Başta Bursa olmak üzere yaklaşık 15 ilde tıbbi görüntüleme ve tanı merkezleri, tıp merkezleri ve farklı sağlık birimleriyle aylık 200 bini aşkın kişiye hizmet sunan BURTOM Sağlık Grubu, 2025 yılını kurumsal yapının güçlendirildiği, hizmet standartlarının yükseltildiği ve operasyonel verimliliğin en üst seviyeye taşındığı bir “konsolidasyon dönemi” olarak tamamladı. Grup, 2026’da ise verimlilik temelli bir büyüme stratejisiyle, güvenilir ve öncü bir sağlık kuruluşu olma misyonunu sürdürmeyi hedefliyor.
2025: kurumsal sürdürülebilirliğin pekiştiği yıl
2025’in BURTOM açısından özel bir yıl olduğuna dikkat çeken Serdar Küplü, 30. yılın yalnızca geçmiş başarıların kutlandığı bir dönem olarak görülmediğini vurguladı. Küplü, “Bu yılı; kurumsal yapıyı sağlamlaştırdığımız, hizmet kalitesini standartlaştırdığımız ve operasyonel verimliliği maksimum seviyeye çıkardığımız stratejik bir süreç olarak ele aldık. Kurumsal sürdürülebilirliğimizi güçlendirdiğimiz bir yılı geride bıraktık” dedi.
Aylık 200 binin üzerinde hasta trafiğinin güçlü bir altyapı ve etkin yönetim gerektirdiğini belirten Küplü, 2025’te tedavi edici hizmetlerin yanı sıra koruyucu sağlık ve erken tanı alanlarına olan talebin de hızla arttığını, bu doğrultuda teknolojik altyapı ve insan kaynağı yatırımlarının eş zamanlı olarak güçlendirildiğini kaydetti.
Dijital dönüşüm ve insan kaynağında bütüncül yaklaşım
BURTOM’un 30. yılı kapsamında yalnızca teknolojik modernizasyona değil, insan kaynağının gelişimine de odaklandığını ifade eden Küplü, dijital dönüşüm yatırımlarının kurumsal eğitim ve gelişim programlarıyla birlikte yürütüldüğünü söyledi. Küplü, “Yetkinlik temelli eğitim programları, şeffaf yönetim anlayışı ve adil performans sistemi kurumsal aidiyeti güçlendirdi. Bu yaklaşım sayesinde personel devir hızımız sektör ortalamasının altında seyrediyor” diye konuştu.
Zorlu ekonomik koşullara rağmen büyümenin sürdürülebilmesinin arkasında finansal disiplin ve orta–uzun vadeli planlamanın bulunduğunu vurgulayan Küplü, kısa vadeli çözümler yerine sürdürülebilirliği esas alan stratejilere bağlı kaldıklarını dile getirdi.
2026: sağlık turizmi ve yaşlı bakımında yeni adımlar
2026 yatırım programında sağlık turizminin stratejik bir büyüme alanı olarak öne çıktığını belirten Küplü, uluslararası hasta departmanının kapasitesinin artırılacağını söyledi. Küplü, “Sağlık turizmi bizim için kritik bir başlık. 2026’da bu alanda daha geniş bir uluslararası erişim hedefliyoruz. Bunun yanında, yaşlanan nüfus gerçeğini dikkate alarak yaşlı bakım merkezleri ve geriatri odaklı entegre tesisler için fizibilite çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı.
Verimlilik esaslı büyüme modeli
Yaklaşık 15 ilde faaliyet gösteren BURTOM’un büyüme stratejisinin “verimlilik esaslı genişleme” üzerine kurulu olduğunu aktaran Küplü, mevcut merkezlerde teknolojik donanım ve hizmet kapasitesinin artırılmasının öncelikli hedef olduğunu, stratejiyle uyumlu yeni lokasyon yatırımlarının da gündemde bulunduğunu belirtti.
850 kişilik kadroya sahip grubun, 2026’da istihdam politikasını nitelik ve uzmanlık odaklı bir yaklaşımla yöneteceğini ifade eden Küplü, “Sayısal büyümeden ziyade, spesifik uzmanlık alanlarında yetkin sağlık profesyonellerini organizasyonumuza kazandırmayı amaçlıyoruz” dedi.
10 yıllık vizyon: entegre sağlık ekosistemi
BURTOM’un uzun vadeli vizyonuna da değinen Küplü, grubun önümüzdeki 10 yılda konvansiyonel sağlık hizmeti sunan bir yapıdan, entegre sağlık çözümleri üreten, teknolojiyi merkeze alan ve uluslararası standartlarda hizmet ihraç eden bir sağlık ekosistemine dönüşmesini hedeflediklerini açıkladı.
Türkiye sağlık sektörüne ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Küplü, 2025’i sektör açısından “sürdürülebilirlik sınavı” olarak tanımladı. Medikal enflasyonun en önemli sorunlardan biri olduğunu belirten Küplü, 2026’da nitelikli insan kaynağı kıtlığı, artan iş gücü maliyetleri ve döviz dalgalanmalarına bağlı medikal gider risklerinin öne çıktığını söyledi.
Buna rağmen 2026’nın Türkiye için önemli fırsatlar barındırdığını vurgulayan Küplü, “Türkiye sağlık turizminde artık giriş seviyesi işlemlerden kompleks tedavilere geçiyor. Ülkemiz, ‘ucuz alternatif’ değil, ‘kaliteli sağlık merkezi’ olarak konumlanabilir” ifadelerini kullandı.





Yorumlar