Migren atakları, önemsemediğimiz boyun ağrıları ve dünyayı alt üst eden vertigo (baş dönmesi) hayatın öyle bir parçası olur ki, bunları artık normal kabul etmeye başlarız. Bu durumlar dayanılmaz bir hal aldığında ertelemek çok tehlikeli bir hal alabilir. Bahsi geçen şikayetlerin üst servikal omurga sendromundan kaynaklanabileceğini söyleyen Avrasya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Op. Dr. Özgür Ortak, konuyla ilgili bilinmesi gerekenleri anlatıyor.
Üst servikal omurga sendromu nedir?
Atlas veya C1 olarak adlandırılan boyundaki ilk kemik, baş ile boynun kesişme noktasında yer alır. Şekil olarak yüzüğe benzeyen bu yapı, omuriliğin ilk geçitlerinden biridir. Diğer bir kemik ise Axis veya C2 olarak adlandırılan yapıdır ve boyundaki ikinci kemiktir. Axis hemen Atlas’ın altında yer alır. Bu iki yapı üst servikal omurga olarak bilinir.
Bedeninizin yakındığı şikayetleri göz ardı etmeyin…
Atlas ve Axis’in merkezi sinir sistemi içinde yer alan beyin sapına oldukça yakın bir yerde konumlanır. Beyin sapı vücut için çok önemli bir yapıdır çünkü vücudun tüm hayati işlevini kontrol eder, koordineli olarak çalışmasını sağlar. Dolayısıyla Atlas ve Axis’de meydana gelen küçük sorunlar çok büyük problemlere yol açabilir. Üstelik bu bölgede yaşanan yaralanmalar, bölgenin sıra dışı anatomik ve klinik özellikleri nedeniyle tanı ve yaklaşımda güçlükler oluşturabilir.
Hayatınızı bu belirtiler ile mi geçiriyorsunuz?
Hastalığın tehlikesi yaşanan olaya göre değişkenlik gösterebiliyor
Üst servikal omurgada yaşanan travmalar oluş biçimine göre farklılık arz eder, tehlikesi de duruma göre değişiklik gösterir. Eğer yaralanma, yanlış kullanım ve kazalar sonucunda atlas ve axiste hasar varsa, yukarıda belirtilen şikayetler meydana gelir. Ancak kaza ve travma sonucunda yüzük formundaki iki kemikte kırıklar meydana gelmişse hayati tehlike söz konusudur. Hemen müdahale edilmelidir.
Tedavi için hastanın öyküsü de dikkate alınıyor!
Üst servikal bölge yaralanmaları, radyografik tetkiklerden biri olan ağız açık odontoid grafisi ile görüntülenebilir. Ancak bu tetkik tam olarak sendromun kesin tanısı için yeterli gelmeyebilir. Şöyle ki; oksipital kondil kırıkları, kafa travmaları ile sık görülen kranyal sinir yaralanmaları, grafilerle tanımlanması zor olan durumlardır, ek tetkikler gerekir. Sendromun tedavisinde multisidipliner bir yol izlenir ve hasarın oluştuğu yere göre farklı tedavi yaklaşımları uygulanır.