Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, “pandemi sonrası dünyada dijital eğitim ve yüz yüze eğitimin bir arada yürütüleceği hibrit modelin yaygınlaşacağı öngörülüyor. Bahçeşehir Koleji olarak biz de dijital eğitim uygulamalarına 12 yıl önce başlayan ve geliştirdiği uzaktan eğitim uygulamalarını 3 yıldan bu yana aktif olarak kullanan Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük eğitim kurumlarından biriyiz” dedi.
Bahçeşehir Koleji Genel Müdürü Özlem Dağ, dijital eğitim dönüşümlerine 12 yıl önce başladıklarına dikkat çekerek “3 yılı aşkın süredir de tüm kademelerimizde dijital eğitim platformumuz Metodbox’ı kullanıyoruz. 2020’nin Mart ayında uzaktan eğitime geçildiğinde, alt yapı olarak zaten bu sisteme hazırdık ve ana platformumuz Metodbox ile eğitimlerimize aksatmadan devam ettik” dedi.
Mayıs 2020 itibarıyla eğitim entegrasyonu olan ilk görüntülü görüşme platformu SeeMeet’i derslerinde kullanmaya başladıklarını anlatan Dağ sözlerine şunalrı ekledi. “bundan böyle eğitimde dijital yöntem hayatımızın bir parçası olacak. Pandemi sona erse dahi eğitimde dijital dönüşüm aynı ivmeyle gelişim gösterecektir. Eğitimi sınıfın içinden çıkarmak, zaman mekân kavramını ortadan kaldırmak, aslında pek çok olanağı da beraberinde getiriyor. Bunun eğitimde bir özgürleşme hali olduğu tespitini yapmak yerinde olur. Eğitimdeki bu özgürleşmenin, daha iyi eğitim olanakları için giderek gelişeceğini düşünüyorum.”
Dijital sürece geçişte zorlanmadık, hazırlıklıydık
Özlem Dağ, pandemi süreci ile dijital eğitim sürecine geçişte zorlanmadıklarına da değindi. “Tam zamanlı uzaktan eğitime geçilmesi ise elbette öğrencilerimiz ve velilerimiz için belli bir adaptasyon süreci gerektirdi. Yüz yüze eğitimle dijital eğitimin dinamikleri birbirinden farklıdır. Bu dinamikleri de yalnızca kullanılan teknolojilerle sınırlamak mümkün değil; sosyolojisi, pedagojisi hatta sınıf ortamının yönetimi bile farklıdır. Her iki platform için aynı konuyu çok farklı teknikler kullanarak aktarmalısınız. Bu farklılıkların velilerimiz tarafından iyi anlaşılması bizler için çok önemliydi. Hedefimiz, eğitim ister yüz yüze olsun ister online olsun öğrencilerimizi akademik, psikososyal ve fiziksel anlamda desteklemek. Bunun için kullanmamız gereken farklı yöntemler konusunda velilerimizi iyi bilgilendirdiğimizi düşünüyorum. Hazırladığımız uzaktan eğitim kılavuzlarının yanında yıllardır yüz yüze sürdürdüğümüz veli seminerlerimizin sürecin getirdiği konular ekseninde derinleştirerek online ortama taşıdık. Kullandığımız dijital eğitim platformlarıyla ilgili kılavuzlar yayımladık. Okul idarecilerimiz ve öğretmenlerimiz de velilerimize ihtiyaç duydukları her konuda sürekli olarak destek verdi, rehberlik ettiler.”
Hibrit model kalıcı olacak, hibrit öğretmenler gündemde kalacak
Pandemi yılları boyunca dijitalde geliştirilecek iş modellerinin kalıcı olacağını ve bunların eğitimde de geçerli olacağını belirten Dağ, eski normale dönülen günler geldiğinde dijitalde kat edilen yolu geri döndürmenin mânâsı da kalmayacağına inandıklarını söyledi. “Eğitimde hibrit modelin devam edeceğini daha da önemlisi “hibrit öğretmen” kavramının yerleşeceğini söyleyebilirim. Bahsettiğim gibi yüz yüze ve dijital eğitimin dinamikleri farklı. Biz eğitimin içeriğiyle ilgiliyiz. Eğitim ortamı ne olursa olsun, içerik ihtiyaca cevap verebilecek nitelikte olmalı. 21. yüzyıl becerileri kazandırmaya odaklı bir eğitim anlayışımız var. Eğitim ortamı ne olursa olsun, bu ortamların gerektirdiği yöntem ve teknolojileri kullanarak kazandırmaya çalıştığımız beceriler, edindirdiğimiz kazanımlar belli. Bu nedenle teknolojik altyapımızın ötesinde pandemiden önce de yaptığımız gibi her zaman eğitim içeriğimizi geliştirmeye odaklanıyoruz.”
Dijital pedagoji çok önemli
Özlem Dağ, dijital pedagojinin önemini vurgulayarak hibrit öğretmenlere ihtiyaç olduğunun altını çizdi. “Farklı platformların dinamiklerine birlikte uyum içinde devam edebilen, bu alanda öğretim teknolojileri ve yöntemleri konusunda fikri olan, yeni buluşları olan öğretmenler hibrit öğretmenler olarak adlandırılıyor. Biz, dijital eğitime dair teknik altyapının yanında öğretmen eğitimlerimizi işin pedagojik boyutuyla da destekliyoruz. Öğretmenlerimiz, Bahçeşehir Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Yenilikçi Eğitim Geliştirme Araştırma Merkezi (YEGAM) tarafından gerçekleştirilen “Dijital Pedagoji Programı”na katılıyorlar. 9 modülden oluşan bu eğitimde öğretmenlerimiz Uzaktan Öğrenme ve Hibrit Pedagoji, Dijital Pedagoji ve Dijital Dönüşüm, Teknoloji ile Zenginleştirilmiş Ortamlarda Özdüzenleme, Senkron ve Asenkron Uzaktan Eğitim Yönetimi, Farklılaştırılmış Dijital Öğretim Stratejileri, Öğretim Tasarımında Dijital Pedagoji, Dijital Ölçme, Değerlendirme ve Geri Bildirim, Dijital Pedagoji için Araştırma Yöntemleri ve Proje (Eylem Araştırması) başlıklarda eğitim alıyorlar.”
Ders içeriklerimizi de dijital pedagojiye uygun şekilde tasarlıyoruz diyen Dağ, sözlerine şunları ekledi. “Öğretmenlerimizin dijital yetkinliklerini artırıyoruz. Her öğretmenimizin bir “dijital eğitim lideri” olması için tüm donanımları kazandırıyoruz. Dijital eğitim tasarımları da yapmaları için 6 kampüsümüzde pilot uygulama olarak Dijital Eğitim Merkezi’mizi hayata geçirdik. Bu merkezi tüm kampüslerimizde yaygınlaştırmak için planlama yapıyoruz. Öğretmenlerimizin mesleki gelişimleri kapsamında Microsoft gibi dünyanın önde gelen şirketleriyle iş birlikleri yapıyor, öğretmenlerimize küresel geçerliliği olan teknoloji okuryazarlığı sertifika programları sunuyoruz. Teknoloji desteğiyle öğretmen ve öğrenci iş birliği, iletişim, bilgi sentezleme, öz denetim, gerçek dünya problemlerine analitik çözüm üretme, yaratıcılık ve bilgi iletişim konularını içeren eğitim programlarıyla öğretmenlerimizin dijital okuryazarlık becerilerini geliştiriyoruz.”
Dijital eğitimde Karar Destek Sistemini hayata geçiriyoruz
Öğrenmenin merakla başladığı gerçeğinden hareketle, 2021-2022 Eğitim Öğretim Yılı itibarıyla üç anaokulumuzda pilot uygulama olarak eğitimde merak unsurunu merkeze alan bir proje başlatıyoruz. Bu projenin dijital uygulama ayağını ise Metodbox Bee uygulamamız üzerinden hayata geçiriyoruz. Merak unsurunun derin öğrenmeye katkıda bulunması amacıyla okul ve aile iş birliğinin öneminden hareketle “Karar Destek Sistemi”ni kullanacağız. Bu sistem, merak döngüsünde yer alan faaliyet analizinin Metodbox üzerinden yapılması esasına dayanıyor. Bu yolla; çocuğun en çok hoşuna giden etkinlikleri, öğrencinin belirli zamanlarda yaptığı etkinlikleri ve öğrencinin öğrenme profilini çıkarmayı hedefliyoruz. Öğretmen ve ailenin birlikte kullanacağı Karar Destek Sistemi yoluyla okul – ev iş birliğini geliştireceğiz.