DOLAR
34,3153
EURO
37,4896
ALTIN
3.025,05
BIST
8.618,57
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Açık
15°C
Bursa
15°C
Açık
Çarşamba Açık
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Depremin eğitime etkilerinin araştırılması TBMM’de reddedildi

Depremin eğitime etkilerinin araştırılması TBMM’de reddedildi
A+
A-

CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık’ın “Depremin Yükseköğretime ve Eğitime Etkileri Araştırılsın’ önergesi, AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

CHP’li Karabıyık, TBMM’ye sunduğu araştırma önergesiyle, depremin yükseköğretim ve eğitime etkisinin araştırılmasını ve ortaya çıkan sorunların çözümüne yönelik sürekliliği olan ve somut önlemlerin alınmasını istedi. TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşma ile depremin eğitime etkilerinin araştırılması çağrısında bulunan Karabıyık’ın önergesi reddedildi!

BU HATADAN BİR AN ÖNCE DÖNÜLMELİ!

CHP’li vekilin TBMM Genel Kurulu’nda CHP Grubu adına yaptığı konuşma şöyle:

“6 Şubat günü büyük bir doğal afet yaşadık, onbinlerce vatandaşımızı kaybettik, hepimizin içi yanıyor. Tabii ki en kısa zamanda yaraları sarmak önemli. Şu anda, depremzede vatandaşlarımızın barınması, beslenmesi, sağlıkları gibi konularda en iyi şekilde hizmet verebilmek, onlara yardımcı olabilmek ve onlara kolaylık sağlamak gerekli. Depremin ilk günü itibariyle bu bilinçle hareket ediyoruz.

Ancak bir taraftan da öğrencilerimiz var, gençlerimiz var…

Gelişmiş ülkelerde afetler ve salgınlar döneminde eğitimin sürmesi konusunda yapılan bütün araştırmalar bize gösteriyor ki yaşanan hiçbir afet, bir felaket eğitime engel değil. Dolayısıyla, 6 Şubat’taki afetten sonra depremzedelerin barınabilmesi için yurtların öne sürülmesi acele alınmış hatalı bir karardı. Bütün üniversitelerde online eğitime geçilmesi gibi bir karar almak yoluna gidildi.

Bu kararda şöyle bir aşama gerçekleşti: Önce “Karar senatolara bırakıldı. Uygulamalı bölümler senatolartarafından tercih edilecek ve senatoların belirlediği uygulamalı bölümler yüz yüze eğitime devam edecek, diğerleri ise karara göre online eğitime geçecek.” dendi ve buna göre, üniversitelerin internet sitelerinde 17 Şubat günühangi bölümlerin yüz yüze, hangi bölümlerin uzaktan devam edeceği ilan edildi; ancak bu esnada zaten yurtlar da bir taraftan boşaltılmıştı.

Biz tabii ki tüm uygulamalı olan ve olmayan bölümlerin yüz yüze eğitime devam etmesini tercih ederiz. Zaten online eğitimin yetersizliğini ve sorunlarını pandemi sürecinde de yaşamıştık. Çok sayıda uygulamalı bölümün yüz yüze eğitimde olmasıyla, en azından bu bölümlerdeki öğrencilerin uygulamadan yoksun olarak eğitim almasının önüne geçebilirdi.

Bu karardan, tam bir gün sonra senatolara verilen bu yetkiden vazgeçildi ve YÖK üniversite rektörleriyle bir toplantı yaparak, 18 Şubat akşamında senatoların yetkisini iptal etti ve sadece belirlediği birkaç bölümü yüz yüze eğitime geçirdi, diğer bölümlerde uzaktan eğitim yapılacağını ilan etti.

Kampüslere gelen öğrenciler bile valizleriyle geri dönmek zorunda kaldılar. 17’sindeki ilandan sonra ayın 19’unda üniversitelerin internet sitelerinde bu ilanların değiştiğini gördük.

Önceliğimiz tabii ki yaraları sarmak; ancak çözüm üretirken eğitim gibi bir alanı feda etmek doğru bir yöntem değil; çünkü Türkiye böyle âciz bir ülke değil, her türlü imkânlarla bu ihtiyaçlar karşılanabilir. Şu anda zaten boşaltılan yurtların yaklaşık yüzde 10’unda depremzedelerin kaldığını; ancak çoğunun başka yerlere gittiğini ve yurtların boş olduğunu görüyoruz.

Öğrenciler ise yurtlardan gönderildi ve bu doğru bir çözüm değil; bu çözüm görüş alınmadan üretildi. Öğrenciler, başta da tıp öğrencileri olmak üzere uygulamalı bölümlerdeki öğrenciler, bildiriler yayınladılar ve seslerini duyurmaya çalıştılar. “Biz eğitim almak istiyoruz, yüz yüze eğitim almak istiyoruz.” dediler. Sosyologlar, psikologlar da “Özellikle, afet bölgelerindeki öğrencilerin psikolojisi için kampüs ortamı daha önemli, bu öğrencileri ev ortamında bırakmayın” uyarısında bulundu. Sendikalar da bu konuda açıklamalar yaptılar; ancak hiç kimse bu uyarıları dinlemedi, görüş almadı; bu ani kararı uygulamak konusunda ısrarcı oldular.

Bizler de bu yanlış karardan dönülmesini bekledik; ancak Nisan ayına kadar bu sürecin devam edeceği bilgisi geldi. Pandemisürecindeki uzaktan eğitim uygulamasına baktığımızda eksikler kaldığını, başarısızlıklar olduğunu, hiç uygulama almadan mezun edilen çok önemli bölümler olduğunu gördük. Artık bu hatadanbir an önce dönülmesini, uzaktan eğitim değil, yüz yüze eğitimin başlanmasını ve öğrencilerin de yurtlara dönmesinibir kez daha vurgulamak istiyorum.”

ETİKETLER: