DOLAR
35,0163
EURO
36,7981
ALTIN
2.981,56
BIST
9.976,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Çok Bulutlu
14°C
Bursa
14°C
Çok Bulutlu
Perşembe Açık
17°C
Cuma Yağmurlu
13°C
Cumartesi Yağmurlu
8°C
Pazar Hafif Yağmurlu
14°C

Reddedilen boşanma davalarında 3 yıl bekleme süresi son buldu

Reddedilen boşanma davalarında 3 yıl bekleme süresi son buldu
A+
A-

Uludağ Gazetesi’ndeki bu ilk yazımla sizlere “merhaba” demekten büyük mutluluk duyuyorum. Köşe yazılarımda, hem hukuk dünyasında yaşanan güncel gelişmeleri hem de bireylerin hak ve sorumluluklarını ilgilendiren önemli konuları sizlerle paylaşmayı hedefliyorum.

Bu ilk yazımda, Türk Medeni Kanunu’nda yapılan ve boşanma davalarını doğrudan etkileyen önemli bir değişikliği incelemek istedim.

Türk Medeni Kanunu’nun 164. Maddesinin 4. Fıkrasında yapılan son değişiklik, boşanma davalarına önemli bir yenilik getirdi.

Yapılan değişiklik öncesinde; boşanma gerekçelerinden herhangi biri sebebiyle boşanma davası açmış olan tarafın davasının reddedilmesi halinde, yeniden boşanma talebinde bulunabilmesi için; reddedilen kararın kesinleşmesinden itibaren 3 yıl geçmesi şartı aranmakta idi. Diğer bir anlatımla; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının kabul edilebilmesi için boşanma davası reddedilen tarafın, ret kararının kesinleşmesi akabinde 3 yıl beklemesi, bu süreç içerisinde ortak hayatın kurulmamış olması ve Mahkeme’ye yeniden boşanma talebinde bulunması gerekmekteydi. Söz konusu 3 yıllık bekleme süresi ise; tarafların düşünmesi ve uzlaşma zemini aranması için yeterli bir süre olarak değerlendirilmekte ise de, bekleme süresinin uzunluğubirçok kişi için mağduriyete yol açmaktaydı.

27 Kasım 2024 tarihinde yürürlüğe giren ve Resmi Gazete’de yayımlanan 7532 sayılı Kanun ile önceki düzenlemede yer alan 3 yıllık bekleme süresi 1 yıla indirildi.

Anayasa Mahkemesi’nin 22 Şubat 2024 tarihli iptal kararı söz konusu değişikliğin temelini oluşturmakta. AYM bu hususta 3 yıllık bekleme kuralının adil olmadığı, bu durumun eşlerin uzun süre boyunca boşanamamalarına ve bunun da evlilik dışı ilişkilere yol açtığı ve orantılılık ile ölçülülük ilkelerini ihlal ettiği sebepleriyle Anayasanın 13. Ve 20.Maddelerine aykırı bularak maddeniniptaline karar vermiştir.

Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni düzenlemeye göre ise; herhangi bir boşanma sebebine dayanılarak açılmış olan boşanma davasının reddine karar verilmesi ve bu ret kararının kesinleştiği tarihten itibaren 1 yıl geçmiş olması halinde, ortak hayat yeniden kurulamamışsa,her ne sebeple olursa olsun evlilik birliği temelinden sarsılmış kabul edilecek ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilebilecektir.

Yapılan yeni düzenleme; boşanmak isteyen tarafların önündeki hukuki engellerin azaltılması ve boşanma davalarının daha makul sürelerde tamamlanması açısından olumlu bir değişikliktir. Bununla birlikte; boşanma davası reddedilmemiş ve hâlihazırdadevam eden kişilerin boşanma davalarının daha uzun sürecek olmasıdaihtimal dâhilindedir.

Öyle ki, boşanma sürecinde kusur tespiti, tanık dinletme, uzun aralıklarla verilen duruşma tarihlerigibi sebeplerle senelerce sürecek bir yargılama ilekarşı karşıya kalan taraflar; söz konusu madde lafzından çıkan sonuca göre, herhangi bir sebeple boşanma davası açıp, işbu davasından feragat ederek davanın reddedilmesini sağlayıp, ret kararının kesinleşmesinden sonra 1 yıl beklemesi ve TMK 166/4 kapsamında yeniden boşanma davası açması halinde; kusur şartı aranmaksızın boşanabilecektir. Davasını söz konusu şekilde açan tarafın bu noktada ispatlaması gereken tek husus ise;ortak hayatın yeniden kurulamamış olmasından ibarettir. Zira kanun madde lafzında davanın “usul ya da esastan reddi” ile ilgili bir ibare bulunmamakta olup, söz konusu durumhakkın kötüye kullanılması ya da kanunun dolanılmasıolarak dayorumlanabilecek niteliktedir.

Söz konusu yeni düzenleme özellikle evlilik birliği tamamen bitmiş, davası reddedilmiş ancak uzun bekleme süresi nedeniyle boşanamayan bireyler için önemli bir adalet mekanizması oluşturmakta ise de; boşanma davası reddedilenlerin, reddedilmemiş olanlara kıyasla daha hızlı ve sorunsuz bir şekilde boşanabilme imkânı verebilecek nitelikte olarak gözükmektedir. Bu anlamda yapılan değişikliğin pratikte nasıl sonuçlar doğuracağı, boşanmanın fer’i niteliğindeki tazminat ve nafaka taleplerindeki kusur şartının nasıl uygulanacağı, süreaçısından bir fark yaratıp yaratmayacağı, Yargıtay’ın bu hususta içtihat değişikliğine gidip gitmeyeceği ise zamanla daha net görülecektir.