DOLAR
35,1981
EURO
36,7471
ALTIN
2.968,65
BIST
9.724,50
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
15°C
Bursa
15°C
Az Bulutlu
Pazartesi Hafif Yağmurlu
11°C
Salı Hafif Yağmurlu
11°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
11°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
11°C

Gezegende tehlike: 1 milyon türün nesli tükenecek

A+
A-

Gezegende hala yaşayan milyonlarca tür varken, son 500 yıl içinde yüzlerce türü kaybetmek önemli görünmeyebilir. Ancak doğa krizde ve durum daha da kötüye gidiyor. Türlerin yok olma hızı, son 10 milyon yılda eşi benzeri görülmemiş bir ivmeye erişti. Şu anda 1 milyondan fazla tür yok olmanın eşiğinde.

Bir hayvan türü yok olduğunda, onunla birlikte bir dizi özellik de kaybolur. Genler, davranışlar, faaliyetler ve evrimleşmesi binlerce, milyonlarca, hatta milyarlarca yıl sürmüş olan diğer bitki ve hayvanlarla etkileşimler de sonsuza dek yitirilir.

Her tür ekosistemin sağlığı için bir rol üstlenir. Bu rol ister polen yaymak ya da topraktaki besinleri yenilemek, ister ormanları gübrelemek veya diğer hayvan popülasyonlarını kontrol altında tutmak olsun, o türle birlikte kaybolur. Bu nedenle çok fazla türün kaybedilmesi felaketle sonuçlanabilir ve bütün bir sistemi çöküşe sürükleyebilir.

Soyu tükenenler

  • “Toughie” adıyla anılan Rabbs’ın çizgili-uzuvlu ağaç kurbağası türünün bilinen son bireyiydi. Türünden birkaç düzinedışında hepsi Panama’daki bir mantar tarafından yok edilmişti. Atlanta Botanik Bahçesi’ndeki koruma altında olan son tür 2016 yılında öldü.
  • “Martha, 1850’lerde milyonlarca sayıdaki yolcu güvercinlerinin sonuncusu olarak 1914’te Cincinnati Hayvanat Bahçesi’nde öldü.
  • 1971’de bulunan “Yalnız George” Ekvador’un son Pinta Adası kaplumbağasıydı. 17inci yüzyıldan itibaren yaklaşık 200.000 birey etleri için avlandı. Daha sonra, 1950’lerde adaya keçiler getirildikten sonra yiyecek için rekabet etmekte zorlandı. George 2012 yılında ölmeden önce bilim insanları türün neslini tutsak ortamda kurtarmaya uğraşıyordu.
  • “Ben” ya da “Benjamin”, Tazmanya kaplanı olarak da bilinen keseli bir etobur olan dünyanın bilinen son örneğiydi. Benjamin’e 1936 yılında Tazmanya’daki Beaumaris Hayvanat Bahçesi’nde ölmeden sadece iki ay önce hayvana koruma statüsü verilmişti.

6. kitlesel yok oluş uyarısı

Pek çok hayvan nesli doğal yollarla ya da insan faaliyetleriyle ilgisi olmayan nedenlerle tükendi. Sağlıklı bir çevrede türler doğal yollarla yok olurken yeni türler evrimleşir ve evrimsel denge korunur.

Ancak bilim insanlarına göre son dönemde yok olan türlerin sayısı kadar türlerin tükeniş hızları da korkutuyor. Kuzey Amerika türleri hakkında veriler oluşturmak için çalışan NatureServe adlı kar amacı gütmeyen kuruluşun başındaki ekolog  Sean O’Brien, Reuters haber ajansına yaptığı değerşendirmede “Türleri artık evrimleşebileceklerinden daha hızlı kaybediyoruz.” sözleriyle bu durumu açıklıyor.

Yok olma oranı, dünyadaki türlerin %75’inden fazlasının 2 milyon yıldan daha kısa bir zaman dilimi içinde neslinin tükenmesine  neden olacak kadar yükseldiğinde, bu bir kitlesel yok olma olayı olarak kabul ediliyor. Dünyanın fosil kayıtlarını incelendiğinde, bu durumun son yarım milyar yılda beş kez gerçekleştiği görülüyor. 

Hayvanların yaşam alanlarını ele geçiren, doğayı kirleten ve küresel ısınmayı körükleyen faaliyetleriyle insanların bu yok oluş krizine yol açtığını söyleyen bilim insanları şimdi altıncı kitlesel yok oluşa girdiğimiz konusunda uyarıyor.

Science Advances dergisindeki çalışmaya göre, normal bir yok oluş hızı senaryosunda, son yüzyılda gördüğümüz yüksek sayıdaki omurgalı yok oluşunun gerçekleşmesi en az 800 yıl, en fazla 10.000 yıl sürerdi. Şimdi ise bütün çabalar rağmen, yok olma oranının insanların var olmasından öncesine göre bin kat daha fazla olduğu tahmin ediliyor. 

ETİKETLER: