2019’da 6 ilde 1.072 çiftçiyle başlayan proje, bugün 27 ilde 7 binden fazla üreticiye ulaşmış durumda. Mısır, ayçiçeği ve kanola üreticilerinin yer aldığı program, artık 1 milyon dekardan fazla tarım alanını kapsıyor. Katılımcılara ücretsiz tarımsal eğitimler, dijital tarım teknolojilerine erişim ve danışmanlık desteği sunularak verimde yüzde 20’nin, kârlılıkta ise yüzde 39’un üzerinde artış sağlanıyor.

Kadın Çiftçi Modülü tarımda dönüşümün yeni gücü oldu

2024 yılıyla birlikte programa, tarımda kadınların gücünü görünür kılmayı hedefleyen Kadın Çiftçi Modülü eklendi. Programın bu yeni ayağı, sosyal dönüşümün önemli bir adımı olarak dikkat çekiyor.

2019–2024 yılları arasında 167 kadın çiftçinin yer aldığı projeye bu yıl 100 kadın çiftçi daha dahil edildi. Hedef, kadın üretici sayısını her yıl üç katına çıkarmak. Kadın Çiftçi Modülü kapsamında, üretici kadınlara teknoloji destekli eğitimler, saha danışmanlığı ve satış-pazarlama desteği sağlanıyor.

Programda kullanılan Filiz Sensör İstasyonu, PestTrap, Flowmeter ve Dijital Toprak Analizi gibi dijital araçlar, çiftçilere toprak ve hava koşullarını izleme, su ve ilaç kullanımını optimize etme imkânı sunuyor. Bunun yanı sıra, ziraat mühendisleri tarafından yapılan rutin ziyaretler, onarıcı tarım uygulamalarının yaygınlaşmasına katkı sağlıyor.

Kadın üreticilere yönelik zeytin ürünleri satış ve pazarlama eğitimleri, katma değerli ürün geliştirme çalışmaları ve satış destek portalı gibi uygulamalar da modülün öne çıkan unsurları arasında yer alıyor. Bu kapsamda zeytin üreticileri ilk kez programa dâhil edildi. Önümüzdeki dönemde ise farklı bitkisel üretim alanlarında faaliyet gösteren kadın çiftçiler de projeye katılabilecek.

“Kadınları tarımın dijital dönüşümünün merkezine alıyoruz”

Cargill Gıda Türkiye, Orta Doğu ve Afrika Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Murat Tarakçıoğlu, programın geldiği noktayı değerlendirerek şunları söyledi:

“1000 Çiftçi 1000 Bereket, Türkiye tarımının dijitalleşmesinde önemli bir dönüm noktası oldu. Kadın Çiftçi Modülü ile bu dönüşümün odağına kadınları alıyoruz. Kadınların tarımdaki rolünü görünür kılmak, üretimde sürdürülebilirliği artırmanın en güçlü adımı. Cargill olarak çiftçilerimizin verimliliğini artırırken, toplumsal eşitlik ve kapsayıcılığa da katkı sunmaktan gurur duyuyoruz.”

Tarakçıoğlu, Cargill’in hedefinin yalnızca üretimi artırmak değil, aynı zamanda doğayı koruyan ve toplumu güçlendiren bir tarımsal sistem oluşturmak olduğunu vurgulayarak şöyle devam etti:

“Dijital tarım teknolojileriyle su kullanımını optimize ediyor, toprak sağlığını koruyor ve biyolojik çeşitliliği destekliyoruz. Gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak için çalışıyoruz.”

Kadın çiftçilerden başarı hikâyeleri

Programın Bandırma’daki katılımcılarından zeytin üreticisi İpek Zivane, deneyimini şu sözlerle anlattı:

“Bu programa katılmaktaki amacım sadece verimi artırmak değil, tarlamı daha bilinçli yönetmekti. 1000 Çiftçi 1000 Bereket sayesinde dijital tarım teknolojileriyle tanıştım. Ailemizin 150 yıllık tarım geleneğini teknolojiyle buluşturmak, geçmişimize saygı ve geleceğe yatırım anlamına geliyor. Artık hem toprak hem biz kazanıyoruz.”

Bir diğer kadın üretici Belma Dağara ise şunları söyledi:

“Program sayesinde tarımda daha bilinçli ve sürdürülebilir yöntemler kullanmayı öğrendim. Dijital tarım araçlarıyla toprağımı koruyarak daha verimli üretim yapabiliyorum.”

Sosyal etkiyle fark yaratan program

Programın çevresel, sosyal ve ekonomik etkileri her yıl Sosyal Geri Dönüş (SROI) yöntemiyle ölçülüyor. Buna göre, 2023 yılı itibarıyla her 1 TL yatırım karşılığında çiftçiler üzerinde 3,72 TL değerinde sosyal etki yaratıldı.

Türkiye’de tarım ve gıda alanında sosyal etki analizi yapılan ilk kurumsal sosyal sorumluluk projesi olan “1000 Çiftçi 1000 Bereket”, bugüne kadar aralarında dünyanın en prestijli ödüllerinden Edison Ödülü’nün de bulunduğu 50’ye yakın ulusal ve uluslararası ödülün sahibi oldu.