Uzmanlara göre bu tören, hem ABD ve müttefiklerine hem de bölgesel güçler ile potansiyel teknoloji alıcılarına yönelik güçlü bir mesaj niteliği taşıyordu.
Geçitte ilk kez Çin’in kara, deniz ve hava platformlarından konuşlandırılabilen tam nükleer üçlüsü görücüye çıktı. Bunlar arasında 20.000 km menzile sahip DF-5C kıtalararası balistik füze ve yeni kara konuşlu uzun menzilli DF-61 de yer aldı. Ayrıca, DF-26 orta menzilli balistik füzelerin gemiler ve Guam gibi üsleri hedef alabilen kontrol edilebilir başlıklarla tehdit oluşturabileceği belirtildi.
Singapur merkezli uzman James Char, yeni silahların ABD ve müttefiklerinin Doğu Asya’daki planlarını ciddi şekilde zorlaştırabileceğini belirterek, özellikle deniz dronları ve füzelerin birleşiminin bölgeye dış müdahaleyi engelleyebileceğini vurguladı. Analistler ayrıca Çin’in, küçük ülkelere “barış garantörü” rolünü üstlenebileceği mesajı vermek istediğine dikkat çekti.
Bununla birlikte bazı askeri uzmanlar, sergilenen sistemlerin tamamının operasyonel olup olmadığı konusunda şüpheli. Taipei merkezli araştırmacı Chieh Chung’a göre bazı silahlar hâlâ saha testi aşamasında olabilir ve seri üretime geçmemiş olabilir.
Geçitte ayrıca yeni Type-100 ana muharebe tankı, keşif dronları, hava savunma sistemleri ve yeni kurulan uzay, siber ve elektronik harp birimleri de tanıtıldı. Uzmanlar, Batılı orduların hâlen avantajlı olduğunu, ancak Çin’in hızla bu farkı kapatmaya çalıştığını vurguluyor.






Yorumlar