Deprem bölgesindeki gıda arz güvenliği sağlanması amacıyla domates başta olmak üzere bazı tarımsal ürünlerin ihracatına getirilen kısıtlamalar üretici ve ihracatçıları zor durumda bıraktı. Mevcut şartlarda üreticilerin ayakta kalmasını sağlayan en önemli unsurun üretilen ürünün bir bölümünün ihraç edilmesi olduğunu kaydeden UYMSİB Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, “Bu dönemde ihracatın yasaklanması üretimden kaçışı hızlandıracak, ihracat pazarlarının kaybedilmesine de yol açacaktır. Acilen bu karardan geri dönülmeli” dedi.
Tarım Bakanlığı, Gıda Kontrol Genel Müdürlüğü’nün 02 Mart 2023 tarihinde yayınladığı bir yazı ile deprem bölgesindeki gıda arz güvenliği sağlanması amacıyla bazı tarımsal ürünlerin ihracatına getirilen kısıtlamalar üreticileri memnun etmedi. Aynı yazıda son günlerde piyasalarda domates fiyatlarındaki artış gerekçe gösterilerek, domates ihracatının da 14 Nisan tarihine kadar yasaklandığının belirtilmesi üzerine üretici ve ihracatçılar alınan kararının sektöre zarar vereceği görüşünde.
Kararı değerlendiren Uludağ Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (UYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Senih Yazgan, kararın üreticiler, ilgili sektörler ve ihracatçılarla bilgi paylaşılmadan alınmasını doğru bulmadıklarını belirterek, “Acilen bu karardan geri dönülmeli. İhracatın yasaklanması yerine firmaların ihracat kapasitesi oranında ihracat kotası konularak üreticilerimizin ve elde edilmiş olan pazarların korunması sağlanmalı. Aksi halde geri dönüşü olmayan yaralar açılacak” açıklamasını yaptı.
İhracatın yasaklanması üretimden kaçışı hızlandırır
Tek ekim domates üretiminin aşırı yüksek hasat döneminde olduğunu ve mevsimsel olarak havaların da ısınmasıyla domates üretim miktarlarının çoğalacağını söyleyen Yazgan, “Üretimde artan girdi maliyetlerine bağlı olarak 1 kg domates kazançsız yaklaşık 8-10 TL’dir. Bu rakama hasat işçiliği, paketleme, nakliye ve diğer girdiler eklendiğinde üreticilerimizin ürünlerini piyasaya arz edeceği rakamlar ortaya çıkacak. Oluşan bu maliyetler karşısında üreticilerimizi ayakta tutabilecek tek alternatif, üretilen ürünün bir bölümünün ihraç edilmesidir. Bu dönemde ihracatın yasaklanması üretimden kaçışı hızlandıracak, ihracat pazarlarının kaybedilmesine de yol açacaktır. Bu durumun akabinde, Nisan ve Mayıs aylarında mevsim normallerinin altında üretim miktarı olacağı gibi, üreticilerin ağır zararlarının yanı sıra fiyatlarda mevsim şartlarının üstünde olacaktır” dedi.
Elde edilen pazarların bir günde kaybedilmesi söz konusu
Deprem felaketinden ötürü ağır tahribat gören Hatay, Adıyaman bölgesinden gelen ihracat paketleme evlerinde ve seralarda toplama faaliyetlerinde on binlerce işçinin istihdam edildiğini vurgulayan Yazgan, yaralara bir nebze de olsa merhem olunduğunu ifade etti. Alınan karar neticesinde, ihracatçı firmaların işletmelerinden işçilerini çıkarmak zorunda kalacağını ve ağır olan yaraların iyice artacağının altını çizen Yazgan, sözlerine şöyle devam etti:
“Uzun uğraşlarla kazanılan uluslararası pazarlarımızda en önemli beklenti, tedarikçi ülkelerin sürdürülebilir arzının olmasıdır. Bu kararla elde edilen pazarların bir günde kaybedilmesi söz konusu. Kaldı ki, rakibimiz olan başta İspanya, Yunanistan, Fas, Tunus gibi ülkeler bu pazarlarımıza girdiklerinde yerimizi tekrar alabilmemiz mümkün olmayacak. Bu pazarların kaybı bir sonraki senenin üretim planlamasını ciddi etkileyecek. İhracat, 14 Nisan’da açılsa dahi yabancı zincir marketler başka tedarikçi ülkelerle anlaşmalar yaparak taahhüt verecektir ve Türkiye için dönüşü uzun yıllar alacak. Ayrıca, rakip üretici ülkeler özel ve uzun süreli anlaşmalar yapmadan ürünlerini vermeyeceklerdir. Bağlayıcı olmak için durumu fırsata çevireceklerdir.”
Sektör ağır tahribat görecek, tahsilat kaybı olacak
Zincir marketlerin taahhütler altında olan Türkiye’deki ihracatçılara ve üreticilere ağır sorumluluklar yüklediğine dikkat çeken Yazgan, “İzin verildiğinde ihracat yapabilecek maddi güçteki ihracatçı firma sayısı ciddi şekilde azalacak, sektör ağır tahribat görecek. Ayrıca devam etmeyen ticari faaliyetteki ticari alacaklarda ciddi tahsilat kaybı olacak. Hâlihazırda, taahhüt edilmiş ve işletmelerde yabancı marketlere hazırlanmış ürünlerin an itibariyle yasak kapsamına girmesi milyonlarla ifade edilen değerlerin kaybolmasına neden olacak” diye konuştu.