DOLAR
32,3832
EURO
34,7182
ALTIN
2.403,38
BIST
10.105,56
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Az Bulutlu
16°C
Bursa
16°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
18°C
Perşembe Hafif Yağmurlu
21°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Hafif Yağmurlu
16°C

BAŞKAN AKTAŞ’TAN BURSALI NE BEKLİYOR?

Bursa Büyükşehir ve İlçe Belediyeleri, Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında enerjisinin büyük bir bölümünü dezenfeksiyon ve sosyal desteklere harcadı.

“Evde Kal” süreci ilk günlerinde sadece koronavirüs ile mücadele kapsamında düşünülse de sonraki günlerde aslında bunun bir fırsat olduğu Başkan Aktaş ve diğer İlçe Başkanları tarafından keşfedildi.

Aktaş’ın Bursa’da göreve başladığı günden bugüne, parti ayırt etmeksizin “görev odaklı” çalışmalarının icraatini bu süreç içerisinde gözlemleme fırsatımız oldu. Son yıllarda unutulmaya yüz tutmuş “El Birliği” ile çalışmanın sonucu verimli oldu ve Bursa’nın her köşesine “değişim” olarak yansıdı.

Başta Büyükşehir olmak üzere, Osmangazi, Yıldırım, yeni yerleşim bölgesi olması hasebiyle bir miktar da Nilüfer ilçelerinin yıpranmış yollarına yapılan asfaltlama çalışmaları Bursalı’nın yüzünü güldürdü. Zamanlama açısından iyi planlanmış olan bu çalışmaların en büyük yararı, ekiplerin “gece mesaisi” ile trafiğe kapalı yolların bulunmaması ve trafiğin bir aksamaya mahal vermemesiydi. Sadece bu planlama bile mesai saatlerindeki zaman kaybı, biriken trafik ve vatandaşın tepkisini minimuma indirmesi açısından son derece akıllıcaydı.

Son 6 haftalık süreçte Mudanya yolu, T1, T3 tramvay hatları, Setbaşı, Yeşil, Namazgah, İpekçilik ile Gökdere – Acemler arasında yıllardır bakımları yapılamayan yollar sil baştan yenilendi. Geçtiğimiz hafta sonu Merinos – Gökdere arası geliş istikameti yenilenen Ankara yolunun aynı güzergahdaki gidiş istikameti de bayram tatili boyunca devam eden çalışmalarla sonlandırıldı. Sadece sokağa çıkma yasaklarında yapılan çalışmalarla bugüne kadar 28 kilometrelik güzergah, yaklaşık 80 bin ton asfalt dökülerek sil baştan yenilendi.

Başkan Aktaş’ın “Krizi Fırsat’a çevirmek” olarak adlandırdığı bu süreç sadece üst yapı ile sınırlı kalmadı.

Bursa ve İlçelerinin nüfus artışı ile birlikte uzun yıllardır ihtiyacı olan “alt yapı” revize ve genişletme çalışmaları bu süreç içerisinde ele alınarak, 17 ilçede aralıksız devam ederken “acil öneme haiz” Mustafakemalpaşa ilçesine bağlı Çeltikçi Mahallesi’ndeki kanalizasyon hattı ve İnegöl İlçesine bağlı Çayyaka ve Rüştiye Mahallelerinin içme suyu hatları yenilendi.

Bursa’nın altyapı ağını gelecek yıllara taşımayı hedefleyen çalışmalar kapsamında Çayyaka ve Rüştiye Mahallelerine 690 bin TL’lik yatırım yaptıklarını dile getiren Başkan Aktaş, İki mahallemizde yapılan çalışmalar kapsamında 7.8 kilometrelik içme suyu imalatı gerçekleştirdik. Yaptığımız bu çalışmalar sayesinde hem bölgede yaşayan vatandaşlarımıza sağlıklı ve kaliteli su temini sağlamış hem de bölgedeki kayıp kaçak oranlarını kontrol altına almış olduk” diye konuştu.

Tecrübe ile sabittir ki, Belediye Başkanlığına seçilen kişiler halkın sevgi ve güvenini kazanabilmek için farklı yöntemler izlemişlerdir. Yapılan işin değerini görmeleri açısından seçmenin gözüne sokulan daima “şehri güzelleştirme” ve “makyajlama” olarak da bilinen “üst yapı” çalışmaları bir sonraki seçimler için bir yatırım değerindedir. Çünkü “alt yapı” çalışmaları yerin altında kaldığı için görünür ve işe yarar çalışmalardan kabul edilmez. Halk daima görüneni takdir eder düşüncesi, yeni yüzyılda artık farklı bir bakış açısına bürünüyor. Körü körüne bakmak dedikleri bu anlayış yavaş yavaş terkedilerek artık daha bilimsel ve çevreci bakış açısı ile öne çıkıyor. Oysa ki insan sağlığı, önüne neyi koyarsanız koyun hepsinden daha farklı bir önem arzeder. Kanalizasyon ve Temiz su sisteminin günün koşullarına göre yenilenmiş olması, şehrin hergün artan nüfus artışı ile birlikte düşünüldüğünde aslında üzerinde durulması gereken en hassas noktadır.

ALTEPE’NİN MİRASI BURSAYA BEDEL ÖDETİYOR

Ne yazık ki Bursa, Başkan Aktaş’tan önceki en az 15 yılını bu anlamda “ilgisiz ve öksüz” geçirmiş bir şehirdir.

Ve ne yazıktır ki;

Sürekli tribünlere oynayarak, çocukluk hayallerini gerçekleştirmek için Bursa’nın en önemli ve kalabalık alterlerini raylarla döşeyerek adeta bir “keşmekeş” haline getirmiş, şuursuz bir görev bilinci ve Bursaspor hayali ile son beş yılda tüm parasal kaynaklarını, iki takımın karşılıklı futbol maçı yapabilmesi için sonuna kadar tüketerek,  Sanayi kenti Bursa’yı Türkiye’de “iflas etmiş Belediye” statüsüne getirmiş yönetimlerin oyuncağı olmuş bir şehirdir.

Zaman zaman içinde bulunduğumuz farklı topluluklarda Bursa Büyükşehir çalışmalarıyla ilgili değişik görüşler ortaya çıkıyor. Önemli sayıdaki topluluk, seçimlerden bu yana yaptıkları değerlendirmelerde, Başkan Aktaş’ın Bursa’ya görünür bir şey yapmadığından ve hatta hiçbir şey yapmadığından dem vuruyor. Bunların içinde yerel ile genel yönetimleri aynı tutan ve birbiri ile bağdaştıran kızgın Ak Partili seçmenler de azınlıkta değil.

Takdir, göreceli bir kavram. Nereden ve nasıl bir düşünce yapısıyla baktığınıza bağlı.

Fikir beyan edebilmek için önce bilgiye sahip olmak gereklidir.

Başkan Aktaş göreve başladığında Altepe’den kalan borç miktarı 5 milyar TL. civarındaydı. Ve bu rakamın bir kısmı döviz olarak borçlanılmıştı. Döviz kurlarındaki artış ile birlikte borcun eksilmesi yerine, üzerine binen yük 700 milyon daha artış gösterdi. Borcun tutarı yerine kısa vadede ödenmesi gereken tarihin yaklaşmış olması esas zorluğun yaşanma nedeniydi. Tasarruf tedbirleri, israfın önlenmesi ile birlikte vadesi gelen borçlar ödendi ve kısa zamanda borç miktarı 4.2 milyar TL. seviyesine indirildi.

2019 Bütçe takvimi geldiğinde oldukça zorlanan Büyükşehir denge kurmakta oldukça zorlandı. Gelir gider arasındaki farkın 250 milyon TL.’ye kadar indirilmesi zaten “el-kol bağlı” ifadesinin karşılığıydı. Açıkta bulunan  farkın 170 milyon TL. si dış borçlanma ve kalan 80 milyon TL. nin de iç borçlanma ile karşılanması öngörüldü.

Zaman çabuk geçti ve 2020 bütçesi yapıldı. Bu kez bütçe açığı 200 milyon TL. idi. Bu farkın 165 milyon TL. si yine dış borç ile kalan 35 milyon TL.si de iç borçlanma ile karşılanmak üzere kabul edildi.

Rakamlar ne söylüyor?

Altepe yönetiminin mirası, son iki yıllık bütçe miktarları ile kıyaslandığında Bursa gibi Türkiye’nin Sanayi Kenti’ne “beş yıl boyunca bir tek çivi çakmadan” sürekli borç ödemeyi gerektiriyor. Peki bu mümkün mü? Elbette değil. Belediye imkanlarını genişleterek gelir sağlamak için bulmaya çalışılan yöntemler kanunlarla sınırlı. Yapabileceğiniz tek şey Ankara ile aranızı sıkı tutmaktır. İşte Aktaş’ta ağırlıklı olarak bunu yapıyor.

Kimine göre başarılı bulunan yöneticiler, kimilerine göre başarısız sayılıyor. Kişi menfaatleri her zaman ön planda. Oysa tablonun tamamına çoğu kişi vakıf değil. Sorunun, bugünün sorunu olduğunu savunan ve esas sorunun geçmişten gelen ağır manzaradan kaynaklandığını bilenler ve görenler aynı fikirde değil.

Empati, burada hayata yorum yapabilmek için yardımcı olacak en büyük kavram. Sosyal Empati’nin esas öğretisi “içeriği görmektir”. Aynı zamanda Sosyal Empati geniş bir bakış açısını gerektirir. Böylece olayları daha detaylı açılardan görme fırsatımız olur.

Evet, Başkan Aktaş’ın seçim beyannamesinde onlarca başlık var. Aktaş, seçim beyannamesini açıklarken Büyükşehir bütçesinin durumunu bilmiyor muydu? Tabii ki biliyordu. Ancak iyi bir yöneticinin yapması gerekeni yapacağını da biliyordu. Hiç bilmediğiniz bir kişinin masasının çekmecelerinde nelerin olduğunu bilemezsiniz. Ancak o masaya oturduğunuzda, açtığınız çekmecelerden neler çıktığını görebilirsiniz. Kabul edelim ki Aktaş, makamına oturduğunda “çok ağır bir manzara” ile karşı karşıya kalmıştır.

Tabii ki üç göbek yerli bir Bursalı olarak, seçim beyannamesinde taahhüt edilen yatırımların sırasıyla yapılarak çok modern ve daha iyi şartlarda yaşanılabilen bir Bursa’yı tercih ederim. Ancak yeni birşeyler inşa etmenin bütçe gerektirdiğini ve ister istemez rakamlara bağlı bir kabiliyet gerektiği de gözden kaçmamalıdır.

Bu satırları neden kaleme aldım?

Amaç, kimseye -tabiri affedin- ama “goy goy yapmak” değil. Zaten buna da ihtiyaç hasılı bir durum sözkonusu değil. Bugün nasıl Bursa’nın önceki yönetimini yanlışlıkları ile eleştiriyorsak ayı eleştiriyi yanlışa düşen tüm Yerel Yöneticiler için yapmamız bu şehrin menfaatinedir.

Hiç mi yapılan iyi bir şey yok şeklindeki sorular, boş hayaller için ya da sırf “yakın çevrelerine menfaat sağlamak için” açılmış ihalelere akıtılan oluk oluk paranın karşılığı değildir.

Yerel Yönetimlerimizdeki idarelere oy vermiş olun veya olmayın fikrim şudur;

Bursa, uzun yıllardan bu yana 17 ilçesi ile birlikte bu kadar iyi bir “çalışma ekibine” sahip olamamıştı. Beğenirsiniz, beğenmezsiniz tüm Belediye Başkanlarımızın kendilerine göre özgüvene ve dostluğa dayalı çalışmaları takdire şayandır. Bu birliktelikte en büyük pay önce Başkan Aktaş’ın muhalif Belediye Başkanlarına uzattığı “dost eli” ve akabinde o uzanan eli aynı samimiyetle sıkan “muhalif başkanların” dır.

Bu birliktelikten ortaya çıkan güç Bursa’ya her zaman pozitif bir yatırım olarak geri dönecektir. Bugüne kadar yaşanan süreç bu birliktelikteki devamlılığın bir emaresidir.

Bu vesile ile birlikte dosthane bir şekilde çalışarak Bursa’ya katma değer sağlayan tüm Yerel Yönetim başkanlarımıza şükranlarımı sunuyorum.

KORONAVİRÜS SONRASI NORMALLEŞMEDE MİYAT: 1 HAZİRAN

Yeni Normalleşme süreci planlandığı şekilde “yeni kararlar” ile devam ediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla birlikte alışılmadık bir hayatı yaşamakta olduğumuz yaklaşık 90 günlük süreci biraz olsun terkederek, normal yaşantımıza yeni önlemlerimizle dönmeye çalışıyoruz.

Maske, mesafe ve Temizlik kavramları artık hayatımızın en önemli parçasını oluşturacak.

Sokağa çıkma yasaklarına bir müddet daha devam edileceği, 65 yaşüstü sokağa çıkma sınırlamasının 14-20 saatleri arasında istisna olma uygulamasının geçerli kılınacağı ve 20 yaş altıyla ilgili sokağa çıkma uygulamasının 18 yaşa indirilmesi kararı enerjimizi farklı alanlara aktarabilmemiz açısından önem arzediyor. Motivasyon bu sürecin en büyük ilacı.

1 Haziran tarihi itibariyle restoran, kafe, yüzme havuzu, kaplıca türü işletmeler belirlenen kurallar dahilinde saat 22’ye kadar hizmet vermeye başlayacak. Eğlence mekanları ve nargile satışı bu kapsamın dışında.

Plajlar ve milli parklar, Müze ve ören yerleri  1 Haziran’dan itibaren faaliyete geçiyor. Deniz turizmi, balıkçılığı ve taşımacılığı ile ilgili sınırlamalar da belirlenen kurallar dahilinde kaldırılmış durumda.

Bireysel sporlarla ilgili sınırlamalar kaldırılıyor. Sürücü kursları, benzeri kurslar 1 Haziran’dan itibaren hizmet verebilecek duruma geçiyor. Umarız, bir daha böyle bir süreç bizden ve insanlıktan uzak olsun.

ETİKETLER: