Bir deprem ülkesi olarak ve yakın tarihte çok büyük ve yıkıcı depremleri yaşamış bir ülke olarak depremi konuşmadan bir günümüz geçmiyor.
Özdikmen: “Hiç kimse güvenli olmayan bir binada yaşamak ya da çalışmak istemez… Çocuğunu deprem güvenliği olmayan bir okula göndermek istemez. Riskli yapıların güvenli hale getirilmesi zor değil; eski yapıların gelişmiş tasarımlarla veya malzemelerle güçlendirilmesi, yeni yapıların sıfırdan inşa edilmesi kadar önemlidir.”
Bir deprem ülkesi olarak ve yakın tarihte çok büyük ve yıkıcı depremleri yaşamış bir ülke olarak depremi konuşmadan bir günümüz geçmiyor. Henüz yaşanmış depremlerin yaralarını hala sarmaya çalışırken, uzmanlar sıklıkla yaşanan ve yaşanacak olası depremler konusunda uyarılarını sürdürüyor; diğer yandan da binanın direncini daha iyi anlamak için yapısal analizle birlikte yapının ayrıntılı modellemesini kullanarak depreme dirençli binalar oluşturmanın mümkün olduğunu vurguluyor.
Can kayıpları ile birlikte yaşam ve altyapı üzerinde milyarlarca lira değerinde tehdit oluşturan, büyük yıkımlara yol açabilen depremlerin verdiği, vereceği zararı en aza indirgemenin mümkün olduğunu belirten ALTER Uluslararası Mühendislik ve Müşavirlik Yönetici Ortağı Dide Özdikmen, farklı depreme dayanıklılık teknikleri sunabilen mühendislik uygulamaları ile evlerin, işyerlerinin, okulların, hastanelerin ve otellerin güvenli hale gelebilmesinin mümkün olduğunu ifade ediyor.
Özdikmen, depreme dayanıklı binalar inşa etmek kadar, mevcut binalarda güçlendirme çalışmalarının yapılmasının büyük önem taşıdığını vurgulayarak şu bilgileri veriyor:
“Hepimizin bildiği gibi ülkemiz bir deprem kuşağında ve bununla yaşamak zorunluluğumuz var. Daha yakın zamanda çok büyük felaketler yaşadık. Hemen her gün farklı bölgelerimizden sarsıntı, deprem haberleri almaya devam ediyoruz. Hala yaşanan büyük felaketlerin yaralarını sarmaya çalışıyoruz. Elbette ki yeni yapılan binaların depreme dayanıklı olarak inşa edilmesi çok önemli ancak mevcut yapıları güçlendirme çalışmaları ile depreme karşı ciddi bir önlem almak da mümkün… Hiç kimse güvenli olmayan bir binada yaşamak ya da çalışmak istemez… Çocuğunu deprem güvenliği olmayan bir okula göndermek istemez. Aslında bu zor değil; eski yapıların gelişmiş tasarımlarla veya malzemelerle güçlendirilmesi, yeni yapıların sıfırdan inşa edilmesi kadar önemlidir. Yaşadığımız bölgenin risklerine göre tedbir almak bizim için kaçınılmaz bir durum. Sismik risklere göre tasarım yapmak, mevcudu irdeleyerek güçlendirme projeleri hazırlamak mümkün… Özellikle deprem riskli bölgelerde riskli binaların sayısı oldukça fazla… Yıkıp yeniden yapmak yerine bazı binalarda güçlendirme çalışmaları yapılması çok önemli bir seçenek olmakla birlikte hem hayati risklerin hem de maddi kayıpların önüne geçilmesini de sağlayacaktır.”
Mühendisler ve bilim adamlarının zaman içerisinde çok önemli teknikler geliştirdiğini dile getiren Özdikmen, yüzen temel, çekirdek duvar, sarkaç gücü gibi çok sayıda tekniğin güçlendirme çalışmalarında kullanıldığı ve depreme dayanıklı yapılar haline getirildiği bilgisini verdi.
Özdikmen, özellikle okulların, hastanelerin, otellerin, nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu binaların bir an önce bu çalışmaları gerekiyorsa kendi kaynaklarıyla yaptırmasının hayati önem taşıdığını yineledi.