Dünya Kanser Günü nedeniyle bir açıklama yapan Solunum Derneği TÜSAD, her yıl 20 milyon civarında insanın başta akciğer olmak üzere kanser tehdidi altında olduğuna dikkat çekti. TÜSAD Akciğer Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Pınar Akın Kabalak, risk faktörlerini hatırlatırken, ülkemizde de kanserde erken tanıya öncelik verilmesini ve bu yönde multidisipliner yaklaşım içeren uygulamaların yaygınlaştırılmasını önerdi.
Dünya Kanser Günü olarak kabul edilen 4 Şubat’ta, küresel düzeyde yürütülen kampanyalarla insanların bilinç düzeyinin artırılması ve kansere ilişkin farkındalık oluşturması için çalışmalar yapılıyor. Böylece her yıl milyonlarca önlenebilir ölümün önüne geçilmesi amaçlanıyor. Bu kapsamda bir açıklama yapan Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği (TÜSAD), dünyada ve ülkemizde dolaşım sistemi hastalıklarından sonra ikinci ölüm sebebinin kanser olduğuna dikkat çekerek, her yıl ortalama 20 milyon insanın tehdit altında olduğunu vurguladı. TÜSAD Akciğer Çalışma Grubu Başkanı Doç. Dr. Pınar Akın Kabalak, “Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kanserde erken tanıya öncelik verilmesi ve bu yönde multidisipliner yaklaşım içeren uygulamaların yaygınlaştırılması çok önemli” dedi.
2030 TAHMİNİ 22 MİLYON
Kabalak, 2020 verilerine göre dünyada 19 milyon 292 bin kişiye kanser teşhisi konulduğunu belirtirken, 9 milyon 958 bin kişinin de bu nedenle hayatını kaybettiğini hatırlattı. Akciğer kanserininse 1,8 milyon ölüm ve yüzde 18’lik pay ile kanser ölümlerinin en önemli nedeni olduğunu vurgulayan Kabalak, şu bilgileri paylaştı: “Akciğer kanserini yüzde 9,4 ile kolorektal, yüzde 8,3 ile karaciğer, yüzde 7,7 ile mide ve yüzde 6,9 ile meme kanseri izliyor. Veriler her yıl vakalarda artış yaşandığını gösteriyor. Yapılan tahminler, gerekli önlemler alınmazsa 2030 yılında yıllık 22 milyon yeni kanser vakasının ortaya çıkacağı yönünde.”
RİSK FAKTÖRLERİNE DİKKAT
Ülkemizde 2020 yılında 3,5 milyon, 2021 yılında ise 4,5 milyon kanser taraması yapıldığını hatırlatan Kabalak, bu sayede akciğer kanseri nedeniyle ölümlerin azaltılmasının hedeflendiğini belirtti. Kanserden korunmak için risk faktörlerine dikkat çeken Kabalak, bunları şöyle sıraladı: “Tütün ve tütün ürünleri kullanımı, obezite, meyve ve sebzeden fakir diyet, fiziksel aktivite eksikliği, alkol kullanımı, Human Papilloma Virus (HPV) enfeksiyonu, hepatit veya diğer kanserojen enfeksiyonlara maruziyet, ultraviyole radyasyon maruziyeti, kentsel hava kirliliği ve katı yakıt kullanımından kaynaklanan iç mekân dumanı kanser için bilinen risk faktörleri. Kanser gelişiminde en önemli risk faktörü olan sigaranın bırakılması için destek sunulması ve kanser tarama programlarının çok daha etkili olmasını sağlayacaktır.”