HABER: Zeynep Sude YAVUZ
“Elektrik değil, faturası çarpacak” sloganıyla BAOB Ortak Salonu’nda bir araya gelen kurum temsilcileri, zammın halkın bütçesini sarsacağını belirtti. Toplantıda basın açıklamasını Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Bursa Şube Başkanı Burak Özgen yaptı.
EPDK limiti düşürdü, milyonlarca hane etkilenecek
Özgen, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) yayımladığı yeni tebliğle Son Kaynak Tedarik Tarifesi’nin kapsamını genişlettiğini belirtti.
Özgen açıklamasında, “EPDK’nın 1 Ocak 2026’dan itibaren geçerli olacak düzenlemesiyle konut aboneleri için yıllık elektrik tüketim limiti 5.000 kilovatsaatten 4.000 kilovatsaate düşürüldü. Bu değişiklikle birlikte yıllık toplam tüketimi 4.000 kWh’ı, yani aylık ortalama 333 kWh düzeyini bulan konut aboneleri, 2026 yılı itibarıyla Son Kaynak Tedarik Tarifesi kapsamına alınacak,” ifadelerini kullandı.
Özgen, bu düzenlemeyle birlikte milyonlarca hanenin artık ulusal tarifeden çıkacağını vurgulayarak,
“Bu karar, vatandaşların piyasa dalgalanmalarına bağlı serbest fiyatlara mahkûm edilmesi demektir. Geçtiğimiz yıl ortalama 1.000 TL fatura ödeyen bir konut abonesi, piyasa koşulları benzer seyrederse önümüzdeki yıl faturasında yüzde 75 ila 99 oranında artış görecektir,” dedi.
“Sıradan aileler bile serbest piyasaya terk ediliyor”
EPDK’nın 2024 verilerine göre Türkiye’de 26 milyon 599 bin 261 aile bulunduğunu ve meskenlerde toplam 75 milyar 91 milyon kWh enerji tüketildiğini hatırlatan Özgen, bu verilerin her hanenin yıllık ortalama 2.824 kWh elektrik tükettiğini gösterdiğini söyledi.
Elektrik Mühendisleri Odası’nın hesaplamalarına göre, dört kişilik bir ailenin yalnızca temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için aylık en az 230 kWh elektrik tüketmesi gerektiğini ifade eden Özgen, şunları dile getirdi:
“Bu miktar, sadece aydınlatma, buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesi ile televizyon gibi temel cihazların tüketimini kapsıyor. Elektrikli araç kullanan ya da ısınma-soğutma amacıyla elektrik harcayan haneler zaten mevcut sınırın üzerindeydi. Yeni düzenleme, artık sadece yüksek tüketimli konutları değil, sıradan aileleri bile serbest piyasanın insafına bırakıyor.”
Halk piyasa ile baş başa bırakılıyor
Son Kaynak Tedarik Tarifesi’nin ilk olarak 2018’de büyük sanayi tesislerini kapsadığını hatırlatan Özgen, bu sınırın her yeni düzenlemeyle daha da aşağı çekildiğini söyledi:
“2018’de 50 milyon kWh olan tüketim sınırı, 2020’de 7 milyon, 2023’te 1 milyon, 2024’te 5.000 kWh’ye düşürüldü. Şimdi de 2026 başında 4.000 kWh olacak. Bu süreç, ulusal tarifelerin kademeli biçimde ortadan kaldırılması ve elektriğin tamamen piyasa koşullarına bırakılması anlamına geliyor.”
“Zam otomatikleşti, kamu hizmeti ortadan kalkıyor”
Elektriğin sıradan bir piyasa ürünü değil, kamusal bir hizmet olduğunu vurgulayan Özgen, mevcut sistemin yurttaşları taşınamayacak bir yükün altına soktuğunu söyledi:
“Spekülatif piyasa dalgalanmalarının faturalara otomatik yansıdığı bu sistemde, hükümet ‘elektriğe zam yok’ diyebiliyor ama faturalar kendiliğinden büyüyor. Bu uygulamaya derhal son verilmelidir.”
“Enerji kamusal bir hak olmalı”
Açıklamanın sonunda, enerji politikalarının sosyal tarife ilkeleriyle yeniden düzenlenmesi çağrısı yapıldı:
“Fatura korkusundan karanlıkta oturan hanelerin sayısı hızla artıyor. Kamu, piyasalaştırma politikaları yerine doğrudan yatırım yapmalı. Pahalı enerjinin enflasyon üzerindeki etkisini azaltmak için üretimden dağıtıma kadar tüm süreçleri yönetecek dikey entegre bir kamu tekeli yeniden kurulmalıdır. EPDK kapatılarak, yerine kamulaştırma süreçlerini yönetecek bir Kamulaştırma İdaresi Başkanlığı oluşturulmalıdır.”






Yorumlar