Çalıştığı işyerinden 5 günlük resmî evlilik iznini almadan evlenen, ardından 5 gün sonra evlilik cüzdanı ile işe gelen genç damat, devamsızlık yaptığı gerekçesiyle tazminatsız işten çıkarıldı. İş Mahkemesi’nin ‘mağdur’ dediği genç işçiye kötü haber Yargıtay’dan geldi. Yüksek mahkeme, damadın önce izin alıp sonra evlenmesi gerektiğine hükmetti.
Sevdiği genç kızla evlenen genç, düğün sonrası gittiği işyerinde hayatının şokunu yaşadı. İş akdinin feshedildiğini öğrendiğini, feshin haksız olduğunu iddia eden genç işçi, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsiline karar verilmesi talebiyle İş Mahkemesi’nde dava açtı. Mahkemede savunma yapan davalı patron; davacının izin almadan ve haber vermeden peş peşe 5 iş günü işe gelmediğini, evlilik yapan bir işçiye izin verilip peşinden devamsızlık tutanağı tutulmasının kesinlikle mümkün olmadığını öne sürdü. Öğrendikleri kadarıyla davacının nişanlısından başka bir kişiyle kaçması sebebiyle işe devamsızlık yaptığını, bu nedenle feshin haklı nedene dayandığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etti. Mahkeme, evlilik izni sebebiyle işe gelmediği gerekçesiyle davanın kabulüne hükmetti. Kararı davalı işveren temyiz etti.
Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 9. Hukuk Dâiresi 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25. maddesinin (II) numaralı bendinin (g) alt bendinde, işçinin işverenden izin almaksızın veya haklı bir sebebe dayanmaksızın ardı ardına iki işgünü veya bir ay içinde iki defa herhangi bir tatil gününden sonraki iş günü yahut bir ayda üç işgünü işine devam etmemesi halinde, işverenin haklı fesih imkânının bulunduğu hükme bağlandığına dikkat çekti.
Kararda şöyle denildi:
“Davacı taraf belirtilen günler evlilik nedeniyle işverenin bilgisi dahilinde işyerine gelmediğini, bir nevî izin kullandığını savunmaktadır. Ancak davalı şahitleri, davacının evleneceğini bildiklerini fakat davacının izinli olmayıp haber vermeden işyerine gelmediğini, davacının devamsızlık yaptığı süre içinde kendisine ulaşamadıklarını, farklı kişilerden davacının nişanlısını bırakıp başka biri ile kaçtığını öğrendiklerini, iş akdi feshedildikten sonra davacının işyerine gelerek evlilik cüzdanını gösterip gelmediği sürelerde izinli sayılmayı talep ettiğini beyan etmişlerdir. Davacıya evlilik nedeniyle izin verilip peşinden devamsızlık nedeniyle işten çıkarıldığını duyduklarını beyan eden davacı tanıkları ise davacının iş akdi sona erdiğinde işyerinde bulunmadıkları kendi ifadeleri ile sabit olup bu tanıklar davacıdan duyduklarını aktarmaktadır. Bu sebeplerle fesih tarihinde işyerinde bulunan, her biri davacının silsile ile amiri konumundaki davalı tanıklarının beyanlarına üstünlük tanınıp iş akdinin işverence devamsızlık nedeni ile haklı olarak feshedildiği kabul edilerek kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin reddi gerekirken kabulü bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oy birliği ile karar verildi.”