BAL-GÖÇ’te Yenilik ve Değişim Ekibi Genel Başkan Adayı Doç. Dr. Kader Özlem, genel kurul sonrası yaşanan mahkeme sürecini değerlendirerek, “Camiamızla ilgili konuların tüzüğümüzde yer alan organlar yerine mahkemelerde görüşülmesinden hicap duyuyoruz. Bizler için yegâne ölçüt, yalnız ve ancak Balkan Türklüğünün vicdanıdır.” dedi.
BAL-GÖÇ’te beklenen genel kurulun 13 Mart 2022 günü toplanması ancak seçimin yapılamaması sonrasında başlayan hukuki süreçle ilgili üyelerden gelen soruları değerlendiren BAL-GÖÇ’te Yenilik ve Değişim Ekibi Genel Başkan Adayı Doç. Dr. Kader Özlem, “Ertelenen BAL-GÖÇ Genel Kurulumuzla ilgili olarak sorularınızın arttığını ve belirsizliğin Camiamız mensupları arasında can sıkıcı bir hale geldiğini biliyorum.” dedi. Özlem, sosyal medya hesaplarından paylaştığı açıklamasında, “Özellikle 28 Nisan 2022 tarihinde görülen kayyum davası sonucunda Mahkeme tarafından atanan kayyumun tarafsız olmadığı noktasındaki kanaatin bilincindeyiz. Zira BAL-GÖÇ’te Yenilik ve Değişim ekibi olarak bizler de aynı kanaatteyiz.” ifadelerini kullandı.
“ORTADA VİCDANLARA SIĞMAYAN BİR KARAR VAR”
Gerek üyeleri gerekse kamuoyunu sürece dair kapsamlı bir basın açıklamasıyla bilgilendireceklerini söyleyen Özlem, mevcut duruma ilişkin “Ortada Balkan Göçmenleri Camiasına yakışmayan bir görüntü ve vicdanlara sığmayan bir karar var. Bu nedenle yine hukuk içerisinde kalınarak kararın temyizi için üst mahkemeye (İstinaf Mahkemesine) taşınan bu sürecin neticelenmesini beklemekteyiz. Bu süreç de sonuçlandıktan sonra yaşanan gelişmelere dair kapsamlı bir basın açıklaması gerçekleştireceğiz.” değerlendirmesinde bulundu.
“BİZLER SADECE YASALLIĞI DEĞİL, AYNI ZAMANDA MEŞRULUĞU ÖNEMSERİZ”
Genel kurul öncesi tüm temaslarında, BAL-GÖÇ’ün mahkemede olmasının camia için üzüntü verici olduğunu vurgulayan Özlem, açıklamasını da şu sözlerle tamamladı: “Ancak şunu önemle not etmek isterim ki, BAL-GÖÇ’te Yenilik ve Değişim Ekibi olarak bizler sadece yasallığı değil, aynı zamanda meşruluğu önemseriz. Aynı şekilde Camiamızla ilgili konuların Tüzüğümüzde yer alan organlar yerine mahkemelerde görüşülmesinden de hicap duyarız. Bizler için yegâne ölçüt, yalnız ve ancak Balkan Türklüğünün vicdanıdır.”