Üsküdar Üniversitesi Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısı (ERMA) Araştırması, ilginç sonuçlarıyla dikkat çekti. 18 ile 72 yaş arasındaki 1187 kişi ile gerçekleştirilen araştırmada “sosyal medya kuşağı” olarak adlandırılan Z kuşağının araştırmada elektromanyetik radyasyon ve buna yönelik maruziyet algıları düşük çıktı.
Yaş arttıkça farkındalık, bilinç, endişe seviyesi ve buna yönelik önlem alma algısı artarken, sosyal medya kuşağının en endişe etmeyen kuşak olduğu, önlem almaya yönelik algı seviyeleri de diğer kuşaklara oranla daha düşük. Uzmanlar, gençlerin sıklıkla kullandıkları cep telefonu, airpods kulaklık gibi teknolojik araçların yaydığı elektromanyetik radyasyona karşı dikkatli olmaya davet ediyor.
Üsküdar Üniversitesi Türkiye’de 1187 katılımcı ile “Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısı” araştırması gerçekleştirdi. Araştırmayı Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çerezci ile İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi ve Ölçek Geliştirme Koordinatörü Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal yürüttü.
Araştırmada veriler “Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısı Ölçeği (ERMA-Ö)” ile toplandı. Gönüllülük ilkesine göre tesadüfi örnekleme yolu ile oluşturulan yaşları 18-72 arasındaki bin 187 kişi elektronik ortamdan araştırmaya katıldı.
Genç kuşağın algı seviyesi düşük çıktı
Üsküdar Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Osman Çerezci, araştırmanın “farkındalık”, ”bilinçlilik” ve “endişe” tematik anlamları ile analiz edildiğini belirterek “Araştırma raporundan özellikle yaş ve eğitim seviyesine göre farklı EMR maruziyet algısı ortaya çıkmıştır. Özellikle genç kuşağın elektromanyetik radyasyon maruziyetine dair algı seviyesinin düşük çıkması dikkat çekmektedir.” dedi.
Prof. Dr. Osman Çerezci: “Elektromanyetik radyasyon kirliliği insanlığı tehdit ediyor”
Teknolojik gelişmelerin yaşama sağladığı kolaylıklar dolayısıyla insanları birçok elektronik cihaza bağımlı hale getirdiğini kaydeden Prof. Dr. Osman Çerezci, “Elektriksel cihazları kullanırken çevreye yayılan elektromanyetik radyasyon kirliliği insan sağlığını etkileyebilecek seviyede yeni bir çevre sorunu olmaya doğru yükseliyor. Cep telefonları, baz istasyonları ve diğer iletişim araçlarının kullanımın sıklığına bağlı olarak insanlar dijital dünyanın çevresel atığı olan elektromanyetik kirliliğin atmosferine girmektedir.” dedi.
Prof. Dr. Osman Çerezci: “Dijital dünyadan yayılan bir salgın”
Elektromanyetik alan kirliliğine karşı sınır değer uygulayan ülkelerin duyarlılık yaklaşımlarının da farklı olduğunu kaydeden Prof. Dr. Osman Çerezci, “Elektromanyetik radyasyon maruziyet limitlerinin toplumun her kesimine aynı seviyede güven verebilmesi tartışılmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü elektromanyetik alanları 2B sınıfı kanserojen olarak belirlemiştir. Uzun süreli elektromanyetik radyasyon maruziyeti kaynaklı sağlık sorunlarını yaşamamak için bilinçli teknoloji kullanıcısı olmaya özen gösterilmesi yani bireysel önlemler almak önemlidir. Elektromanyetik kirliliğin dijital dünyadan yayılan bir salgın olduğu unutulmamalıdır.” uyarısında bulundu.
Çerezci: Genç kuşak için farkındalık çalışması yapılmalıdır
Teknolojinin çok hızlı gelişmesine paralel olarak genç kuşağın yaşamı boyunca daha fazla EMA etkisinde kalacak olmasının eğitim çağındaki gençlerimiz için dikkate alınması gereken bir risk olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Osman Çerezci, “Bu nedenle eğitim çağındaki çocuklarımıza farkındalık çalışması yapılması önemlidir. Bu anket çalışması sağlıklı kuşakların yetişmesine katkı vermek için MEB ile iş birliği yapma çağrısı olarak kabul edilebilir. EMR nerede? Okulda mı, evimizde mi, ofisimizde mi? EMR her yerde. Zaman, EMA maruziyetinin farkına varma, kendimizi ve ailelerimizin sağlığını korumak için farkına varma ve doğru pratik önlem alınması zamanıdır.” dedi.
Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal:
İletişim Fakültesi Yeni Medya ve Gazetecilik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Aylin Tutgun Ünal ise şimdiye kadar dijital teknolojilerin kullanımını cep telefonu kulanım alışkanlıkları, sosyal medyanın etkileri gibi konuları iletişim, sosyoloji, psikoloji gibi disiplinler yönünden ele aldıklarını belirterek şunları söyledi:
“İletişim teknolojilerinin elektromanyetik radyasyon maruziyeti açısından ele alındığı bu algı çalışması, farkındalık oluşturmada önemli bir adım oldu. Bu araştırma kapsamında sosyal bilimler ile mühendislik bilimi iş birliğinde Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısını ölçebileceğimiz geçerli ve güvenilir bir ERMA Ölçeği geliştirdik. Sosyal medya kuşağı olarak adlandırdığımız Z kuşağının bu araştırmada elektromanyetik radyasyon ve buna yönelik maruziyet algılarının düşük çıkması gençlerin sıklıkla kullandıkları cep telefonu, airpods kulaklık gibi teknolojik araçların yaydığı elektromanyetik radyasyona karşı dikkatli olmaları gerektiğini ortaya koymuştur. Diğer yandan, araştırma verileri yapılacak yeni çalışmalara bir yol haritası sağlayabilir.”
Araştırmaya katılanların yaş ortalaması 29,6
Araştırmaya %61,1 kadın (725 kişi), %38,6 erkek (458 kişi) olmak üzere bin 187 kişi katıldı. Yaşları 18 ile 72 arasında değişen katılımcıların yaş ortalaması 29,6 oldu. %31,5’i evli, %67,8’i bekar olan katılımcıların öğrenim durumları ise %62,8’i üniversite, %19,5’i lisansüstü, %10,4’ü yüksekokul, %5,1’i lise, %1,6’sı İlköğretim olarak belirlendi.
Teknoloji kullanımına ilişkin sorular yöneltildi
Araştırmada geliştirilen ERMA Ölçeğinin yanında demografik sorular ile birlikte cep telefonu kullanım amaçları, cep telefonu, kulaklık ve diğer elektronik aygıtların kullanım alışkanlıkları, sosyal medyada geçirilen süre ve elektromanyetik radyasyon farkındalığına yönelik sorular da soruldu.
Katılımcıların ortalama puanı 34,9 oldu
Araştırmada kullanılan “Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısı Ölçeği’nden” bin 187 katılımcının aldığı ortalama puan 34,9 bulundu. Ölçekten alınan puanlar 11-25 aralığında “Düşük Seviye”, 26-40 aralığında “Orta Seviye”, 41-55 puan aralığında “Yüksek Seviye” olarak değerlendiriliyor. Buna göre, araştırmada elde edilen 34,9 puan “orta seviyede” bir algıyı ortaya koydu.
Ölçekteki boyutlardan alınan puanlar incelendiğinde, dört maddeden oluşan “Farkındalık” boyutundan alınan ortalama puan 13,23 bulundu. Diğer dört maddeden oluşan “Bilinçlilik” boyutundan alınan ortalama puan 13,57 bulundu. Her iki boyutun puan aralığı; 4-9 aralığında “Az Seviye”, 10-15 aralığında “Orta Seviye”, 16-20 aralığında “Yüksek Seviye” olarak değerlendiriliyor. Buna göre, araştırmaya katılan bin 187 kişinin elektromanyetik radyasyon maruziyetine yönelik farkındalığı orta seviyede; bilinçliliği orta seviyede olduğu belirlendi.
Baz istasyonlarının ne hissettirdiği soruldu
Ölçekteki farkındalığa yönelik maddeler incelendiğinde; “Evimin yakınındaki baz istasyonlarından yayılan elektromanyetik radyasyonun ailemi etkileyeceğini düşünürüm”, “Evimin çok yakınında yüksek gerilim hattı olsa endişelenirim”, “Elektromanyetik kirlilik daima endişe ettiğim bir çevre sorunudur”, “Elektromanyetik radyasyon yayan cihazlardan mümkün olduğunca uzak dururum” ifadeleri ölçekte yer aldı.
Orta seviyede endişe tespit edildi
Ölçekteki bilinçliliğe yönelik maddeler incelendiğinde; “Yüksek gerilim, baz istasyonu ve trafo bulunan parklarda çocukların oynamaması gerektiğini düşünürüm”, “Elektromanyetik radyasyondan korunmak için saç kurutma makinasını az kullanırım”, “Yüksek gerilim hatları ve baz istasyonu yakınından ev almak veya kiralamak istemem”, “Cep telefonumda Airpods (kablosuz) yerine kablolu kulaklık tercih ederim” ifadeleri ölçekte yer aldı. Diğer yandan, “Endişe” boyutundan alınan ortalama puan 8,15 bulundu. Buna göre, alınan puan 3-6 aralığında “Az Seviye”, 7-11 aralığında “Orta Seviye”, 12-15 aralığında “Yüksek Seviye” olarak değerlendiriliyor. Buna göre, araştırmada endişe boyutundan alınan 8,15 puan orta seviyede bir endişe olduğunu ve bu endişeden dolayı önlem almaya yönelik orta seviyede bir algının var olduğunu gösterdi.
Kadınlar daha bilinçli, erkekler daha endişeli çıktı
Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısı çeşitli değişkenlere göre de incelendi. Cinsiyete göre yapılan incelemede, kadınların bilinçlilik puanı erkeklerden yüksek bulundu. Buna göre, kadınların erkeklere göre elektromanyetik radyasyon maruziyetine yönelik daha bilinçli olduğu ortaya çıktı. Fakat endişe boyutuna göre ise erkeklerin kadınlara göre daha endişeli olduğu ve önlem almaya yönelik algılarının daha yüksek olduğu sonucuna varıldı. Kadınların elektromanyetik farkındalık, bilinçlilik ve genel olarak algı seviyelerinin erkeklerden yüksek olduğu, endişe ve önlem almaya yönelik algıların ise erkeklerde yüksek olduğu görülmüştür.
Yaş arttıkça algı seviyesi artıyor
Yaşa göre yapılan incelemede; katılımcıların yaşları 18-29 (Sosyal medya kuşağı); 30-45 (Televizyon kuşağı); 45-72 (Radyo kuşağı) olarak üç kuşağa ayrılarak karşılaştırılmıştır. Yaş arttıkça elektromanyetik radyasyon maruziyet algı seviyesinin arttığı ortaya çıkmıştır. Yapılan karşılaştırmada, algı seviyesi en yüksek kuşak radyo kuşağı olarak adlandırılan 45 yaş üzerindeki kişiler olarak bulundu. Daha sonra televizyon kuşağı yani 30-45 yaş aralığındaki kişilerin algı seviyesi yüksek bulunmuştur.
Z kuşağı endişe duymuyor
Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algı seviyesi en düşük kuşak ise sosyal medya kuşağı (18-29 yaş) bulundu. Yaş arttıkça elektromanyetik radyasyon maruziyet farkındalığı, bilinçliliği, endişe seviyesi ve buna yönelik önlem alma algısı arttığı görüldü. Sosyal medya kuşağı en endişe etmeyen kuşak olduğu için önlem almaya yönelik algı seviyeleri diğer kuşaklardan daha düşük çıktı.
Maruziyet algısı eğitim yükseldikçe arttı
Öğrenim durumuna göre elektromanyetik radyasyon maruziyet algısı (ERMA) lisansüstü öğrenim düzeyindeki katılımcılarda en yüksek bulundu. Üniversite ile lisansüstü öğrenim düzeyine sahip katılımcılar karşılaştırıldığında farklılık tespit edildi, lisansüstü öğrenim düzeyindeki kişilerin üniversitedekilere göre farkındalık ve algı seviyesi yüksek bulundu. Yapılan sıralamada en yüksek ERMA seviyesi lisansüstü, ikinci sırada lise, üçüncü sırada yüksekokul yer aldı. ERMA seviyesinde son sırada ise üniversite öğrencilerinin olduğu belirlendi.
Katılımcıların çoğu cep telefonunu baş ucunda tutuyor
“Yatarken cep telefonunuzu baş ucunda tutar mısınız?” sorusunun yöneltildiği araştırmada bin 187 katılımcının yarısından fazlası (%55,8) “sıklıkla” yanıtını verdi. Bazen diyenler %29,7, hiçbir zaman diyenler ise %14,2 bulundu. Ölçeğe göre yapılan karşılaştırmada, yatarken cep telefonunu baş ucunda tutma sıklığı arttıkça elektromanyetik radyasyon maruziyet algısı düştü. Algı seviyesi en yüksek, yani farkındalık, bilinçlilik ve endişe sahibi kişilerin bu soruya “hiçbir zaman” yanıtı verdiği görüldü.
Kablosuz kulaklık kullanımı da soruldu
“Cep telefonunda airpods (kablosuz) kulaklık kullanır mısınız?” sorusuna bin 187 katılımcının %31,1’i “sıklıkla” dedi. Bazen diyenler %27,6, hiçbir zaman diyenler ise %41,1 oldu. Ölçeğe göre yapılan karşılaştırmada, cep telefonunda kablolu kulaklık kullananların ERMA algı seviyesi ve buna bağlı farkındalığı, bilinçliliği, endişeye bağlı önlem algısı en yüksek, airpods (kablosuz) tercih edenlerin daha düşük bulundu.
“Evinizin çok yakınında yüksek gerilim hattı var mı?” sorusuna % 47,2 oranı ile en çok “bilmiyorum” yanıtı verildi. İkinci sırada % 44 ile “hayır” denildi. % 8,5 ise “evet” dedi. Ölçeğe göre yapılan karşılaştırmada, evinin yakınında yüksek gerilim hattı olmadığını belirtenlerin farkındalığı yüksek bulundu. Bilmiyorum ya da evet diyenlerin farkındalık, bilinçlilik ve endişe seviyeleri belirgin bir şekilde daha düşük bulundu.
Katılımcıların yarısı dışarı çıkarken fişleri çekiyor
“Dışarı çıkarken elektronik aygıtların fişini çeker misiniz?” sorusuna %51,1 oranındaki katılımcı “evet” dedi. % 28’i “bazen”, %20,8’i ise “hayır” dedi. Ölçeğe göre yapılan karşılaştırmada, dışarı çıkarken elektronik aygıtların fişini çekme sıklığı arttıkça farkındalık seviyesi arttığı görüldü. Evet ve bazen diyenlere göre, hayır diyenlerin farkındalık, bilinçlilik ve endişe seviyesi düşük çıktı.
Baş ağrısı çekenlerin maruziyet algısı düşük çıktı
“Baş ağrınız ne sıklıkla olur?” sorusuna %67,6 oranındaki katılımcı “bazen” dedi. % 16,3’ü “sıklıkla” yanıtı verdi. Buna göre, bazen ve sıklıkla yani baş ağrısına sahip katılımcı oranı %83,9 oldu. Sadece %16,2 oranındaki katılımcı “hiçbir zaman” dedi. Baş ağrısı sıklıkla olanların ölçekten aldıkları puan en düşük yani elektromanyetik radyasyon maruziyet algıları daha düşük olduğu belirlendi. Özellikle endişe boyutunda; baş ağrısı sıklıkla olanların puanı düşük, yani endişesi düşük çıktı ve buna bağlı önlem almaya yönelik algıları da düşük çıktı. Diğer yandan baş ağrısı sıklığına “hiçbir zaman” diyenlerin endişe boyutunda seviyesi yüksek ve önlem algılarının da yüksek olduğu belirlendi.
Araştırmaya katılanların yarısı sosyal medyaya 1-3 saat arası bağlanıyor
“Sosyal medyaya günde ne kadar süre bağlanırsınız?” sorusuna 1-3 saat diyenler % 49,2’dir. Günde 4-6 saat bağlananlar % 28,2, 1 saatten az bağlananlar ise, %15,5 olduğu belirlendi. Günde 7 saatten fazla sosyal medyaya bağlananlar %6,8 bulundu. Ölçeğe göre yapılan karşılaştırmada günlük sosyal medya kullanım süresi arttıkça elektromanyetik radyasyon maruziyet algı seviyesi düştü. Günde 1 saatten az kullananların farkındalık, bilinçlilik ve endişeye bağlı önlem algıları en yüksek bulundu. En düşük farkındalık, bilinçlilik ve endişe seviyesi 7 saatten fazla kullananlarda görüldü. Daha sonra 4-6 saat bunu takip etti.
Sosyal medyaya cep telefonundan bağlanılıyor
Sosyal medyaya hangi aygıttan bağlanıldığı sorulduğunda ise en yüksek oranda (%92,9) cep telefonu denildi. Sadece % 4,4’ü taşınabilir bilgisayar ve %2,2’si masaüstü bilgisayar yanıtı verdi. Cep telefonu sosyal medyaya bağlanmada en yüksek oranda tercih edilen aygıt olarak bulundu.
Cep telefonu hangi amaçla kullanılıyor?
Cep telefonunun hangi amaçlarla ne sıklıkla kullanıldığı ayrıca incelendi. Arama yapma sıklığı; %62,2 sıklıkla; %25,6 bazen; %7,6 nadiren; %3,5 hiçbir zaman bulundu.
Mesaj yazma sıklığı; %57,9 sıklıkla; %20,1 bazen; %13,8 nadiren; %4,2 hiçbir zaman bulundu.
Fotoğraf çekme sıklığı; %41,5 sıklıkla; %33,9 bazen; %18,3 nadiren; %3,5 hiçbir zaman bulundu.
Video çekme sıklığı; %33,7 nadiren; %29,1 bazen; %26,1 sıklıkla; %4,8 hiçbir zaman bulundu.
Müzik dinleme sıklığı; %51 sıklıkla; %21,3 bazen; %15,1 nadiren; %7,2 hiçbir zaman bulundu.
Film izleme sıklığı; %27,9 nadiren; %23 sıklıkla; %22,2 bazen; %18,2 hiçbir zaman bulundu.
Çevrimiçi toplantıya katılma sıklığı; %35,4 nadiren; %22,7 bazen; %21,8 hiçbir zaman; %9,2 sıklıkla bulundu.
Whatsapp’ta mesajlaşma/görüntülü arama sıklığı; %55,8 sıklıkla; %25,3 bazen; %12,8 nadiren; %4,2 hiçbir zaman bulundu.
Sosyal medya uygulamalarını kullanma sıklığı; %65,4 sıklıkla; %20,6 bazen; %7 nadiren; %4,6 hiçbir zaman bulundu.
Alarm kurma (Çalar saat) sıklığı; % 62,5 sıklıkla; %19,1 bazen; %9,1 nadiren; %6,1 hiçbir zaman bulundu.
Elektronik posta kullanma sıklığı; % 42 sıklıkla; %25,5 bazen; %19,3 nadiren; %8,1 hiçbir zaman bulundu.
Böylece cep telefonunun en çok temel kullanımı (arama yapma, mesaj yazma) yanında müzik dinleme, whatsapp’ta mesajlaşma / görüntülü arama, sosyal medya uygulamalarını kullanma ve çalar saat uygulaması kullanma amaçlarıyla da sıklıkla kullanıldığı tespit edildi.
Araştırmanın detayları
Elektromanyetik Radyasyon Maruziyet Algısı Ölçeği (ERMA-Ö) araştırmacılar tarafından geliştirilen 11 maddeli ve 3 faktörlü geçerli ve güvenilir bir ölçektir. Ölçekten 11 ile 55 arasında puan alınabiliyor. Buna göre, puan arttıkça elektromanyetik radyasyon maruziyet risk algısı da yükseliyor. Ölçekte yer alan ilk dört madde “Farkındalık” boyutundaki, devamındaki dört madde “Bilinçlilik” boyutundaki ve son üç madde “Endişe” boyutundaki algı seviyesini ölçüyor. Böylece farkındalık, bilinçlilik ve endişeye yönelik algı seviyesini belirlemede kullanılabilen ERMA Ölçeği, Mühendislik alanı ile Sosyal Bilimler alanının birleşmesiyle Türkiye’de ilk kez geliştirilmiş, elektromanyetik radyasyon maruziyetine yönelik risk algısını ölçebilen bir ölçek olarak alan yazına katılmış oldu.
Bu kapanacak 20 saniye