Böbrek kanserinde umut ışığı doğdu
A+
A-

Görülme sıklığı giderek artan böbrek kanseri, özellikle ileri yaş grubunu tehdit ediyor. Bu tehlikeye karşın son dönemde tedavide umut verici gelişmeler yaşandığını belirten Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İrfan Çiçin ve Sağlık Bilimleri Üniversitesi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Çağlayan Geredeli, tedavi seçeneklerinin arttığını vurguladı ve hastalıkla ilgili önemli bilgiler paylaştı.

Böbreklerde etkili olan kanser türleri ile ilgili bilgiler veren Prof. Dr. İrfan Çiçin, “En sık rastlanan böbrek kanseri, olguların yaklaşık yüzde 80-85’ini oluşturan berrak hücreli renal karsinomdur (clear cell, renal cell carcinoma ya da ccRCC). Geriye kalan yüzdeyi ise ‘papiller, kromofob’ diye adlandırılan kanser türleri oluşturur.” dedi. Ayrıca idrar kanallarından kaynaklanan (renal pelvis) kanserlerin de böbrek kanserlerini taklit edebileceği uyarısını yapan Prof. Dr. İrfan Çiçin, bu kanserlerin idrar kanalı ya da mesane kanserleri (transizyonel hücreli) gibi davrandığını ve tedavi edilebildiğini belirtti.

GÖRÜLME SIKLIĞI ARTMAKTADIR!

Böbrek kanserinin görülme oranlarına dair veriler paylaşan Prof. Dr. Çiçin, “Böbrek kanseri yetişkin tümörlerinin %2-3’ünü oluşturmaktadır. Erkeklerde, kadınlara oranla böbrek kanseri daha sık görülmekte olup, bu oran 3/2 olarak saptanmıştır. Bunların yanında hastalığın görülme riskinin yaşla birlikte arttığını da söyleyebiliriz.” bilgisini verdi.

RCC’nin son yıllarda, özellikle ileri yaş grupta oldukça sık saptanan bir kanser türü olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Çiçin, 50 yıl öncesine oranla görülme sıklığının belirgin bir şekilde arttığının altını çizdi. Hem ultrason, tomografi ve MR gibi görüntüleme yöntemlerinin sık kullanılmasıyla kanserin kolay teşhis edilmesi hem de nüfusun giderek yaşlanması böbrek kanserinde vakaların artmasının sebepleri olarak gösteriliyor.

BÖBREK KANSERİNDE ÖNEMLİ BELİRTİLER

Günümüzde böbrek kanseri olan hastaların yaklaşık yarısı tesadüfen teşhis alıyor. Böbrek kanserinin genellikle erken evrelerde belirti veya semptom göstermediğinin altını çizen Doç. Dr. Çağlayan Geredeli ise, hastalarda zamanla görülebilen bulguları şöyle sıraladı: 

İdrarınızda pembe, kırmızı veya kola renginde görünebilen kan,
Sırtınızda veya yanınızda geçmeyen ağrı,
İştah kaybı,
Açıklanamayan kilo kaybı,
Yorgunluk,
Ateş,
İzah edilemeyen kansızlık (anemi),
Kanda sedimentasyon ve/veya CRP yükselmesi.

Böbrek kanserinde erken tanı ile birlikte metastaz ihtimalinin azaldığını da vurgulayan Doç. Dr. Geredeli, akciğer, kemik ve beynin en sık metastaz yeri olduğunu da söyledi. Bunun yanında özellikle karaciğer ve tiroid bezinde de metastazların görülebildiği belirtildi. 

BÖBREK KANSERİ ÖNLENEBİLİR Mİ?

Sigara kullanımı, birçok kanser türünde olduğu gibi böbrek kanserinde de riski artırıyor. Ayrıca yaşlanma, hipertansiyon ve bazı kalıtsal hastalıklar da böbrek kanserinin ortaya çıkması ile ilişkilendirilmektedir. Hastalığın önlenmesinde genel sağlık kurallarına dikkat etmenin önemine değinen Prof. Dr. Çiçin, eğilime neden olan kalıtsal hastalık durumlarında ise tarama-takip programlarının önemli birer erken teşhis yöntemleri olduğunun altını çizdi.

BÖBREK KANSERİ TEDAVİSİNDE ERKEN TANI ÖNEMLİ

Böbrek kanseri (RCC) tedavisinde izlenilen yollarla ilgili bilgiler veren Doç. Dr. Çağlayan Geredeli, erken evre yani metastaz yapmamış böbrek kanserlerinde temel tedavi yaklaşımının cerrahi olduğunu belirtti. Böbrek kanserinde çok sayıda tedavi seçeneği olduğunu belirten Doç. Dr. Geredeli, sözlerine şöyle devam etti:

“Kemoterapi ve radyoterapiye duyarlı olmayan bu kanserlerde, cerrahi sonrası akılcı ilaç olarak bilinen hedefe yönelik tedaviler ya da immünoterapilerin cerrahiye eklenmesi tedavinin başarı oranlarını artırmaktadır. İleri evre hastalarda yani metastaz yapmış hastalarda ana tedavi hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler ile yapılmaktadır. Bu tedavi seçenekleri tek başına ya da birlikte (kombine) uygulanabilir. İleri evre böbrek kanserlerinde rutin olarak böbreğin ameliyat edilmesi ihtiyacı günümüzde ortadan kalkmıştır.”

Tüm diğer kanserler gibi, böbrek kanserlerinde de tanı sırasındaki evrenin hastalığın gidişatı açısından önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Geredeli, RCC tanısı kanserin henüz böbrek dışına yayılmadığı erken evrede konulduğunda hastaların %93’ünün 5 yıl sonra yaşamaya devam ettiğini belirtti.

HEDEFE YÖNELİK TEDAVİ SEÇENEKLERİ ARTIYOR

Böbrek kanserinde hedefe yönelik tedaviler ve güncel gelişmelerle ilgili de bilgiler aktaran Prof. Dr. İrfan Çiçin, önemli veriler paylaştı: “Son 10 yılda metastatik böbrek hücreli kanser (mBHK) tedavisinde hedefe yönelik tedaviler hastalığın yönetimini belirgin bir şekilde iyileştirmiştir. Böbrek kanserlerinde özellikle berrak hücreli tipte hedefe yönelik tedavi seçenekleri artmaktadır. En son 2022 yılında farklı bir etki mekanizmasına sahip hedefe yönelik bir tedavi Türkiye’de de ruhsatlanmıştır. Ülkemizde hem hedefe yönelik hem de immunoterapiler böbrek kanserli hastalarda uygulanabilmektedir.”

BÖBREK KANSERİ TEDAVİSİNDE UMUT VEREN GELİŞMELER

Böbrek kanserinde tedavi seçeneklerini artırmak ve iyileştirmek için araştırmaların devam ettiğini belirten Doç. Dr. Geredeli, sözlerini şöyle tamamladı: “İmmün kontrol noktası sinyallerini hedefleyen ilaçlar, immün sistem ile tümör arasındaki etkileşimlerin klinik önemini güçlendirerek, immün sistemin anti-kanser aktivite göstermesini sağlanmaya çalışarak, kanser tedavisine yeni bir yaklaşım getirmiştir. Son dönemlerde çalışmaları son bulan ve ülkemizde de yer bulan immünmodülator ajanlarla birlikte hedefe yönelik tedavilerin kombinasyonunu öngören tedavi stratejileri, böbrek kanseri tedavi seçeneklerini ve başarısını daha da artırmıştır. Yeni ilaçlar ve yeni kombinasyon tedavileri umut vericidir.”