Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan yılın 2. çeyreğe ilişkin büyüme rakamlarını değerlendiren iş dünyası temsilcileri, büyüme oranındaki gerilmeye rağmen karamsar olmadıklarını açıkladılar.
Tüm dünyayla birlikte ülkemizi de etkisi altına alan koronavirüs salgınının ekonomi üzerindeki etkisinin pandeminin en yoğun yaşandığı ve hayatın durduğu nisan, mayıs, haziran aylarına denk gelen 2. Çeyrek verilerine yansıdığını ifade eden iş dünyası temsilcileri, rakamların bu yönde gelmesinin normal olduğunu, bunun karamsar tabloya sebebiyet vermemesi gerektiğini, yeni normalle birlikte yılın 3. Çeyreğiyle birlikte büyümenin yeniden yukarı yönlü olacağı görüşünde birleştiler.
BALKANTÜRKSİAD Başkanı Berat Tunakan:
Koronavirüs pandemisi yılın ilk aylarından itibaren dünyayı, Mart ayından bu yana da ülkemizi etkisi altına almaya başladı. Her anlamda tabiri caizse hayat adeta durdu. Yılın ikinci çeyreği neredeyse bu ortamda geçti. Pandemi etkisiyle sadece ülkemiz değil dünyanın birçok büyük ekonomisi ciddi zorluklar yaşadı, hala da yaşamaya devam ediyor. İkinci çeyrek rakamları, 9,9 bir küçülmeyi gösterse de özellikle Avrupa ekonomilerine göre daha iyi durumda olduğumuzu görebiliyoruz. Bu daralmadan çıkacağımızı ve 3 ile 4. çeyrekte çok daha iyi rakamlara ulaşacağımızı düşünüyorum.
BEKSİAD YK Başkanı Ömer Yıldız:
Kötümser tabloların aksine büyüme oranımız dünya ülkelerine kıyasla daha iyi bir sonuç verdi. 019’un aynı dönemine göre İngiltere yüzde 21,7, Fransa yüzde 19, İtalya yüzde 17,3, Almanya yüzde 11,6 küçülürken, Türkiye’de bu rakam yüzde 9,9’da kaldı. Yani TÜİK tarafından açıklanan 2. çeyrek büyüme rakamları bizim daha iyi durumda olduğumuzu gösteriyor. Normalleşmeyle birlikte, Kapasite Kullanım Oranı, Reel Kesim Güven Endeksi ve PMI rakamları gibi öncü göstergelerin hepsi son dört aydır üst üste yükseliş kaydediyor. Bu anlamda ben üçüncü ve dördüncü çeyrekte, büyümenin yeniden yukarılara çıkacağını düşünüyorum. Geçici olarak yaşanan küçülme moralimizi asla bozmayacaktır. Aksine Türk iş insanları olarak bizler daha kararlı bir şekilde çalışarak, toparlanma ve yeniden büyüme hamlesi için elimizden geleni yapacağız.
GESİAD Başkanı Murat Kaya:
Pandemi ve beraberinde gelen kısıtlamaların ekonomi üzerindeki negatif etkisinin, 2020’nin 2’inci çeyrek rakamlarına yansıdığını görüyoruz. Covid-19 şokunu atlatıp yeni normale dönmeye başladığımız Haziran ve Temmuz aylarında üretim ve ekonomi hareketlenmeye başladı. Üçüncü çeyrek rakamları daha iyi gelecektir diye düşünüyoruz. Ancak özellikle Ağustos ayıyla birlikte salgının tekrar yükselişe geçmesi, bununla birlikte kurlardaki oynaklık hepimizi endişelendiriyor. Tekrar kısıtlamaların gelmemesi ve hayatın durmaması için hepimizin sorumluluk içerisinde davranmalıyız. Ülkemizin ekonomik anlamda, salgının ikinci bir büyük dalgasını kaldıracak gücü yok. Hem sağlığımız hem de ülkemiz için kurallara harfiyen uymamız gerektiğini bir kez daha önemle ifade etmek istiyorum.
İMSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Andıç:
Salgının etkisinin en yoğun yaşandığı ayları kapsayan 2’inci çeyrek büyüme rakamları, ekonomik daralmanın izlerini net bir şekilde ortaya koyuyor. TÜİK’in verilerine göre; sanayi yüzde 16,5, inşaat sektörü yüzde 2,7, hizmetler yüzde 25,0 azaldı. Kendi sektörümüz açısından söyleyecek olursam, inşaat sektörünün krizi diğer sektörler gibi pandemiyle değil, 2018 Ağustos ayında başlamıştır. Öyle ki, alınan yapı ruhsatlarında önceki yıla göre Türkiye genelinde %50’lerin, Bursa’da %70’lerin üzerinde bir daralma yaşandığı içindir ki, 2020 Haziran ayında başlatan 0.64 konut kredi oranları ile sektöre can suyu sağlanmıştır. Konut kredisi faiz oranlarındaki bu indirim inşaat sektörünü pozitif yönde etkilemiştir ve görülen o ki pandeminin en yoğun hissedildiği ve yılın 2. çeyreğine denk gelen Nisan Mayıs Haziran aylarında inşaat sektörü sadece 2.7 oranında daralmıştır. Eğer bu tedbirler alınmamış ve uygulanmamış olsaydı ekonominin lokomotifi durumunda olan inşaat sektörü bu dönemi çok daha ağır geçirecek ve ekonomiye tahribatı da ağır olacaktı. Haziran ayıyla birlikte hem üretimde hem de konut satışlarında yaşanan hareketlilik, ekonomimizde bir canlanma yaşanmasına sebebiyet verdi. Bu anlamda, üçüncü çeyrekle birlikte, yeniden istenen rakamlara ulaşabilmemiz için, bir dönem uygulanan ancak şuan uygulanmayan tapu harç ve KDV’deki indirimlerin tekrar hayata geçirilmesi, 250 alt sektörü hareketlendiren inşaat sektörü için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca ekonomik güven ve istikrar ortamının önemi büyüktür. Devletimiz ve milletimizin kararlı mücadelesiyle bu küresel sorunu en az zararla atlatacağımıza inanıyorum.
Kayapa OSB Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Toy:
Pandemiyi en sert yaşadığımız ikinci çeyrekte, büyüme rakamlarının bu oranlarda gelmesini hepimiz bekliyorduk. Salgın sebebiyle, sadece ülkemizde değil, 2020’nin ikinci çeyreğinde tüm dünyada hayat durma noktasına geldi. Ancak, büyüme rakamlarına baktığımızda, daralmanın şiddeti konusunda Avrupa ve ABD ekonomilerine kıyasla daha iyi bir noktada olduğumuzu görüyoruz. Bunda hükümetimizin hem ekonomik hem de sağlık alanında almış olduğu tedbirlerin rolü büyük. Türkiye, aktif ve dinamik bir ekonomiye sahip. Normalleşmeyle birlikte gelen veriler de pandemiden sonra ne kadar hızlı bir şekilde toparlanma sürecine girdiğimizin önemli bir göstergesi. Yılın ikinci yarısıyla birlikte, Covid-19’un olumsuz etkilerini üzerimizden atacağımıza inanıyorum. Sanayici olarak bizler de her zaman, üzerimize düşen görevi yapmaya ve ülkemizin kalkınması için çalışmaya devam edeceğiz.
NOSAB YK Başkanı Erol Gülmez:
Salgın tüm dünya ülkelerini olduğu gibi Türkiye’yi de gerek sosyal gerek ekonomik anlamda olumsuz etkiledi. Özellikle Nisan ve Mayıs aylarında üretimin durma noktasına gelmesiyle birlikte sanayi sektörünün daralması, hizmet sektörünün tamamen faaliyetten uzak kalması ve finans kaynaklarına erişimde yaşanan çeşitli sıkıntılar ekonomide hareketliliğin yavaşlamasına sebep oldu. Bu sebeple, büyüme rakamlarının bir daralmaya işaret edeceğini biliyorduk. Bu daralma, pandemi döneminde, kamu bankalarının düşük faizle kredi vermesi sayesinde biraz yavaşladı. Fakat kredilendirme sürdürülebilir bir rahatlama politikası değil, üçüncü çeyrekte bu rahatlamanın üretim ve ihracatla sağlanması gerekiyor. Artan döviz kurları, ithal hammadde bazlı üretim yapan sanayi kuruluşlarının maliyetlerini endişe verici oranda arttırdı. Öte yandan, ihracat yapan firmalar da üretim maliyetlerinin sürekli artmasından dolayı satış fiyatlarını revize etmek zorunda kalınca istikrarsız bir görüntü vermiş oldu. Üçüncü çeyrekte, büyüme oranlarının iyileşmesi ve pandeminin reel hayattaki etkilerinin en aza indirgenebilmesi için kur artışının kontrol altında tutulması gerekir. 2020’nin ilk altı ayında yaşanan pandeminin sert etkilerini atabilmek için üretim, ihracat ve istihdam konuların öncelikli olarak ele alınması, üçüncü çeyrekte sektörel verilerin daha rahatlatıcı olmasını sağlayacaktır.
TÜGİAD Bursa Başkanı Ersoy Tabaklar:
İkinci çeyrek büyüme rakamları kamuoyunun beklediği gibi geldi diyebiliriz. Bu rakamın yüzde 10’a yakın bir küçülme seviyesinde olması, normal bir dönemde hepimizi telaşlandıracak bir durum olabilirdi. Ama neredeyse tüm dünyanın koronavirüsle boğuştuğu bu pandemi döneminde bu rakamların olması son derece normal. İstatistiklere baktığımızda daralma yaşamayan ülke neredeyse yok gibi. Önemli olan ikinci dalganın gelmemesi. Eğer ikinci dalga olmazsa ve bu ara biraz artan koronavirüs rakamları daha aşağılara çekilebilirse ben üçüncü çeyrekte daha iyi rakamların geleceğini düşünüyorum.