DOLAR
34,5424
EURO
36,0063
ALTIN
3.006,41
BIST
9.549,89
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Hafif Kar Yağışlı
7°C
Bursa
7°C
Hafif Kar Yağışlı
Pazar Az Bulutlu
8°C
Pazartesi Parçalı Bulutlu
9°C
Salı Az Bulutlu
11°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
12°C
yildirimwebbanner

Tarımda yeni dönem masaya yatırıldı

Tarımda yeni dönem masaya yatırıldı
A+
A-

Nilüfer Belediyesi’nin “Tarımda Yeni Dönem, Yeni Politikalar ve
Fırsatlar” başlığı ile düzenlediği web seminerinde, pandemi sonrası önemi
daha fazla anlaşılan tarımsal üretime ilişkin yaklaşımlar ve Nilüfer

Belediyesi’nin bu alandaki faaliyetleri ele alındı.

Koronavirüs pandemisi döneminde web seminerleri (webinar)
organize etmeye başlayan Nilüfer Belediyesi, “Gençliğimiz ve Geleceğimiz”
konusunun tartışıldığı ilk webinarın ardından, ikinci webinarda “Tarımda
Yeni Dönem, Yeni Politikalar ve Fırsatlar”ı masaya yatırdı.
Nilüfer Kent Konseyi Genel Sekreteri Emre Karagöz moderatörlüğünde
yapılan webinara, Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem’in yanı sıra,
TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, Ziraat Mühendisleri
Odası Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu, Nilüfer Belediyesi
Çevre ve Kırsal Alan Koordinatörü Arca Atay ve Dokuz Eylül Üniversitesi
Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaşar Uysal katıldı.
Seminerde konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Turgay Erdem, Nilüfer’de
2020 yılını neden tarım yılı ilan ettiklerini anlattı. Günümüzde tarımsal
üretimin azaldığını, yanlış tarım politikaları sonucu çiftçinin toprağa
küstüğünü ve Türkiye’nin kendi kendine yetebilen bir ülke iken samanı bile
ithal eder hale geldiğini ifade eden Başkan Erdem, “Bu gidiş doğru değil
kamuoyunda tarım konusunda bir farkındalık oluşturmak, insanları tarım
üzerine düşündürmek ve harekete geçirmek gerekiyor. O nedenle
Nilüfer’de bu dönemi tarıma adadık. Nilüfer ilçesinin toprak varlığının 3’te
2’si tarımsal üretime elverişli alanlardan oluşuyor, biz de bu potansiyeli
değerlendirmek istedik. Bir süredir Kent Bostanları’nda sürdürdüğümüz
ekolojik tarım çalışmalarını daha da büyütmeye başladık. NİLKOOP
aracılığıyla ilçenin tarım alanlarında yaptırdığımız toprak analizleri
sonucunda nerelerin hangi ürünlere uygun yapıda olduğunu tespit ederek
ekim-dikim planlaması yapıyoruz. Bu doğrultuda ilk olarak yerli tohum
buğday üretimine yönelen NİLKOOP, kooperatif üyesi çiftçilerle birlikte
bu dönem toplam 180 dönüm alanda buğday ekimi ve 40 dönüm alanda
lavanta ekimi yaptı” diye konuştu.
“Çiftçiye destek oluyoruz”
Erdem bütün bunların yanı sıra Nilüfer’de bölgeye özgü ürünlerin
tanıtımını yaparak çiftçiye destek olduklarını, ürün şenlikleri organize
ederek yöreye özgü ürünlerin tanıtımını yaptıklarını söyledi. Erdem,
“Hasanağa enginarı, Ürünlü biberi, Akçalar inciri gibi
markalaştırılabilecek ve katma değer oluşturacak tarım ürünlerinin coğrafi

işaret tescilini alma yönünde çalışmalar yapıyoruz. Türkiye’nin en iyi
enginarının üretildiği Hasanağa için coğrafi işaret tescili aldık. Çiftçiyi
üretime teşvik eden çabalarımız kapsamında 30 bini aşkın meyve fidesi
dağıttık. Vatandaşlarımız balkonlarında, teraslarında bile tarım yapsınlar
diye halka yerli tohumdan üretilen 200 bini aşkın sebze fidesi dağıttık. Yerli
tohumlarımızı yaşatmak ve yaygınlaştırmak için çalışmalar yapıyoruz.
Tohum kütüphanemiz her geçen gün zenginleşiyor ve üretmeye istekli olan
herkes tohum takas şenliklerinde bu tohumlara ulaşabiliyor. Kompost
ünitesini açtık ve semt pazarlarında ortaya çıkan meyve ve sebze atıklarını,
işlemden geçirerek organik gübreye dönüştürüyoruz. Elde edilen gübre de
hem Kent Bostanları’nda kullanılıyor, hem de Nilüfer kırsalındaki çiftçilere
dağıtılıyor.” dedi.
Başkan Turgay Erdem Nilüfer Belediyesi’nin Konaklı Mahallesi’nde
devam eden Ekoçiftlik projesi hakkında da bilgi verdi. Nilüfer’in kültür-
sanat ve spor kenti tanımlamasına haklı bir tanımlama daha kazandıracak
bir proje olarak nitelendirdiği “Ekoçiftlik”in 117 dönüm arazi üzerinde
kurulmasının planlandığını ifade eden Erdem “Bu proje meyve-sebze
bahçeleri, seralar, tıbbi-aromatik bitkiler merkezi, laboratuar, destilasyon,
soğuk sıkım ünitesi, zeytin üretim ve işleme alanları, bitki kurutma alanı,
konserve ve turşu yapım atölyesi, salça, sos, meyve sebze suyu yapım
atölyesi, sabun yapım atölyesi, agroekoturizm kampı, kiralık bostanlar,
arıcılık bölümü, bal üretim atölyesi, idari bina, sergi ve satış alanları, soğuk
hava depoları gibi bölümleri içeriyor. NİLKOOP üyesi çiftçilerle birlikte
tamamen ekolojik tarım koşullarında üretim yapılacak olan “Ekoçiftlik”te
üretilen ürünlerin satışı da NİLKOOP aracılığıyla yapılacak.
Böylelikle Nilüfer Belediyesi, üretici ve tüketiciyi bir araya getirip, bir
anlamda kır ile kentin buluşmasına vesile olacak, çiftçinin pazarını
genişletmeyi, ürününün değerinde satılmasını, tüketicilerin sağlıklı ve ucuz
gıdaya erişmesini sağlayacak” diye konuştu.

Ataç: Tarım alanları yok oluyor
Webinarda Erdem’in ardından söz alan TEMA Vakfı Yönetim Kurulu
Başkanı Deniz Ataç da Türkiye’de tarım alanlarının amaç dışı kullanımı ile
mera ve orman alanlarının tahrip edilmesinin yol açtığı tehlikeye işaret etti.
Nilüfer Belediyesi’ni arazi kullanım planları çalışması nedeniyle tebrik
eden Ataç, bu çalışmaların yurt çapında da hızla yapılması gerektiğini
söyledi. Son 16 yılda Konya ili kadar bir alanın, tarım alanı statüsünden
çıktığının tespit edildiğini hatırlatan Ataç, “Konut alanlarını, sanayi
alanlarını herhangi bir yerde planlayabilirsiniz ancak tarım topraklarını

üretmemiz mümkün değil. Erozyon ve toprak bozulumu devam ederken,
meralar sahipsiz durumda. Toprak verimi sürekli düşüyor. Yanlış ilaç ve
yüksek miktarda gübre kullanımı nedeniyle toprağımız ölüyor. Sağlıklı bir
toprak yapısında organik madde miktarı en azından yüzde 3 olmalıyken
Türkiye topraklarının yüzde 99’unda bu oran yüzde 3 ün altında ne yazık
ki” dedi.
Yaslıoğlu: Tarımsal üretim desteklenmiyor
Ziraat Mühendisleri Odası Bursa Şube Başkanı Prof. Dr. Erkan Yaslıoğlu
ise tarımsal üretimin yeteri kadar desteklenmediğini söyledi.
Yaslıoğlu “2006 yılında çıkartılan 5488 sayılı Tarım Kanunu, toplam milli
gelirin en az yüzde 1’i oranında tarımsal üretimin desteklenmesini
öngörüyordu. Ancak bugün bu rakam binde 5-6 oranında. Artan nüfusa
rağmen bugünkü buğday üretimimiz 1988 yılı rakamlarıyla neredeyse aynı.
Gıda sektörü hammadde ithalatı yapmadan ayakta kalamıyor. Türkiye’de
nufüs her yıl yüzde 1.5 artarken, bu nüfusu beslemesi beklenen hayvan
sayısı yüzde 1.1 azalıyor. Kırsal alanlardan kente göçle birlikte artan konut
alanlarıyla tarımsal alanlar ve tarımdan elde edilen gelir sürekli azalıyor”
dedi.
Arca Atay: Çiftçi üretmezse kentli aç kalır
Nilüfer Belediyesi Kırsal Alan Koordinatörü Arca Atay ise doğru tarım
politikaları oluşturmak kadar doğru gıda politikalarının da
oluşturulmasının önemini vurguladı. Atay, Nilüfer Belediyesi’nin tarımsal
üretim ve kırsal kalkınma alanlarında gerçekleştirdiği çalışmalar hakkında
da bilgi verdi. Pandemi sürecinin yerel üretimin önemini bir kez daha
ortaya çıkardığını ifade eden Atay, “Çiftçi üretmezse kentli aç kalır. Gıda
üretimini küçümsemek, çitçinin alın teri ve emeğini yok saymak çok yanlış
ve bu üretimin stratejik bir silah olduğunu unutmamak gerekir” dedi.
Sağlıklı gıdanın sağlıklı ve organik maddelerle beslenmiş bir toprakta
yetişebileceğini vurgulayan Atay, “Nilüfer Belediyesi olarak küçük çapta
örnek bir uygulama olarak, topraktaki organik madde miktarını
arttırabilmek ve sağlıklı gıda üretimi için kompost üretim tesisi oluşturduk.
Bursa’da 3 milyon insan yaşıyorsa her gün en az 3 bin ton evsel atık çöpe
gidiyor demektir. Şimdi bu potansiyeli daha iyi değerlendirmek için daha
büyük bir kompost üretim tesisi oluşturma çabasındayız. Ayrıca,
ilçemizdeki toprak kullanımlarımızı daha iyi belirleyebilmek ve bir üretim
stratejisi oluşturmak için uydu görüntüleri ve toprak analizleriyle toprak
etüdünün gerçekleştirilmesi amacıyla geniş kapsamlı bir projeyi başlatmak
üzereyiz. Uludağ Üniversitesi iş birliği ile yapacağımız bu çalışmanın genel
amacı, hangi toprak yapısında hangi ürünün en verimli şekilde nasıl
yetiştirileceğini belirlemek ve üretim, satış stratejisini belirlemek. Diğer
yandan sürdürülebilir kentsel gıda sistemleri ile ilgili ortağı olduğumuz bir

AB projesi yürütüyoruz. 4 yıl sürecek bu proje; çitçi eğitimleri, balkon
yetiştiriciliği, ekolojik tarım, yenilenebilir enerji, halk mutfakları ve
insanları tarım ve toprakla yeniden barıştıracak pek çok çalışmayı
barındırıyor” dedi.
Uysal: Tarımda planlama öncelikli olmalı
Webinarın bir diğer katılımcısı Prof. Dr. Yaşar Uysal da tarımda yaşanan
güncel sorunların 1980’li yıllarda temeli atılan Türkiye’nin tek yönlü ve
sanayi temelli büyüme politikalarından kaynaklandığını ifade etti. Kırsalda
yaşayanları kente ucuz işgücü olarak yönlendirerek kırsalda üretimi
değersizleştiren bir anlayışın tersine çevirilebileceğini ifade eden Uysal,
“Bunun için kentli ile çiftçinin birbirini anlayabilmesini sağlayan, insanları
kırsala yeniden çekecek politikalar gerçekleştirilmeli. Türk tarımının
gelişmesi için tarımda planlamayı öncelikli hale getirmek şart” dedi.

ETİKETLER:
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.

Bu kapanacak 20 saniye