Veteriner Hekim Uğur Selin Çelikten, evcil hayvanların ağız sağlığı ile ilgili önemli uyarılarda bulundu
Veteriner Hekim Uğur Selin Çelikten, evcil hayvanların ağız sağlığı ile ilgili önemli uyarılarda bulundu. “Sağlıklı ağız, sağlıklı ve uzun bir ömür demektir” diyen Çelikten, diş hastalıklarının zamanla, böbrek rahatsızlıklarına neden olabileceğine dikkat çekti.
Kediler ve köpekler de tıpkı insanlar gibi düzenli ağız bakımına ihtiyaç duyarlar. Veteriner Hekim Uğur Selin Çelikten’in verdiği bilgiye göre; ağız sağlığı, evcil hayvanların genel sağlık durumlarının bir göstergesi olabilir.
Kedi ve köpeklerde diş ve diş eti hastalıkları, tedavi edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir “ diyen Çelikten ağız ve diş sağlığını korumak için düzenli bakım yapmanın önemine dikkat çekti.
“Küçük dostunuzun ağzında koku fark ederseniz bu durumu çok bekletmeden çözmeye odaklanın” uyarısında bulunan Uğur Selin Çelikten
“Sağlıklı ağız, sağlıklı ve uzun ömür demektir. Diş hastalıkları, böbrek rahatsızlıklarına neden olabilir. Ayrıca tedavi ne kadar ertelenirse küçük dostunuzun o kadar diş kaybetme ihtimali artar. Ağız sağlığı aynı organ yetmezliği kadar önemsenmesi gereken bir durumdur” dedi.
Kedi Ve Köpeklerde Diş Sağlığı İçin Altın Tavsiyeler:
Uygun fırça ve macun seçimi
“Kedi ve köpeklerin diş bakımı için en temel tavsiye dişlerinin düzenli olarak fırçalanmasıdır. Her ne kadar kuru mama diş fırçalama etkisi yapıyor gibi gözükse de diş etlerine ve arkadaki dişlere diş fırçalamanın verdiği mekanik hijyeni sağlamamaktadır. Kediler ve köpekler için özel olarak üretilmiş diş fırçaları ve diş macunları kullanın. İnsan diş macunları onlar için zararlı olabilir.
Diş fırçalama alışkanlığı ilk kazanılırken kedi/köpeğinizin diş etleri bir miktar kanayabilir, bu normaldir. Eğer bir dişlerinde ve diş etlerinde bir sağlık sorunu yoksa bu zamanla geçecektir” şeklinde konuşan Çelikten kedilerin gingivit ve stomatit denilen diş eti hastalıklarına, köpeklerin ise diş taşı oluşumuna çok yatkın olduklarını vurguladı.
Uğur Selin Çelikten diş fırçalaması ile ilgili şu önemli bilgileri verdi:
Solüsyonlar ne diş taşını önler, ne de diş eti hastalıklarını iyileştirir!
“Kedi veya köpek diş fırçalamaya bebeklik yaşlarında alıştırılmalıdır. Küçük dostunuz bebeklik çağını geçti ise hayvanlar için üretilen et suyu aromalı olan yutulabilir diş macunları ile küçük dostlarımızı diş fırçalanmasına teşvik edebiliriz. Bununla birlikte hemen diş fırçasına geçmektense; parmaklara takılan çorap şeklinde parmak diş fırçaları, daha sonra yeniden parmağa takılan fırça şeklinde parmak diş fırçası ve bu şekilde adım adım kedi/köpek diş fırçasına geçmek ya da bu adımlardan birinde kalmak küçük dostunuzun diş fırçalanmasından korkmasının önüne geçebilir. Böylece diş fırçalamak onun için stresli bir duruma dönmeyecektir.
Suya katılan diş taşı önleyici olduğu iddia edilen solüsyonlar ne diş taşını önler ne de diş eti hastalıklarını iyileştirir. Aynı insanlardaki gibi hayvanlarda da dişler fırçalanmazsa dişlerin yüzeyinde plak oluşur zamanla bu plak diş eti problemlerine yol açar ve diş taşlarını oluşturur.
Ağız kokusu varsa acil önlem alın!
Kedi veya köpeğinizde ağız kokusu varsa dişlerinde veya dişetlerinde problem olması çok yüksek ihtimaldir. Bu durumda hasta hemen muayene edilmelidir. Diş taşları, diş eti enfeksiyonu, tümör, dişte kırık, düşmemiş süt dişleri, Calicivirus gibi hastalıklar kaynaklı dilde yaralar, stomatit, mine hipoplazisi gibi birçok sorunun tanısı muayene esnasında konulacaktır. Hekiminiz diş taşları varsa bunları sedasyon (hafif bayıltma) yardımıyla temizleyecektir. Kedi ve köpekler diş taşları temizlenirken insanlar gibi ağızlarını açıp cihazın verdiği hassasiyete rağmen usluca öyle beklemezler. Kliniğimizde biz bu işlemi aynı bir ameliyat hazırlığı yapar, hastayı entübe edip oksijen ünitesine bağlarız. Böylece diş taşlarını kırma esnasında cihazın bol su püskürtmesini sağlayarak, cihazın diş etlerinde çekilmeye sebep olmasının önüne geçiyoruz. Hastanın entübe edilmesi ile işlem esnasında bol su kullanımı nedeniyle patili dostumuzun boğulma gibi risklerini de ortadan kaldırıyoruz. Diş taşı oluşan bir hasta, diş taşlarının daha da artması için bekletilmemelidir. Çünkü diş taşları, diş köklerine doğru da ilerler, diş etini iter ve çene kemiğini eritir. Bu durumda diş taşı temizlemenin yanında sorunlu tüm dişleri çekmekten başka çare kalmaz.”
Diş sağlığı ve diş cerrahisi alanında birçok özel eğitime katıldığını ve bu alanda uzmanlaştığını belirten Uğur Selin Çelikten sözlerine şöyle son verdi:
“Klinik olarak diş sağlığı ekipmanlarına oldukça yatırım yaptık. Diş sağlığı uzmanlık alanlarımızın başında geliyor, birçok vakada özel teknikler kullanıyoruz. Örneğin kırık dişler, düşmemiş süt dişleri veya çeşitli sebeplerden dolayı diş çekmemiz gerekiyorsa bunu genellikle klasik yöntem olarak el aletlerimizle yapmaktan ziyade aynı insanda 20’lik diş çekme operasyonunda olduğu gibi cerrahi olarak müdahalede bulunmayı tercih ediyoruz. Ameliyat esnasında diş etini kaldırıp flep kaydırma yöntemi ile , çene kemiğinin gerekli kısmından pencere kesip, diş kökünü ve dişi nazikçe kemikten alıyoruz. Bu yöntemi tercih etmemin birkaç sebebi var. Öncelikle kedilerin kafatası yapısı çok farklıdır. Mesela köpek dişinin kök uzunluğu, kendi dişinin uzunluğunun neredeyse iki katıdır ve kök, gözün hemen arka kısmında yer alabilir. Veya hastanın dişi, çene kemiğine sımsıkı bağlı olabilir. Böylesi durumlarda bu operasyon ciddi bir uzmanlık gerektirir. Klasik yöntemlerde cerrahın eli, operasyon esnasında bir şekilde kayarsa; ameliyat esnasında kullanılan el aleti, göze ve hatta daha da ileriye beyine bile değebilir. Bu da hastanın ölümüne dahi sebep olabilir. Bu yüzden, el aleti ile klasik yöntemlerle diş çekimi yerine cerrahi müdahale ile diş kökünün olduğu kısmı keserek çıkarmak çok daha kontrollü ve güvenlidir.”