Şehrin kalbi Osmangazi Meydanı'nda altıncı gününü dolduran Osmangazi Kitap Fuarı, çeşitli alanlardan kıymetli gazeteci ve yazarları ağırlıyor. Ziyaretçileriyle birlikte büyüyen fuar, okurlarına adeta bir kültür ziyafeti sunuyor.
Fuarın açılış etkinliğinde Pelin Yılmaz'ın masal anlatımıyla hayal dünyasına dalan çocuklar, hem eğlendi hem de unutulmaz anlar biriktirdi. Eş zamanlı olarak Sevda Kurul'un yönettiği programda, spor kültürüne özel bir yer ayıran fuarın misafirleri Gazeteci Serkan Yetişmişoğlu ve Celil İnce, 'Bursaspor' ve 'Bursa Kent Tarihi' konularını masaya yatırdı.
"Bursaspor, Bursa İçin Bir Yaşam Biçimidir"
Bursaspor'un şehrin ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan Serkan Yetişmişoğlu, Bursaspor'un Bursa'da bir yaşam biçimi olduğunu ifade etti. Bursaspor'un geçmişteki başarılarına değinen Yetişmişoğlu, 7 sezondur Süper Lig'de olmamasına rağmen genel puanlamada hala 5. sırada bulunduğunu belirtti. Yetişmişoğlu, "Bursaspor'un nereden nerelere geldiğini gördüğümüzde, kulübün bu seviyeye gelmesi kendiliğinden olmadı. Bunun köklü bir geçmişi var. Bursaspor, kentin moral kaynağıdır" şeklinde konuştu.
"Bursaspor, Şehrin Her Köşesinde Aktif Olmalı"
Bursaspor'un şehrin en önemli değeri olduğunu dile getiren Celil İnce ise, "Şehirlerde kentlilik bilincini geliştirmenin yollarından biri de spordur. Bu bağlamda Bursaspor'u en başa yazarız" dedi. Dinleyicileri 1995 yılına götüren İnce, Bursaspor'un Intertoto Kupası'ndaki başarısıyla ilk defa şehir sınırlarını aştığını belirterek, "Bence Bursaspor, o dönemde yakaladığı ülke geneline yayılma başarısını, Süper Lig şampiyonluğunda bile yakalayamadı. Bursaspor, 40 bin ortalamayla oynuyor. Bu, kentin bilincinin değişmesinde ve gelişmesinde çok önemli. Bunu doğru değerlendirelim. Doğru adımlar atamazsak, 5 sene sonra yeniden 3. Lig'e düşmeyeceğimizin garantisi yok. Yönetimsel ve finansal olarak doğru modeli, sağlam temellere oturtmalıyız. Kulübün sadece futbol değil, diğer branşlarda da altyapıdan başlayarak üst liglerde yer almasını istiyorum. Bursaspor'un, şehrin her sokağında aktif olması, şehrin en ücra köşelerine bile ulaşması gerekiyor" ifadelerini kullandı.
Bursaspor sevdalısı nesiller yetiştirmek amacıyla Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın'ın başlattığı proje kapsamında yüzlerce çocuğun Bursaspor maçına götürülerek maç izleme fırsatı bulmasına değinen Serkan Yetişmişoğlu ve Celil İnce, Osmangazi Belediyesi ve Başkan Erkan Aydın'ı projelerinden dolayı kutladı. Aynı zamanda deneyimli yazarlar, özellikle şehirde Bursaspor bilincinin artırılmasında bu projelerin önemli bir rol oynadığını vurguladı.
Çocukların zihinsel gelişiminde önemli bir rol oynayan hızlı okuma teknikleri konusunda uzman olan Yazar Kezban Küçük de, çocuklarla bir araya geldi. Kendisini dinlemeye gelen miniklerle yakından ilgilenen Küçük, merak etmenin önemini ve bu merakın ancak kitaplarla giderilebileceğini belirtti.
"Yoshinori Depremle İlgili Önlemleri Anlattı"
Fuar, son zamanlarda ülke gündemini meşgul eden deprem konusuna da değindi. Deprem Uzmanı Moriwaki Yoshinori, depremin yıkıcı etkilerine dikkat çekerek, bu konuda alınması gereken önlemleri anlattı. Önemli uyarılarda bulunan Japon deprem uzmanı, fuar için Osmangazi Belediyesi'ne teşekkür ederek, kendisini dinlemeye gelen çocuklara kitap armağan etti.

"Din ve İnanç Ayrı Değerlendirilmelidir"
İslam dinine ve kültürüne dair yazdığı eserlerle tanınan İlahiyatçı, Araştırmacı Yazar R. İhsan Eliaçık, Osmangazi Kitap Fuarı'nda gerçekleştirdiği söyleşide dikkat çekici açıklamalarda bulundu. 'Sosyal İslam' adlı söyleşisinde din, inanç ve ibadet kavramları üzerinde duran Eliaçık, kavramların ayrılması gerektiğini savunarak, "Sokaktaki birine sorduğumuzda, kavramlarla ilgili akıllarına ilk geleni söyleyeceklerdir. Ancak kitaptaki anlamı bu değildir. Mesela ibadet, namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmektir diyeceklerdir. Hayır. Kur’an-ı Kerim’de ibadet bunlara denmiyor, bunlara nüsuk deniyor, yani ritüel demek. İbadet, çalışmak ve değer üretmek ile ilgilidir. Din ise inançla karşılaştırılıyor. Din ve inanç birbirinden ayrı değerlendirilmelidir. Kelimeleri ne kadar ayrı tanımlarsanız, konuyu o kadar iyi anlarsınız. İnanç kişiseldir, özeldir, benim içimdedir. İnsanlar dünyanın öküzün iki boynuzu üzerinde olduğuna, balığın sırtında olduğuna inanır, bu bir inançtır. Ancak din öyle değil. Din sosyal hayat ile ilgilidir. Kanundur, kuraldır, ekonomidir, devlete adaletli ol, liyakat sahiplerini iş başına getir, işleri şura ile yürüt, adil olan neyse onu yap diyerek dünyevi anlamda siyasi, iktisadi kurallar koyar. Din toplumsaldır, inanç bireyseldir, içseldir. Din ve inanç, din ve ibadet kavramlarının ne olduğu anlaşılırsa, İslamiyetin de ne olduğu daha iyi anlaşılır" şeklinde konuştu.
Fuarla ilgili düşüncelerini dile getiren R. İhsan Eliaçık, "Fuarı çok beğendim, dinleyiciler bilinçli. Güzel bir kültür etkinliği. Biz yazarlar için bu tür kitap ortamları nefes aldığımız yerler gibidir. Böyle yerler olmazsa yazar nefes alamaz hale gelir" dedi.
"Hepimiz Cebimizde Yapay Zeka Taşıyoruz"
Fuarın altıncı gününün kapanış etkinliğinde ise yapay zeka konusu ele alındı. Şaban Akbaba'nın moderatörlüğündeki söyleşide Yazar Bülent Elitok ve Zehra Betül Yazıcı, 'Yapay Zekanın Sanat Yeteneği Var Mı?' sorusuna cevap aradı.
Yapay zekanın, insanlığın sürekli yenilenmesinin bir sonucu olduğunu belirten Bülent Elitok, kavramın ilk olarak 1956'larda ortaya çıktığını hatırlattı. Elitok, yapay zekaya yönelik endişelere de değinerek, "Korkulan şey şu, insan olmayacak, insanın yerine yapay zeka olacak. Bence bu gereksiz bir korku. Çünkü faydalarını görüyoruz. Örneğin, kim analog telefon kullanmak ister? Hepimiz cebimizde yapay zeka taşıyoruz aslında. Yaşamın içine girmiş, bizi de mutlu ediyor. Bundan geri dönüş yok ama etkin kullanmak gerekiyor. Değişim ve dönüşümden korkmamak, bunun doğru kullanımı ile ilgilidir" yorumunu yaptı.
"Yapay Zeka ile Sanat Yapılıyor"
Zehra Betül Yazıcı ise sanatın çok katmanlı bir yapı olduğunu söyleyerek, "Şiirin sadece güzel söz söyleme sanatına bakmıyoruz. Artık göndergeselliği de çok önemli. Metin kendi dışında nereye işaret ediyor, aynı zamanda bir sanatçı ve şair olarak yakın zamanda çevremizde yaşanan acılara işaret ediyor mu, büyük tarih anlatıları dışında kendi öznel bilincini devreye sokup anlatısına dahil edebiliyor mu, bunlar çok önemli. Yapay zekanın tabii ki öznel bilinci yok. Dışlamıyorum, çok da faydalanıyorum. Yapay zeka ile sanat da yapılıyor. 1965’lerden başlayan dijital bir sanat var. O günden bugüne değişim gösterdi" şeklinde konuştu.
Söyleşilerin ardından Osmangazi Belediye Başkan Yardımcısı Mutlu Esendemir, konuklara armağan takdim etti.







Yorumlar