Bursa’nın en eski mabetlerinden şiirlere ilham olmuş, 684 yıllık tarihi Orhan Bey Camii teravih namazıyla birlikte yeniden cemaatiyle buluşuyor.
1326 Yılında Orhan Gazi Bursa’yı aldığında kent, Kale içindeki yerleşmeden ibaretti. Daha sonraki Osmanlı sultanlarının da benimsediği bir kentleşme modeli ilk kez Sultan Orhan tarafından 1339 yılında uygulanmış ve kent duvarlarının dışında, o dönemde Çakır hamam’dan Set başına kadar uzanan geniş Gökdere yatağının fundalık ve bataklık zemininde cami, medrese, imaret, hamam ve handan (bedesten) oluşan bir külliye yaptırılmıştır. Ters T planlı camilerden olan Orhan Camisi’nin giriş eyvanın üzeri ufak bir kubbeyle, eyvanın iki yanında odaların üzeri ise tonozla örtülüdür. Cami’nin ana ibadet mekanının üzerinde sekizgen kasnağa oturan iki kubbe ile yandaki eyvanların üzerinde daha küçük kubbeler bulunmaktadır. Duvarları üç sıra tuğla ve bir sıra kesme taş ile örülen son cemaat bölümünün önünde kesme taştan yapılmış altı adet ayak, sivri tuğla kemerlerle birbirine bağlanmıştır. Son cemaat yerinin yan cephelerinde ise ana kemerin ortasında, Bizans taklidi başlıkları olan birer sütun kullanılarak ikişer kemer elde edilmiştir. Son cemaat yerinin üzeri ortada üç kubbe, iki yandan tonozla örtülüdür.