DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
15°C
Bursa
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
11°C
Salı Hafif Yağmurlu
11°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
10°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
10°C

Fahrettin Altun: Zengin ve güçlü bir ülkede yaşıyoruz

A+
A-

İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Hamdolsun tarihi, kültürel, toplumsal, insani, coğrafi, ekonomik, teknolojik, askeri ve daha birçok yönden zengin ve güçlü bir ülkede yaşıyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, “Türkiye’de siyaset yaptığını söyleyen birtakım zevatın savunma sanayisi alanındaki atılımlarımızdan, geldiğimiz noktadan rahatsızlık duymasını anlayamıyoruz. Savunma sanayimizle bu alana değerli katkılarda bulunan yerli ve milli girişimcilerimizle gurur duyuyoruz. Bu tehditlere asla ve asla prim vermiyoruz, kulak asmıyoruz. Bunun da böyle bilinmesini istiyoruz.” dedi.

Altun, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı Konferans Salonu’nda düzenlenen “Türkiye Kitabı Tanıtımı ve Türkiye Yüzyılı’nda Türkiye Programı”na katıldı.

Başkanlık olarak Türkiye’nin tanıtımıyla ilgili değerli bir proje vesilesiyle katılımcılarla bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirten Altun, Türkiye Kitabı’nın, Türkiye’nin tarihinden coğrafyasına, kültürel zenginliklerinden kamu hizmetlerine kadar geniş bir yelpazede tanıtan eşsiz bir kaynak niteliği taşıdığını söyledi.

“Hamdolsun tarihi, kültürel, toplumsal, insani, coğrafi, ekonomik, teknolojik, askeri ve daha birçok yönden zengin ve güçlü bir ülkede yaşıyoruz.” değerlendirmesinde bulunan Altun, şöyle devam etti:

“Aynı zamanda uluslararası ortamda da barışın, adaletin, refahın ve istikrarın sağlanması yönünde etkin bir aktör olarak varlık gösteriyoruz. Elbette böylesine etkin bir aktörün, Türkiye’nin politikalarını, uygulamalarını ve yaklaşımlarını da planlı, sürekli ve etkin bir biçimde dünya kamuoyuna ve küresel muhataplara aktarmak ve farkındalık oluşturmak da hayati öneme haiz bir konu. Bu doğrultuda Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak ulusal ve uluslararası düzeyde bütünlüklü bir iletişim stratejisi çerçevesinde proje ve faaliyetlerimizi yürütüyoruz.

Türkiye markasının daha da güçlendirilmesi hiç kuşkusuz en önemli hedeflerimiz. Bu bağlamda uluslararası alanda ülkemizin isminin ‘Türkiye’ olarak kullanımının yaygınlaşmasını son derece önemli görüyoruz ve çalışmalarımızı bu doğrultuda yürütüyoruz. Bildiğiniz üzere Sayın Cumhurbaşkanı’mız tarafından 2021’de imzalanan genelgeyle ülkemizin adının uluslararası mecralarda sadece ‘Türkiye’ olarak kullanılması kararlaştırıldı. Çünkü ‘Türkiye’ ibaresi, Türk milletinin kültür, medeniyet ve değerlerini en iyi şekilde temsil ve ifade eden bir kavram. Biz de Dışişleri Bakanlığımız başta olmak üzere, ilgili bütün kurumlarla eşgüdüm içinde bu hedef doğrultusunda yoğun bir gayret ortaya koyduk ve bu gayreti sürdürüyoruz.”

Konunun en yakın takipçisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğunu belirten Altun, geçmişte denenen ancak başarılamayan bu girişimin Cumhurbaşkanı Erdoğan iradesiyle hayata geçtiğini dile getirdi.

“Küresel teknoloji şirketleri ve medya kuruluşlarıyla görüşmelerimizi sürdürüyoruz”

Girişimleri neticesinde başta Birleşmiş Milletler olmak üzere OECD, Dünya Ticaret Örgütü gibi kuruluşlar resmi olarak “Türkiye” kullanımını benimsediğini hatırlatan Altun, “Memnuniyetle görüyoruz ki uluslararası muhataplarımız artık devletimizin, ülkemizin adını Türkiye olarak kullanıyor. En son Amerika Birleşik Devletleri Coğrafi İsimler Kurulu da ülkemizin adını ‘Türkiye’ olarak kullanacağını beyan ederek bu yöndeki kararını ortaya koydu. Elbette yabancı dillerde ülkemizin isminin doğru bir şekilde ‘Türkiye’ olarak kullanımının yaygınlaşması aynı zamanda küresel teknoloji şirketlerinin ve medya kuruluşlarının sürece dahil edilmesiyle mümkün. Kendileriyle bu doğrultuda görüşmelerimizi sürdürüyoruz.” ifadesini kullandı.

Bütün uluslararası medya kuruluşlarına ülkenin ismini en doğru şekliyle, Türkiye olarak kullanmaları çağrısında bulunan Altun, “Türkiye’ ibaresinin uluslararası alandaki kullanımı çerçevesinde birçok uluslararası iletişim kampanyası düzenledik. ‘Hello Türkiye’ kampanyamız bunlar arasında en etkililerinden ve bütün uluslararası alanda ciddi bir karşılık buldu. Yine bu bağlamda önem arz eden bir diğer çalışmamız bugün tanıtımını yaptığımız Türkiye kitabımızdır. Kitabımız, ülkemiz hakkında son derece kapsamlı bilgiler ihtiva eden kaynak niteliğinde önemli eserdir. Türkiye’nin marka değerine katkı yapacağına inandığımız bir çalışmadır. Bu eser aynı zamanda dezenformasyonla mücadele, ülkemize karşı sistematik karalama kampanyalarıyla mücadele noktasında da son derece önemli bir başrol kaynağı olacaktır. Bu olumsuz kampanyaların önüne geçilmesi noktasında da önemli bir referans teşkil edecektir.” şeklinde konuştu.

“Ülkemiz için daha çok hizmet ve eser üretmeye devam edeceğiz”

Fahrettin Altun, 2023 yılının, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 100’üncü yıl dönümü olduğunu anımsatarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, 2023’ün aynı zamanda Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcı olduğuna işaret eden önemli ve kapsamlı bir vizyon ortaya koyduğunu söyledi.

Bu vizyonun esas itibarıyla Türkiye’yi 2053’e, 2071’e taşıyan bir vizyon olduğunu belirten Altun, bu vizyonun Türkiye’yi hem etkin bir bölgesel güç hem de küresel oyuncu olarak ele aldığını ve sürecin kurumsallaşmasına hizmet eden bir vizyon olduğunu bildirdi.

Türkiye’nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan liderliğinde ekonomi, sağlık, adalet, eğitim, dış politika, terörle mücadele, enerji, ulaştırma, teknoloji, iletişim ve savunma sanayisi başta olmak üzere tüm alanlarda büyük ilerlemeler kaydettiğini vurgulayan Altun, şunları belirtti:

“Bu atılımlar hiç kuşkusuz ülkemizin refahını, huzurunu, kalkınmasını, demokrasisini ve elbette güvenliğini garanti altına aldı, bağımsızlığımızı pekiştirdi. ‘Büyük ve güçlü Türkiye’ idealine hizmet etti. Ülkemiz bu gelişmelerle aynı zamanda bölgesel ve küresel barış ve istikrara da katkı yaptı. Ülkemiz bu noktada merkezi bir aktör haline geldi. Sayın Cumhurbaşkanı’mızın Türkiye Kitabı’nın takdiminde de ifade ettiği üzere ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’ davasını, daha adil bir dünya ideali ile birlikte yürüten Türkiye, insani yardımdan barış diplomasisine, ortaya koyduğu ‘Türkiye modelleri’ ile dünyaya örnek oluyor.

Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi ‘Küresel ve bölgesel meselelerdeki olumlu katkılarımızı artırarak sürdürecek, barış ve işbirliği kapılarını sonuna kadar zorlayacağız.’ Bugün Rusya-Ukrayna savaşında barış için Sayın Cumhurbaşkanı’mızın ortaya koyduğu barış diplomasisini, gayreti tüm dünya takdir ediyor. Küresel salgından gıda ve enerji krizine, tüm dünyanın sıkıntılar yaşadığı dönemde jeopolitik konumumuz, güçlü altyapımız, istikrarlı yönetimimiz, nitelikli insan kaynağımız ve dinamik ekonomimiz sayesinde diğer ülkelerden olumlu şekilde ayrışmayı başardık. Türkiye Yüzyılı’nda da yeni hamlelerle milletimizin refahını artırmaya, ülkemiz için daha çok hizmet ve eser üretmeye, daha fazla değer yaratmaya devam edeceğiz. İstikrarlaştırıcı bir güç olarak bölgesel ve küresel alanda etkin bir şekilde varlık göstermeyi sürdüreceğiz.”

“Barışın, istikrarın ve adaletin sağlanması için gayret gösteriyoruz”

Türkiye’de ve dünyada geçmişi, bugünü ve geleceğiyle Türkiye’nin gerçek hikayesinin anlatılmasına büyük önem verdiklerini söyleyen Altun, Türkiye Kitabı’nın içeriğini de bu doğrultuda şekillendirdiklerini belirtti.

Üç ana başlığın yer aldığı Türkiye Kitabı’nın ilk bölümü “Tarihçe, Anayasal Düzen, Yönetim Yapısı ve Toplumsal Yaşam” konularını içerdiğini anımsatan Altun, şöyle devam etti:

“Bilindiği üzere Türkiye Cumhuriyeti Devleti 2 bin yıllık devlet geleneğine 1400 yıllık medeniyet müktesebatına ve Anadolu coğrafyasında 1000 yıllık köklü bir tarihe sahiptir. Türk milleti, insana verdiği değer, adalete olan sadakati, hoşgörülü yaklaşımı ve güçlü devlet geleneği sayesinde Asya, Avrupa, Balkanlar, Orta Doğu ve Kuzey Afrika dahil geniş coğrafyalarda silinemez izler bırakmıştır. Türkiye Cumhuriyeti, bu köklü ve zengin tarihi birikiminden aldığı güçle geleceğe yürümektedir. Bugün bu anlamda Türkiye’nin sahip olduğu siyasi istikrar ve güçlü siyasi liderlik, Türkiye’nin büyük bir imkanıdır.

Bugün birlik ve beraberlik içerisinde ‘Büyük ve Güçlü Türkiye’nin inşası için çalışırken, uluslararası ortamda da barışın, istikrarın ve adaletin sağlanması için gayret gösteriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliği bu noktada en büyük zenginliğimiz, kazanımımızdır. Ülkemizin geniş diplomatik kapasitesi de bölgesel ve küresel gelişmeleri etkileme ve yönlendirme gücümüzü artırmaktadır. Bu güç, dünyadaki hemen her gelişmede ülkemizi fikri sorulan, görüşüne başvurulan, pozisyonuna bakılan merkezi aktör haline getirmektedir.”

Anadolu coğrafyasının tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yaptığını anımsatan Altun, Türk milletinin, farklı medeniyetlerden ahenkli bir uyum oluşturmayı başardığını belirterek, “Bu topraklarda farklı inanç, kültür ve geleneklerin bir arada yaşadığı hoşgörü iklimi her zaman kültürel bir değer olagelmiştir. Anadolu’nun bereketli kültür mirasının şekillendirdiği kültürel yapımız, dünyaya örnek olmaya devam etmektedir.” dedi.

“Türkiye, her yıl milyarlarca dolar savunma sanayii ihracatı yapan güçlü bir ülke haline geldi”

Kitabın ikinci bölümünün, “Dünya’da Türkiye” başlığını taşıdığını aktaran Altun, şu bilgileri verdi:

“Bu bölümde küresel bir aktör olarak ülkemizin izlediği etkin dış politikanın yanı sıra sanayi, bilim, teknoloji ve ekonomideki atılımları, dünyanın ilgi odağı olan turizmi ve kültürel yaşamı ile ülkemizin vatandaş merkezli hizmetleri ele alınıyor. Türkiye, ekonomik kalkınmanın ve büyümenin en önemli unsurlarından olan sanayileşmede geniş ürün yelpazesi, güçlü uluslararası bağlantıları ve ihracata dayalı üretim yapan gelişmiş imalat sanayisi sayesinde çok önemli mesafeler kaydetmiştir. Bu başarıda Türkiye’nin sanayi vizyonu olan ‘milli teknoloji hamlesi’ ışığında atılan adımlar, son derece önemli rol oynamıştır. Türkiye artık kendi silahını, tankını, helikopterini, gemilerini, insansız hava araçlarını üreten, her yıl milyarlarca dolar savunma sanayisi ihracatı yapan güçlü bir ülke haline geldi.”

Söz konusu başarıların “Türkiye karşıtlarını” rahatsız ettiğini çok iyi bildiklerini vurgulayan Altun, “Türkiye karşıtlarının, uluslararası alandaki Türkiye düşmanlıklarının bu rahatsızlıklarını da anlayabiliyoruz. Zira onlar ‘Büyük ve güçlü Türkiye’nin kendilerinin kötücül uluslararası projeleri için bir mani teşkil ettiğini çok iyi biliyorlar. Esas itibarıyla anlamakta zorlandığımız husus, Türkiye’de siyaset yaptığını söyleyen birtakım zevatın savunma sanayisi alanındaki atılımlarımızdan, geldiğimiz noktadan rahatsızlık duymasını anlayamıyoruz. Savunma sanayimizle bu alana değerli katkılarda bulunan yerli ve milli girişimcilerimizle gurur duyuyoruz. Tehditlere kulak asmıyoruz. Zira değerlendirmelerde görüyoruz ki zaman zaman örtülü ve açık bir şekilde bizlere net tehditler savruluyor. Bu tehditlere asla ve asla prim vermiyoruz, kulak asmıyoruz. Bunun da böyle bilinmesini istiyoruz.” ifadelerini kullandı.

Bütün bunlarla birlikte, bölgesel enerji hatlarının merkezinde yer alan Türkiye’nin, Avrupa’nın ve dünyanın enerji güvenliğinde de yaşamsal bir öneme sahip olduğunu söyleyen Altun, “Ayrıca enerjide dışa bağımlılığımızı azaltmaya yönelik çalışmalar kapsamında kendi doğal gazımızı üretmekten kaynak çeşitlenmesine, birçok hayati ve devrimsel adım atılmıştır. Türkiye’nin yenilenebilir enerji atılımları, ilk yerli otomobilin elektrikli olarak tasarlanması, Sayın Hanımefendi’nin himayesinde yürütülen ve BM nezdinde resmi bir karşılık bulan Sıfır Atık projesi, korumaya alınan tabiat varlıkları, akıllı ve iklim dostu kent projeleri de çevre dostu yönetim yaklaşımımızın somut çıktılarıdır.” dedi.

“Ülkemizin somut ve soyut kültürel mirasıyla gurur duymalıyız”

Kitabın “Kamu Hizmetleri” adlı üçüncü bölümde vatandaşlara sunulan örnek kamu hizmetlerinin tanıtımının yer aldığını söyleyen Altun, böylelikle hem ulusal hem de uluslararası kamuoyuna Türkiye’nin birikiminin aktarılmak istendiğini anlattı.

Türkiye’nin vatandaşını önceleyen, “İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen kamu hizmetleriyle dünyaya örnek olduğunu ifade eden Altun, “Ülkemiz ‘Halka hizmet, Hakk’a hizmettir’ düsturuyla sunulan kamu hizmetlerini, modern dünyanın gereklerine göre yeniden yapılandırılan kurumlar ve yatırımlarla daha da ileriye taşımaktadır.” dedi.

Öte yandan, Türkiye’nin siyasetten ekonomiye, kültürden turizme, her alanda dünyanın merak ettiği ve ilgi gösterdiği bir cazibe merkezi haline geldiğini belirten Altun, “Ülkemizin somut ve soyut kültürel mirasının dünyada eşi benzeri bulunmuyor, bu mirasla gurur duymalıyız. Anadolu’daki doğa çeşitliliğinin yanı sıra bu topraklarda birçok medeniyetin birbirinin içinde harmanlanarak günümüze gelmesi, bu kültürel ve coğrafi zenginliğin somut göstergeleridir. Küresel salgına rağmen 2021’de Türkiye’nin 30 milyon ziyaretçiyle turizmde ilk sıralarda yer alma başarısı göstermesi, turizm alanındaki altyapımızın gücünü göstermektedir. Bu rakam hamdolsun bu yıl çok daha yukarıya çıkmış durumdadır.” ifadesini kullandı.

Türkiye Kitabı’nın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı olarak Türkiye’nin gerçek hikayesini anlatmak ve Türkiye markasını güçlendirmek amacıyla gerçekleştirdikleri çalışmalardan biri olduğunu söyleyen Altun, konuşmasını şöyle tamamladı:

“Çalışmada çok büyük bir emek var. Bu çalışma, birçok kurum ve kuruluşun katkı verdiği birçok mesai arkadaşımın çok ciddi emekler vererek ortaya çıkarttığı gurur duyduğumuz bir çalışma. Türkiye’nin tanıtımı anlamında önemli eserler arasında yer alacağına inandığımız bu eser, ilk aşamada Türkçe ve İngilizce olarak yayımladık. Arapça, Fransızca, Almanca ve Rusça çevirileri de en kısa zamanda yayımlanmış olacak. Kültür dünyamız, ülkemiz ve milletimiz için hayırlı uğurlu olsun. Bu kıymetli eserin ortaya çıkmasına emek sarf eden bütün mesai arkadaşlarıma ve kurumlarımıza teşekkür ediyorum.”

ETİKETLER: