CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, yaptığı basın açıklamasıyla üniversite kayıtlarını ve yaşanan barınma sorunlarını gündeme getirdi. Karabıyık, yurt fiyatları sebebiyle öğrencilerin cemaat ve tarikat yurtlarına mecbur bırakıldığını iddia ederek ”Özel öğrenci yurtlarının fiyatları aylık 3 bin 500 lira ile 12 bin lira arasında değişiyor. Bu durum kimi örnekte öğrencilerin cemaat ve tarikat yurtlarına mecbur kalmasına neden oluyor.” dedi.
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık, yaptığı basın açıklamasıyla üniversite kayıtlarını ve yaşanan barınma sorunlarını gündeme getirdi.
CHP Eğitim Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Lale Karabıyık’ın açıklaması şöyle: “Bu yıl zorlu bir çalışma döneminin ardından YKS’ye giren 105 bin öğrenci üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmadı. 86 bin 975’i devlet ve 18 bin 977’si vakıf üniversitesini kazanan toplam 105 bin 772 gencimiz eğitimine devam edemeyecek…
Yüzbinlerce kontenjanın boş kaldığı bilgisi de kamuoyuna yansıdı. İlk tercihte dolmayan kontenjanlara ek olarak üniversiteyi kazanmasına rağmen kayıt yaptırmayan öğrencilerle birlikte üniversitelerde 122 bin 209 kontenjan boş kaldı.
Üniversite eğitimi için İstanbul’u tercih eden 15 bin 92 öğrenci kayıt yaptırmadı. Bu sayı Ankara’da 3401, İzmir’de 2568, Antalya’da ise 2318.
İktidarın yarattığı ekonomik kriz nedeniyle yoksulluk ve yoksunluk ile mücadele eden öğrencilerimiz, bir yandan da barınma sorunu yaşıyor.
Öğrencilerin çözülmesi gereken sorunlarının başında yurt yani barınma geliyor. Bakan yurt kapasitemiz 800 bini geçti dedi; ancak Yükseköğretim düzeyinde KYK’ya bağlı 800 yurtta örgün eğitimdeki öğrencilerin sadece yüzde 20’sine yurt sağlanabildiğini biliyoruz.
Dünyada ise yurt ihtiyacı karşılanan öğrenci yüzdesi 45-50. Bunu unutmamak gerekiyor.
Öğrencilerin zaten çok azı için ulaşılabilir olan ve öğrencilerin çoğunun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak KYK yurtları, yüksek ücretleri ile daha da ulaşılamaz hale geldi.
Devletin sorumluluğu olan barınmayı yerine getirmemesi nedeniyle çok sayıda öğrenci özel yurtlara yöneliyor. Özel yurtlardaki artan fiyatlar da, ekonomik krizin altında ezilen ailelerin ve gençlerin yükünü daha da artırıyor.
Özel öğrenci yurtlarının fiyatları aylık 3 bin 500 lira ile 12 bin lira arasında değişiyor. Bu durum kimi örnekte öğrencilerin cemaat ve tarikat yurtlarına mecbur kalmasına neden oluyor.
Biz sürekli “Devlet yurtları yapsın.” derken, “Hayır devlet yapmayacak, cemaatlere, vakıflara bırakacağız.” şeklinde bir diretme söz konusudur. O zaman amaç, gençlere barınma sağlamak değil de, nesilleri siyaseten şekillendirmek midir? Eğer barınma sağlamak amaç olsaydı gençlerimizin maksimum yararı dikkate alınırdı; ancak bu yapılmamaktadır.
Yurtlarda barınma imkanı bulamayan gençlerimizin alternatif olarak düşündüğü ev tutma fikri ise, artan kira fiyatları nedeniyle imkansız oldu. Şuan evde kalan ara sınıf öğrencilerimiz bile artan kiralar nedeniyle evden ayrılıp yurda çıkmayı planlıyor. Bu nedenle, mevcut durumda bile zaten yetersiz olan yurt kapasiteleri, öğrencilerimizin barınma ihtiyacını karşılamaktan uzaklaşacaktır.
Barınma sorunu ve ekonomik krizin gençlerimizin geleceğine etkisini açıkça görüyoruz. Bu hayat pahalılığında üniversitede çocuğu okuyan/okuyacak aileler kara kara düşünmeye başladı. Bu yıl çocuğunun giderlerini karşılayamadığı için bazı aileler üniversiteye kayıt bile yaptıramadı.
Üniversite kayıtlarındaki sayılardan da gördüğümüz gibi, yüz binlerce öğrencimiz, artan barınma maliyetleri nedeniyle eğitimine devam edemiyor. Bu gerçek unutulmamalı, öğrencilerimiz desteklenmelidir.
CHP’li Belediyelerimiz öğrencilerin yurt sorunlarını çözmek için var gücüyle çalışırken, iktidar gençleri yok sayan politikalarını sürdürmektedir.
Yurt ihtiyacı karşılanmayan ve maddi yoksunluk çeken öğrencilerimize kira yardımı yapılmalıdır. Daha üniversiteye başlamadan gelecek kaygısı ile baş başa bırakılan öğrencilerimiz desteklenmeli ve iktidarının hatalı politikalarının kurbanı edilmemelidir. Daha fazla vakit kaybetmeden gereken tüm tedbirler alınmalıdır. Aksi halde eğitimde telafisi mümkün olmayan durumlar ortaya çıkacaktır.