Bursa Tabip Odası öncülüğünde sağlık emekçileri, Gemlik Devlet Hastanesi’nde sağlık çalışanlarına yönelik yapılan saldırıyı kınadı.
Gemlik Devlet Hastanesi önünde gerçekleşen basın açıklamasına, Bursa Tabip Odası, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Bursa Şubesi, Türk Sağlık-Sen Bursa Şubesi, HEKİMSEN, Genç Sağlık Sendikası Bursa Şubesi, Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala, TTB Olağandışı Durumlarda Sağlık Hizmetleri Kolu’ndan Dr. Seçkin Kara, Gemlik Devlet Hastanesi Başhekim yardımcısı Uzm. Dr. Selen Baloğlu Kaçan ve çok sayıda sağlık çalışanı katıldı.
Sağlık meslek örgütleri adına Bursa Tabip Odası Üyesi Dr. Mahmut Kuh bir basın açıklaması yaptı.
Dr. Mahmut Kuh, “112 tarafından arrest olarak getirilen bir hastanın yakınları, hastaya müdahale sırasında CPR odasına girmeye çalışmış, canla başla hastayı hayata döndürmeye çalışan sağlık ekibimize tehditler savurmuş olup, arkadaşlarımızın bir kısmı hasta yakınları tarafından darp edilmiş, bir hasta yakını tabancası ile rastgele ateş açmıştır” ifadesini kullandı.
Dr. Mahmut Kuh, Gemlik Devlet Hastanesi’nde gerçekleşen saldırıyı kınayarak, “Tehdit edilmek, şiddete maruz kalmak ve ölmek istemiyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz’ dedi.
Basın açıklamasının ardından Bursa Milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala da sağlık çalışanlarına yönelik gerçekleştirilen saldırıyı kınayarak, sağlık çalışanlarının her daim yanlarında olduğunu belirtti.
Basın açıklamasının tam metni ise şöyle;
Dün hastanemizde, artık tüm ülkede sıradanlaşan ama bizim asla kanıksayamayacağımız, sonuçları çok daha vahim olabilecek, sağlık sistemimizin vahametini tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren bir olay yaşandı. 112 tarafından arrest olarak getirilen bir hastanın yakınları, hastaya müdahale sırasında CPR odasına girmeye çalışmış, canla başla hastayı hayata döndürmeye çalışan sağlık ekibimize tehditler savurmuş olup, arkadaşlarımızın bir kısmı hasta yakınları tarafından darp edilmiş, bir hasta yakını tabancası ile rastgele ateş açmıştır. Sağlık kurumları artık çalışanlar açısından verimli, huzurlu, güvenli ortam olmaktan çıktı. Yoğun iş yükü altında ezildiğimiz, her an şiddete maruz kaldığımız, can güvenliğimizin bulunmadığı, sağlıksız yerler haline geldi. Sağlık ortamının getirildiği bu nokta bizleri mesleğimize yabancılaştırmış ve uzaklaştırmıştır. Performans kaygısı bir yandan, liyakatsiz yöneticilerin uyguladıkları mobbing öte yandan, yap-boza çevirdikleri ulaşılamaz, niteliksiz, ücretli hale getirdikleri sağlık sistemindeki tüm sorunları muhatabı olarak sağlık emekçilerini gören, şiddet uygulamayı hak arama zanneden, hasta ve hasta yakınlarının şiddetine maruz kalan biz sağlık emekçileri;
Yeter artık, tehdit edilmek şiddete maruz kalmak ve ölmek istemiyoruz. Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz. Bu vahşet son bulmak zorunda! Tüm sağlık emekçileri tükenmiştir. Her ay yurtdışına giden sağlık emekçisi sayısı yüzleri aşıyor, genç hekimler ve hatta artık uzman – hekimler de yurtdışı kapısında. Yabancı dil kursları yurtdışına gitmek isteyen yandal uzman genç hekimler başta olmak üzere sağlık emekçileri ile dolup taşıyor.
Sevgili Gemlik halkı, Sevgili Bursa halkı, ve ülkemin tüm insanları. Bu sağlık sisteminin aksaklıklarının sorumlusu sağlık emekçileri, yani bizler değiliz. İstediğiniz bölüme zamanında randevu bulamamanızın sorumlusu biz değiliz. Günlük 250 hasta bile bakmaya müsait olmayan acil servisimizde 1000 civarı hasta bakmak zorunda bırakılıp, buna rağmen gerekli özen gösteremememizin sorumlusu biz değiliz. Yer olmadığı, ilgili doktor, malzeme, ünite olmadığı için sevk edilmenizin sorumlusu biz değiliz. Son birkaç ay içinde 20’nin üzerinde doktor ayrıldığı, sevk zinciri oluşturulamadığı için birinci basamak ve poliklinik hizmetlerinin sıkıntısından dolayı artan acil yoğunluğu nedeniyle acil servislerde bekletilmenizin sorumlusu bizler değiliz. Sevginiz, alkışlarınız sizin olsun. Sağlık kurumlarımızda bizlere saygı duymak zorundasınız. Sağlık sorununuzun çözülmediği ve beklediğiniz hizmetin olmadığını düşünüyorsanız ve sorunun ısrarla sistemden kaynaklanmadığını algılayamadıysanız bile; bize fiziki, sözel veya psikolojik şiddet uygulayamazsınız.
Sayın Sağlık Bakanı, Sağlık Bakanlığı bürokratları ve diğer tüm sağlık yöneticileri ! Bizi hasta ve hasta yakınları ile karşı karşıya getirmeyin. Şiddeti körükleyen açıklamalarınızdan ve politikalarınızdan vazgeçin. Biz kimsenin efendisi de değiliz, hizmetkârı da değiliz. Biz sadece işimizi etik ilkelere bağlı bir şekilde yapmaya çalışan; VİCDANLI. Pandemide tüm dünyaya gösterdiğimiz gibi; FEDAKAR. İşimizde SAYGIYI HAK EDEN emekçileriz.
Sayın yöneticiler, şuan ilgilendiğiniz hiçbir işiniz, bizim can güvenliğimizden ve sağlığımızdan önemli değil. Biz yoksak, biz sağlıklı değilsek, sizin tüm sistemleriniz çökmeye mahkûmdur. Son birkaç ayda 20’nin üzerinde hekimin ayrılma nedenini dahi sorgularsanız; sistemin tüm çarpıklıklarını zaten göreceksiniz.