Bursa Genç Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (GESİAD), Sinerji Toplantısı’nda Emekli Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’yı ağırladı. Bursa Genç Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (GESİAD) Sinerji Toplantısı’nı Almira Otel’de gerçekleştirdi. Yeni üyelere rozetlerinin de takıldığı toplantının konuğu Emekli Tümamiral Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı oldu.
Geceye AK Parti Bursa Milletvekili Refik Özen, Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Murat Demir, BUSİAD Başkanı Buğra Küçükkayalar, TÜRKONFED Başkan Yardımcısı ve MARSİFED Başkanı Ramazan Kaya, BALKANTÜRKSİAD Başkanı Fatih Şakir, BALKANTÜRK Eğitim Vakfı Başkanı İlhan Uslu, Bursa Ticaret Borsası Başkan Yardımcısı İsmail Aslım, GESİAD Kurucu Başkanı M. Orhan Efe, ARSİYAD Başkanı Gürsel Durmuş, KalDer Bursa Şubesi Başkanı Emin Direkçi, Bursa UNESCO Derneği Başkanı İlker Özaslan ile GESİAD üyeleri ve eşleri katıldı.
Bursa Genç Sanayici İş İnsanları ve Yöneticileri Derneği (GESİAD) Başkanı Murat Kaya, açılış konuşmasında 2022 yılının başında dile getirdiği konuları hatırlatarak, “Son 2 yıldır olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. ‘Olmaz’, ‘yaşanmaz’ denilen her şeyi bu dönemde yaşadık ve yaşamaya devam ediyoruz. Salgın, savaş, ölüm ve kıtlık, bir başka ifadeyle ekonomik buhran. Biz üretim sevdalısı genç müteşebbisler olarak, üretim, ihracat ve istihdamdan başka bir şey düşünmezken; bu yaşananların ağırlığı altında mücadele etmek zorunda kaldık. Ve ‘Bu yük her geçen gün bizi adeta silindir gibi eziyor’ demiştim ve ‘Mahşerin dört atlısı üzerimize geliyor’ diye vurgulamıştım. Bugün geldiğimiz noktada Rusya-Ukrayna savaşı 10 aydır devam ediyor, önemli ihracat pazarlarımızdan Avrupa’da ve ABD’de resesyon yaşanıyor, Avrupa ülkeleri enerji krizi yüzünden bu kışı nasıl geçireceğiz diye düşünüyor. Türkiye, Covid 19 salgını sonrasında yükselen enflasyon eğilimi karşısında enflasyonu hedef alıp düşürmeye çalışan pek çok ülke ekonomisinin tersine büyümeyi yüksek tutmayı ve istihdamı önce korumayı sonra da artırmayı hedef aldı. Açıklanan enflasyonun yüzde 85 fakat üretici fiyatları enflasyonunun yüzde 160’a yakın artması enflasyonun üç haneli olduğu gerçeğini gizleyemiyor. Üstelik bir de önümüz seçim” diye konuştu.
“Üretmeye devam etmek istiyoruz”
Bütün iyimserliklerine, üretim sevdalarına rağmen yalnız bırakıldıklarını hissettiklerini belirten Kaya, “Girdi maliyetlerinin yüksekliği, enerji maliyetlerinin önüne geçilemeyecek boyuta geldiği, Avrupa’daki resesyondan dolayı bu maliyet yüksekliklerine bir de iş kayıplarının eklenmesi 2023 yılının en yalın anlatımıyla ‘zor’ geçeceğini gösteriyor. Çözüm önerileri olarak, finansa erişimin kolaylaşmasını, girdi maliyetlerinin düşürülmesini, enerji maliyetlerinin her ne kadar sübvanse edilse de hâlâ yüksek olduğu için düşürülmesini, EYT çıkarsa firmalarımızın üzerine gelecek mali yükün hafifletilmesini, belki de en önemlisi asgari ücret yükseltilirken işverenin üzerindeki yükün sıfırlanmasını önemle talep ediyoruz. Aksi halde bu negatif tablonun istihdama olumsuz etki edebileceği endişesindeyiz. Bizler üretmeye, ihracat yapmaya, katma değer sağlamaya ve istihdam sağlamaya devam etmek istiyoruz” diye konuştu.
“Her konuda birlik ve beraberlik içinde olmalıyız”
Başkan Kaya, toplantılarına konuk olan Emekli Tümamiral Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı’yı ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ifade ederek, şunları söyledi:
“Biz büyük Atatürk’ün ‘Yurtta Sulh, Cihanda Sulh’ sözünün arkasındayız. Bir karış toprağımızdan da asla vazgeçmeyiz. Kimsenin toprağında gözümüz olmadığı gibi, kimsenin de toprağımıza göz dikmesine müsaade etmeyiz. Bu, güney sınırlarımızda olduğu gibi Ege kıyıları, hatta Akdeniz’deki haklarımız için de geçerlidir. Ekonomimizden devletimizin yüksek menfaatlerine kadar her konuda birlik ve beraberlik içerisinde olmamız gerektiğini belirtmek isterim. Toprak bütünlüğümüz, istiklalimiz, bayrağımız ve mavi vatanımız, kırmızı çizgimizdir. Ne mutlu Türküm diyene…”
TÜRKONFED Başkan Yardımcısı ve Marmara ve İç Anadolu Sanayici ve İş Dünyası Federasyonu (MARSİFED) Yönetim Kurulu Başkanı Ramazan Kaya ise, 2016-2018 döneminde GESİAD başkanlığı yaptığını ve derneğin geldiği noktanın kendisine gurur verdiğini söyledi
Bursa Büyükşehir Başkan Vekili Murat Demir ise Bursa ekonomisinin gelişimine katkı sağlayan GESİAD’a başarılar dilerken, “GESİAD, Bursa’daki STK’ler açısından öncü olanlardan biri. Ülke ekonomisinin lokomotifi olan şehrimizde önemli işlere imza atıyor ve girişimcilere ve genç iş insanlarına ilham oluyor. Türkiye’nin üretim üssü olan Bursa’nın bu alanda gelişmesi anlamında bu tarzda etkinlikler genç insanlarına yeni ufuklar açmaktadır” şeklinde konuştu.
“Yarım kalan hikayeleri tamamlıyoruz”
AK Parti Bursa Milletvekili ve TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkan Yardımcısı Refik Özen de Bursa’nın Türkiye’nin dördüncü büyük ili, ihracatta ikinci büyük ili, Osmanlının ilk başkenti olmasıyla önemli bir tarih bir şehri ve birçok yönüyle proaktif bir şehir olduğunu kaydetti.
Özen konuşmasında savunma sanayinde yarım kalan hikayeleri tamamladıklarını belirterek, “TOGG’u Bursa’da inşa ederek, Anadol’un yarım kalan hikayesini tamamladık. Savunma sanayinde büyük önder Atatürk sayesinde önemli adımlar atılmıştı. O dönem için muazzam işlere imza atıldı. Ancak daha sonraki yıllarda bu alandaki hikayeler de yarım kaldı. Şimdi bu bu yarım kalan hikayeleri de tamamlıyoruz. Yeter ki gençlere inanalım ve onların önünü açalım. Bu millete ‘Yapamazsınız, edemezsiniz’ şeklinde öğretilmiş bir çaresizlik var. Biz bu zinciri kırdık. Dolayısıyla biz bu kazanımlarla masada da güçlü hale geliyoruz. Bu milletin haklarını kimseden çekinmeden savunmaya devam edeceğiz” dedi.
“Türkiye’nin 7 tarafı denizlerle çevrilidir”
Sinerji Toplantısı’nın konuğu olan Emekli Tümamiral Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Cihat Yaycı da “Mavi Vatan” başlıklı sunumunda Bursa’nın ekonomik, siyasi ve güvenlik açısından önemli bir şehir olduğunu, 135 kilometrelik sahil bandı bulunduğunu belirterek, Bursa’nın denizcilik ve denizcilik tarihi açısından da önemli bir şehir olduğunu söyledi.
Mavi Vatan tanımının kendisine ait olduğunu ifade eden Yaycı, “Mavi Vatan, ilan edilmiş ya da ilan edilmesi öngörülen uluslararası deniz hukukuna uygun hak ve menfaatlerimiz çerçevesinde deniz etki alanlarımızdır. 462 bin kilometrekare deniz sahili ile Türkiye denilince akla hem karası hem de denizi gelmeli. Türk denizcilik tarihine baktığımız zaman ‘Mavi Vatan’ın babası kimdir, diye sorarsanız ben size Oğuz Kağan derim. Suyu yöneten, toprağı yönetir. Osmanlı döneminde kaptan-ı deryalık sadrazam makamı kadar önemli bir makamdı. Osmanlıyı ‘deniz kokan imparatorluk’ diye tarif ediyorlardı. Denizde büyüyen bir imparatorluktu. Bu nedenle Osmanlıyı zayıflatmak için öncelikle imparatorluğun donanması küçültülmeliydi” diye konuştu.
Yaycı, Türkiye’nin yüzde 80’inin denize kıyısı olduğunu, bu nedenle bir deniz ülkesi olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
“Bizim ülkemiz denizle ikiye bölünmüştür. Dünyada eşi benzeri yoktur. Küçük parçası Trakya, büyük parçası da Anadolu’dur. Türkiye bir yarımada ülkesi değildir. Türkiye, Anadolu ve Trakya yarımadaları olmak üzere iki yarımada ülkesidir. Bu nedenle de Türkiye’nin 3 tarafı değil, 7 tarafı denizlerle çevrilidir.”
“Denizlerimize sahip çıkmamız gerekiyor”
Dünya ihracat ve ithalatının hacim olarak yüzde 90’ının deniz ulaşımı ile yapıldığını anlatan Yaycı, şunları söyledi:
“Dünyanın yüzde 70’i su. Dünya nüfusunun yüzde 75’i de deniz kıyısında yaşıyor. Petrol, doğalgaz, turizm vs. hepsi deniz kenarında. Ham petrolün yüzde 70’i, diğer ihtiyaç maddelerinin yüzde 85’i deniz ulaşımı ile sağlanıyor. Deniz ulaşımı dünya ekonomisine 400 milyar dolar katkıda bulunmaktadır. Dünya deniz ticaretinin yüzde 30’u bizim bulunduğumuz bölgede döner. Ama biz bundan yüzde 1 pay bile alamıyoruz. Deniz yolu; hava yolundan 22, demir yolundan 3,5 kat, kara yolundan 7 kat daha ucuz. Vergilerimizin çoğu petrole gidiyor. Eğer Türkiye taşımacılıkta karadan denize doğru bir ulaşım politikası oluştursa çok ciddi kâr elde eder. Türkiye’nin yüzde 80’i deniz hududu ama deniz taşımacılığı oranı yüzde 4,5. Dünyada petrolün yüzde 30’undan fazlası, doğalgazın da yüzde 50’sinden fazlası denizlerden çıkıyor. Dolayısıyla denizlerimize sahip çıkmamız gerekiyor. Öte yandan dünyada kişi başına balık tüketimi 16 kilo, AB’de 25 kilo, Japonya’da 70 kilo iken Türkiye’de 3,5 kilo. Balıkçılık, istihdam açısından da önemli. Bir kişilik istihdam oluşturmak için 60-70 bin dolarlık yatırım yapmak lazım. Ama balıkçı istihdamı için bu rakam 10 bin doların altına iniyor. Türkiye’de bunun da yapılması lazım. Bugün Akdeniz’de yaklaşık bir milyon tekne var. Bunlar için ise sadece 500 bin bağlama yeri var. Bugün teknesi olanlar bağlayacak yer bulamıyor. Risksiz yatırım marina… İş insanları bunu da göz önünde bulundursunlar. Yine Türkiye’nin denizlerinin altı doğal kaynaklara sahip. Bunlardan biri de gaz hidrat. Türkiye’nin çevresi gaz hidrat ile çevrili ve enerji anlamında ciddi bir potansiyel.”
Sinerji toplantısında ayrıca yeni üyelere rozetleri takılıp, üyelik belgeleri takdim edildi. Yeni üyelerin isimleri şöyle:
Sercan Sürgün (Termoteks Tekstil), Yaşar Can Koyuncu (Esa Lojistik), İsmail Gölmeksiz (Çalıkuşu Lojistik), Mustafa Parıldayan (Qup Group Yüksekte Çalışma ve İş Güvenliği), Kürşad Behman Eyrice (Özel Eyrice Diş Ağız Ve Diş Sağlığı Merkezi), Sinan Alp (İzmakpar Ltd. Şti.), Murat Çelik (Stark Metal Makine), Hasan Meriç (Körfezet Gıda), Can Kaptan (Köker İnşaat), Bülent Uçar (Serbest Muhasebeci-Mali Müşavir), Fırat Beleş (Alpin Kimya A.Ş.), Mehmet Can Sazcılar (Sazcılar Otomotiv), Yavuz Berker Akın (Teracity Yazılım A.Ş.), ve Erdal Cem Özdemir (Teracity Yazılım A.Ş.).
Gecenin sponsorları olan Uluç Cihan (Cihan Grup) ve Mehmet Kuyu’ya (Mekaş Yemek Sanayi) da plaketleri verildi.