DOLAR
34,3504
EURO
37,4502
ALTIN
3.028,57
BIST
8.669,75
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Bursa
Açık
15°C
Bursa
15°C
Açık
Çarşamba Açık
17°C
Perşembe Parçalı Bulutlu
18°C
Cuma Az Bulutlu
16°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Mardin’de çarpık kentleşme kabusu

Mardin’de çarpık kentleşme kabusu
A+
A-

Mardin’de 1990 yılında dönemin yerel yönetimleri tarafından yeni yerleşim alanı ilan edilen Yenişehir bölgesinde plan proje yapılmadan izin verilen inşaatlar 30 yıl sonra ortaya çarpık bir kentleşme sorununu ortaya çıkardı.

MARDİN (İGFA) – Yeşil alan sorunu alt yapı yanı sıra yolların dar olması yaklaşık 75 bin aracın bulunduğu Mardin’de trafikte yaşanan yoğunluk bugünkü adı ile Artuklu ilçesinde hayatı yaşanmaz hale getirdi. Çevre yolu olmaması nedeniyle ağır araçların geçtiği Yenişehir semtinde trafik sorunu kenti yaşanmaz hale getirildi.

Uzmanlar, geçmişte her gelen yerel yönetimler bu yapılara izin vererek, çok katlı binalar ve her yerde mantar gibi türeyen apartmanlar şehrin çarpık kentleşmesinde önemli rol oynadığını öne sürdü.

Mardin’de yaşanan çarpık kentleşme sorunu, gelişen çağın ihtiyaçları düşünülmeden yalnızca “günü kurtarmak” için yapılan çalışmaların eseri olduğuna vurgu yapan uzmanlar,”30-40 yıl önce çizilen plansız şehir planı kapsamında Yenişehir dediğimiz bölgede yaklaşık 50 bin insanın yaşadığı biliniyor. Bugünkü adı ile Artuklu ilçesinde doğru ve dürüst şehir planın olmaması çok katlı binalara izin verilmesi nedeniyle ortaya çıkan fotoğraf Mardin’in çarpık bir kentleşme nedeniyle sınıfta kaldığını gösterdiğine dikkat çekti.

Mardin’de çarpık kentleşme, kentlerin, nüfus patlaması sonucunda, plansız ve denetimsiz olarak, gelişigüzel, altyapısız, her türlü estetik kaygıdan uzak bir şekilde merkezden dışa doğru adeta bir ur gibi büyümesi modern şehre ayak uydurmaması şehrin sakinlerini de rahatsız ediyor.

Çarpık kentleşmeden dolayı ortaya çıkan devasa binalardan rahatsız olan vatandaşlar ise, geçmişte eski Mardin’i beton binalarla donatarak tarihi yok ettiklerini şimdi de yeni yerleşim alanlara çarpık yapılaşmadan dolayı şehri adeta betona hapsedildiğini söyledi.

İçinde yaşadığımız kadim kentin binlerce yıldır medeniyetler beşiği olduğu düşünüldüğünde, Mardin kendine özgü tarihsel bir dokusu olduğu bütün dünya tarafından bilindiğine dikkat çeken vatandaşlar isyan etti.

Son yıllarda tarihi kentte oturan vatandaşlar tarihi taş evlerini terk ederek, betonlaşmanın hızla yayıldığı Artuklu ilçesinde apartman hayatını tercih ediyor.  Hal böyle olunca da tarihi evler boş ve kaderine terk edilmiş durumda bekliyor. Birçok tarihi bina yıkıldı veya yıkılmaya yüz tutuyor. Şehrin yöneticileri tarihi kentin sadece çarşı kısmını korumak için restorasyon çalışması yapıyor. Peki ya tarihi mahallelerde yıkılan veya yıkılmaya yüz tutmuş taş evlerin evlerin durumu ne olacak. Tarihi şehir boşalıyor. Hayalet kentte dönüşüyor. Şehir hayatı sadece birinci cadde ile değil, kadim kentin taş evleri ile hayat devam eder. Yoksa bir tarafı yapalım günü kurtaralım politikalarına devam edilirse, elimizdeki tarihi değerleri de kaybederiz.”

 

PSİKOLOGLARDAN AÇIKLAMA

Uzman Klinik Psikolog Abdulkadir Özmen ise, çarpık kentleşme insana mutsuzluk verdiğini söyledi. Bunun sonucunda yalnızca görünüş çirkinliği değil, mutsuz, huzursuz, topluma hatta kendilerine düşman sağlıksız bir toplum oluştuğuna dikkat çeken Özmen,” Böyle bir toplumun üretken ve verimli olması beklenemeyeceği gibi, sağlıklı insan kaynağına dayanmayan bir kalkınmanın gerçekleştirilemeyeceği de açıktır. Çarpık kentleşmenin sonuçta, Toplumsal mutsuzluğa, Çevre kirlenmesine, Tarihsel, kültürel ve doğal değerlerin yok olmasına, Verim kaybına, kaynak israfına, hizmetlerin aksamasına, asayişsizliğe, güvensizliğe, devlet düzeninin kurulamamasına, büyümeyle doğan kent rantlarının kamu dışında yağmalanmasına, neden olduğu artık herkesçe bilinmelidir” dedi.