TEVFİK ŞENDÖL / MÜNİH

Üç Türk Kökenli Politikacıya Onur Madalyası

Bu yılki törende, üç aktif Türk kökenli politikacı farklı yönetim düzeylerini temsilen ödüle layık görüldü:

* Dr. Hülya Düber, Alman Federal Meclisi Üyesi (CSU)

* Cemal Bozoğlu, Bavyera Eyalet Meclisi Üyesi (Bündnis 90/Die Grünen)

* Cumali Naz, Münih Şehir Meclisi Üyesi (SPD)

Herrmann ve Ünlü’den “Birlikte Yaşam” Vurgusu

Tören, Bavyera İçişleri Bakanı Joachim Herrmann (CSU)’ın selamlama konuşmasıyla başladı.

Ev sahibi Prof. Dr. Vural Ünlü, ödül sahiplerinin yerel, eyalet ve federal düzeyde kapsayıcı bir toplum inşa etme konusundaki kararlı çabalarına dikkat çekti

Beckstein ve Ude’den Köprü Kuruculara Övgü

Övgü konuşmalarını, Bavyera siyasetinin iki önemli ismi, Eski Başbakan Dr. Günther Beckstein (CSU) ve Eski Münih Belediye Başkanı Christian Ude (SPD) yaptı.

Her iki siyasetçi de ödül sahiplerini, “kültürler arası köprüler kuran öncü isimler” olarak nitelendirerek, Türk kökenli politikacıların demokratik sürece katılımını takdir etti.

Sivil Toplum ve Basından Yoğun Katılım

Törene, Bavyera’daki sivil toplum kuruluşlarından birçok önemli isim katıldı:

* Dr. Philipp Hildmann, Bavyera Hoşgörü Birliği Genel Müdürü

* Dr. Andrea Taubenböck, Bavyera Değerler Birliği Yönetim Kurulu Üyesi

* Dr. Rudolf Neumaier, Bavyera Kültürel Mirası Koruma Derneği Genel Müdürü

* Mitra Sharifi Neystanak, AGABY Başkanı

Etkinlik, basında da geniş yankı buldu. Süddeutsche Zeitung’dan Martina Scherf, Main-Post’tan Henry Stern ve Türk basının duayen ismi Orhan Tinengin, töreni kapsamlı şekilde haberleştirdi.

Demokratik Katılım Vurgusu

Resmî törenin ardından düzenlenen açık oturumda, Şansölye Merz’in “şehir manzarası” tartışması gündeme geldi. Katılımcılar, sağcı aşırılıkla mücadele ve demokratik katılımın güçlendirilmesi konularında fikir alışverişinde bulundu.

Çeşitlilik ve Diyalogun Gücü

2025 Liyakat Madalyası Töreni, bir kez daha çeşitlilik, diyalog ve katılımın Bavyera’nın geleceği için vazgeçilmez olduğunu gösterdi.

Türk kökenli politikacıların başarıları, Türk toplumunun Bavyera’daki açık ve kapsayıcı yapının temel taşı haline geldiğini bir kez daha gözler önüne serdi.