DOLAR
33,9864
EURO
37,8731
ALTIN
2.820,85
BIST
9.577,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Yağmurlu
27°C
Bursa
27°C
Hafif Yağmurlu
Salı Hafif Yağmurlu
26°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
24°C
Perşembe Az Bulutlu
25°C
Cuma Çok Bulutlu
24°C

Kas Seğirmelerini ve Kramplarını Hafife Almayın!

Kas Seğirmelerini ve Kramplarını Hafife Almayın!
11.07.2024
A+
A-

Kaslarda kontrol kaybıyla başlayan ALS hastalığı ölümle sonuçlanabiliyor.

 Prof. Dr. Zeliha Matur, hastalığın en çok 40 ila 70 yaş aralığında görüldüğünü belirterek “Kas seğirmesi, kas krampları, kas güçsüzlüğü, geveleyerek veya genizden konuşma, çiğneme veya yutma bozukluklarına dikkat” dedi.  

Amyotrofik lateral skleroz veya ALS hastalığı, beyin ve omurilikteki sinir hücrelerinin yıkımıyla seyreden ve kaslarda kontrol kaybına neden olan ilerleyici bir sinir sistemi hastalığı olarak tanımlanıyor.  ALS hastalığı nedeni tam olarak bilinmese de en çok 40 ila 70 yaş arasında ortaya çıkıyor. Sigara içenlerde, kafa travmasına maruz kalanlarda, profesyonel sporcularda ve elektrik çarpanlarda, ağır metaller ve bazı kimyasal maddelere maruz kalanlarda ALS gelişimi görülebiliyor. Bezmialem Vakıf Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zeliha Matur, ALS hastalığının belirtilerini, teşhis ve tedavi yöntemlerini anlattı. 

Bu yaş aralığına dikkat!

ALS’nin en sık 40 ila 70 yaş arasındaki insanları etkilediğini vurgulayan Prof. Dr.Matur, hastalığın daha genç yaşlarda da ortaya çıkabildiğini vurgulayarak “Tüm ırklardan ve etnik gruplardan insanları etkiler” dedi. 

Matur, ALS’nin iki ana türü olduğunu belirterek şunları söyledi: “Sporadik, ALS’nin en yaygın şeklidir ve vakaların %90’ını oluşturur. Bu vakalar, bilinen herhangi bir genetik neden veya ailede ALS öyküsü olmaksızın rastgele ortaya çıkar. Ailesel ise ALS’nin az sayıda insanı etkileyen kalıtsal bir şeklidir. Ancak son zamanlarda yapılan birçok genetik keşif, ALS’nin kalıtsal formlarının daha önce düşünülenden daha yaygın olduğunu göstermektedir.”

Nedeni tam olarak bilinmiyor! Sigaraya ve bu kimyasallara dikkat 

Birçok hipotez öne sürülse de ALS’nin nedeninin tam olarak bilinmediğini kaydeden Matur,  genetik yatkınlık zemininde çevresel faktörlerin etkisi olduğu görüşünün hakim olduğunu söyledi. Matur, “Hastalık erkeklerde biraz daha fazla görülür ve biraz daha erken yaşta ortaya çıkar” diyerek şunlara dikkat çekti:  “Tüm etnik gruplar etkilenir ama beyaz ırkta biraz daha fazla görülür. Sigara içenlerde, kafa travmasına maruz kalanlarda, profesyonel sporcularda ve elektrik çarpanlarda sıklığı biraz daha fazladır. Kurşun, civa ve selenyum gibi ağır metaller, böcek ve sinek öldürücü kimyasal maddeler, kimyasal çözücüler ALS gelişimi için risk oluşturur.”

Bu belirtileri görmezden gelmeyin 

Matur, ALS’nin belirtilerini şöyle açıkladı: “Özellikle uzuvlarda, omuzlarda veya dilde kas seğirmesi, kas krampları, kas güçsüzlüğü, geveleyerek veya genizden konuşma gibi konuşma değişiklikleri, çiğneme veya yutma bozuklukları.” 

Benzer hastalıklardan nasıl ayırt edilir

Matur, ALS teşhisinin tıbbi öykü, nörolojik muayene bulguları ile konulduğunu söyledi. Elektromiyografi ve sinir iletim çalışması, transkranyal manyetik uyarım gibi elektriksel tanı testleri ile ALS tanısının desteklendiğini belirten Matur, ALS benzeri tablo yapan diğer hastalıkları ayırmak için beyin ve omurilik manyetik rezonans görüntüleme (MR), beyin omurlik sıvısının incelenmesi, kan ve irdar analizlerinin yapılması gerektiğini belirtti. 

Hastalık yavaşlatılabiliyor!

“ALS’nin kanıtlanmış bir tedavisi yoktur” ifadelerini kullanan Matur, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak amacıyla  riluzole (Rilutek®) kullanıldığını söyledi. Matur, ayrıca etkinlikleri tartışılmakla beraber edavarone (Radicut®) ve sodyum fenilbütirat/taurursodiol (Relyvio®) ilaçlarının da FDA tarafından onaylandığının altını çizdi. Ayrıca hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak ve semptomların yönetimine yardımcı olmak için fizyoterapi, konuşma terapisi ve solunum terapisinden yararlanıldığını belirtti.