Vitaminler, insan sağlığı için hayati değere sahip organik bileşiklerdir. Vitamin eksikliği, pek çok önemli sağlık sorununa neden olabilir, bu nedenle vitamin eksikliği bulunan kişilerin uygun vitamin ve besin takviyesi alması çok önemlidir. Vitaminlerin özellikle doğal yollardan alınması, günlük tüketilmesi gereken elzem aminoasit, yağ asidi ve karbonhidrat bileşenleri ile yerine konması son derece önemlidir. Ancak ciddi vitamin eksikliği çekenler veya hastalık sürecinde olanlara, uzman tavsiyesi ile ilaç şeklinde vitamin takviyesi alması önerilebilir.
Organik beslenememe ve stres, vücudun dengesini bozuyor
Vücudun savunma mekanizması olan bağışıklık sistemi; sadece dışarıdan gelen tehlikelere karşı vücudu korumakla kalmıyor, aynı zamanda yaşlılığa karşı mücadele veriyor ve zinde hissetmeyi sağlıyor. Vücudun antioksidan mekanizmasının çalışmasında da rol oynayan bağışıklık sistemi zayıfladığında ise bazı riskler ortaya çıkabiliyor. Çağımızın getirdiği çalışma koşulları dejenerasyonu, inorganik besin tüketimi ve stres yönetimini iyi sağlayamamaktan kaynaklı, vücut metabolik dengemiz ne yazık ki bozulabilmekte, bağışıklık sistemimiz zarara uğrayarak enfeksiyonlara karşı direncimiz azalabilmektedir. Bunun önüne geçebilmek adına, vitamin takviye kullanımı dönemsel olarak ihtiyacımız haline gelmektedir.
Kimler için, hangi vitamin takviyeleri uygun olandır? Hangi destekler, ne kadar kullanılmalıdır?
Birçok multivitamin; kalsiyum, demir, magnezyum, potasyum ve çinko gibi mineraller içerir. Kişilerin ihtiyacına göre belirlenmesi gereken bu tercihler, yanlış kullanıma bağlı organ hasarına sebebiyet verebilmektedir.
Vücut için yeterli ve dengeli olan bir sağlıklı beslenmede, vitamin ve besin desteğine ihtiyaç yoktur. Fakat düşük enerji içeren diyet tüketenler, yeterli ve dengeli beslenemeyenler, vejetaryenler, hayvansal gıda tüketmeyen hiç tüketmeyen veganlar, demir yetersizliği ve anemisi olanlar, gebe ve emziren kadınlar, menapoz sonrası kemik kaybı fazla olan kadınlar, yaşlılar, uzun süre ilaç kullananlar (antibiyotikler, laksatifler, diüretikler), besin alımını engelleyen alerjik hastalıkları olanlar, bir hastalığa bağlı beslenme (nutrisyon) tedavisi alanlar, diyaliz tedavisi gören hastalar mutlaka; tedavilerine ve kişisel ihtiyaçlarına uygun vitamin takviyesi almalıdırlar.
Hangi vitamin ne zaman kullanılmalı?
Kalsiyum, D ve K vitaminleri, potasyum, magnezyum hepsi kemik sağlığınızın korumasında önemli rol oynar. D vitamini ve kalsiyumun önemini hepimiz biliyoruz ancak son yıllarda yapılan araştırmalar; magnezyum, potasyum ve K vitaminin de çok önemli olduğunu vurguluyorlar.
Özellikle, eğer osteoporoz adı verilen kırılgan, incelen kemikler gibi bir riskiniz varsa, sizler için kalsiyum ve D vitamini takviyesi faydalı olabilir.
B vitamini çoğunlukla; et, yumurta ve süt ürünleri dahil olmak üzere hayvansal kaynaklardan elde edilen gıdalardandır. Bu gıdaları günlük beslenmenizde tüketmediğiniz için özellikle B12 vitamini açısından destek almayı düşünebilirsiniz. Eksikliğinde mental yorgunluğun yanı sıra konsantrasyon güçlüğü çekilebilmektedir.
Yapılan çalışmalara bakıldığında enerji metabolizmasının, performansımıza çok etkisi olduğu gibi hücre yenilenmesinin de antrenmanlarda çalışan kasların iyileşmesine katkısı olduğunu söyleyebiliriz. Kişiye özel hazırlanan beslenme programları ile sporcularda süreç takviye kullanmadan rahatlıkla yönetilebilir. Eğer diyetiniz optimal değilse veya enerji açığı oluşturmak için besinlerinizi kısıtlıyorsanız takviye olarak kullanmanız gerekebilir. Bu vitamin takviyesi ise B, demir, magnezyum ve çinko kompleksi olan bir multivitamin desteği ile sağlanabilmektedir. Spor yapacağınız günün sabaha tok karına almanız yeterli olacaktır. Bilinen bir diğer gerçek ise spora başlayan her bireyin, suplement olarak besin değerlerinin sıkıştırılmış formu olan CLA, L-Carnitin, BCAA veya farklı protein tozu suplementlerini kontrolsüz bir şekilde kullanmaya başlayarak organlara binen yükü arttırmak oluyor. Bu kesinlikle kişinin kan değerleri ve metabolik durumuna göre, sağlık profesyoneli tarafından karar verilebilecek önemli bir durumdur.
Prenatal vitaminler, hamile kadınların kullanımına uygun multivitamin takviyeleridir. Diğer multivitaminler ile karşılaştırıldığında hamilelik sürecince daha fazla ihtiyaç duyulan bazı besin maddelerini de içerirler. Gebelik sürecinde tüm vitamin ve mineraller sizin için ayrı bir önem taşımaktadır. Fakat folik asit, demir, kalsiyum, D vitamini, DHA, iyot içerikli vitamin ve mineral preperatları; bebeğinizin hamilelik döneminde büyümesinde ve gelişmesinde ekstra rol oynar. Gebelik düşüncesi oluşmaya başladığında, folikasit preparatı başlanarak gebeliğin ilk tremestır sonuna kadar devam edilmelidir. Gebelik süresince multivitamin desteği ise devam edilebilir.
Kalp sağlığı için olmazsa olmaz vitamin desteği, Omega3 yağ asidi kullanımıdır. Antienflamatuar özelliği olan Omega 3, kullanımının kardiyovasküler sorunları azalttığı biliniyor. Ayrıca gerekli mineral desteği ile kalbin düzenli olarak atmasına yardımcı olur ve bir çalışmada düzenli potasyum kullanımının sistolik kan basıncını düşürdüğü de bulunmuştur. Kan basıncını düşürmek inme, kalp hastalığı, kalp yetmezliği ve böbrek hastalığı riskini azaltır. Potasyum olarak zengin gıdalar; meyve ve sebze, süt, et ve tam tahıllardır. Potasyum ayrı bir preperat olarak veya multivitamin içeriğinde düzenli olarak hergün alınabilir.
Bedenimizde bazı vitamin ve mineraller azalırsa, yorgunluk hissi başlar. Özellikle demir, potasyum, kalsiyum eksikliği, folik asit ve B12 vitamini noksanlığında ilk, hatta çoğu zaman tek belirti; hafiflemeyen bir yorgunluk halidir. Kronik yorgunluğunuzun arkasında, yeterince su içmemek kadar basit ve çözülmesi kolay bir sorun da yatıyor olabilir. Vücuttaki tüm fonksiyonlar için elzem olan su, yokluğunda yorgunluğa neden olur. Düzenli olarak su içmeye başladığınızda da yorgunluk problemi çözülebilmektedir. Takviye olarak ilk akla gelen destekler magnezyum, D vitamini, B12 vitamini, Demir preperatı desteği almak olabilmektedir. Bunlara ek olarak; kronik bedensel yorgunlukta arı poleni, koenzimQH aktif formu da yorgunluğunuzun giderilmesinde en büyük destekçileriniz olabilir. Bu vitamin desteğini mevsim geçişlerinde 3 aylık periyotlar halinde düzenli olarak kullanabilirsiniz.
Bağışıklık sistemi, organizmayı çoğu hastalığa karşı koruyan tüm biyolojik yapı ve süreç sistemlerinden oluşur. Eğer sık bir şekilde hastalanıyorsanız, bu durum bağışıklık sisteminizin zayıf olduğuna işaret eder; dolayısıyla sistemin güçlendirilmesi gerekir. Keten tohumu, hindistan cevizi yağı ve çinko içeriği zengin besinler; sık hasta olmanızın önüne geçmekte bariyer etkisi yaratır. Özellikle süt, yumurta, badem, ay çekirdeği ve balıkta bulunan çinko, yetersiz tüketimine bağlı halsizlik ve vücutta yorgunluk yapabilmektedir. Bunun için C vitamini desteği ve Çinko preperatı, kış dönemlerinde ve özellikle mevsim geçiş dönemlerinde periyodik olarak kullanılabilir.
Araştırmalar, Türkiye yüzde 11.6’sının depresyonda olduğunu söylüyor. 2020 yılı sonuna kadar depresyonun dünyadaki sağlık sorunları içinde ikinci sıraya yükseleceği de öngörülüyor. Aynı araştırmalar, vitamin-mineral eksiklikleri giderildiğinde depresyon oranlarının düştüğünü de bize gösteriyor. B-12 vitamini eksikliği; depresyon, hafıza kaybı, zihinsel işlev bozukluğu, baş ağrısı, yorgunluk, unutkanlık ve benzeri bilişsel işlev yetersizliklerine sebep olabiliyor. B-12 vitamini de balık, yumurta, süt ve süt ürünleri gibi hayvansal kaynaklı besinlerde bolca bulunuyor. B vitaminleri ayrıca sinir sistemi ve kırmızı kan hücrelerinin yapımı, normal tat duyusu, iyi görme ve sağlıklı bir cilt yapısı için de oldukça önemli.
“D vitamini depresyon üzerinde oldukça önemli”
Beslenme düzeninizde bu besinlerden faydalanamıyorsanız, mutlaka preperat olarak uygun dönem aralıkları ile vücut desteklenmeli şikayetlerin önüne geçilmelidir. Merkezi sinir sistemi için en önemli vitaminlerden biri olan D vitamininin, depresyon üzerinde de etkili olduğunu yapılan çalışmalar ile gösterilmiştir. Özellikle bireylerin işyeri ortamının plazalarda olması ve gün ışından fakir kalmasından kaynaklı psikolojik çöküntüler görülebilmektedir. En zengin D vitamini kaynakları olarak balık, yumurta, mantar, süt ve süt ürünleri ile günde 10-15 dakika güneş ışınlarına gösterecek şekilde omuz ve kolları açıkta bırakmanın yeterli olacaktır. Bu besinlerden fakir besleniyorsanız D vitamini aktif formu olan D3 vitaminini kış aylarında kullanıp yazın başlamasıyla bırakabilir. Öğlen saatinden 1 saat sonra güneşin geliş açılarının en uygun saat olmasından kaynaklı vitamininiz kullanıp güneş ışınlardan faydalanabilirsiniz.